26 Eylül 2024 05:21

LC Waikiki işçileri düşük ücret ve performans baskısına çözüm arıyor

LC Waikiki, İSG eğitimlerinde işçilere özellikle ağır yük kaldırmak konusunda eğitim veriyor. Kotalarını doldurmaya çalışan işçiler çalışırken aldıkları eğitimi unutmak zorunda kalıyor.

Fotoğraf: Fırat Turgut - Evrensel

Paylaş

Andaç Aydın ARIDURU
İstanbul

LC Waikiki’nin İstanbul’daki depolarında çalışan işçiler, düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, performans kotaları, işe bağlı sağlık sorunları ve gördükleri baskılar karşısında çözüm yollarını arıyor.

Gördüğü baskı sebebiyle 19 Temmuz’da intihar eden LC Waikiki İşçisi Muhammed Yavuz, geride bıraktığı mektupta Yöneticisi E.C. için “Bu bir intihar vakası değildir. Cellatlığını E.C’nin yaptığı bir idam vakasıdır” ifadelerini kullanırken LC Waikiki depo işçileri, bu intiharın ardından yönetimin az da olsa ücret zammı ve prim kesintileri konusunda kısmi adımlar attığını aktarıyor. Ancak işçiler, dönemsel iyileşmelerin geçici olduğunu ve ortak taleplerinin sürekli fabrikada gündemde tutabilecekleri bir mekanizmaya ihtiyaç duyduklarını düşünüyor.

İLK KARŞILAMA: GEÇMİŞ OLSUN

LC Waikiki’nin İstanbul depolarında yaklaşık 4 bin 500 işçi çalışıyor. Bu sayının neredeyse yarısını kadınlar oluşturuyor. Depoların iş yoğunluğuna göre dönemsel alımlar yapılırken, zorunlu fazla mesailer uygulanıyor. Özellikle yaz aylarında üniversite öğrencileri ve Esenyurt bölgesindeki işsiz gençliğin işe alındığı biliniyor. Bu depolarda ağırlıkla 20-45 yaş arası işçiler çalışırken, en tecrübeli işçiler bile bu depolardan emekli olmuş bir işçi hatırlamadıklarını aktarıyor. Bir işçi eski işçilerin yeni işçilerle tanışması sırasında en çok “Geçmiş olsun, başka yer bulamadın mı?​” ifadelerini sıkça kullanıldığını aktarıyor. İşçiler işin ağırlığı ve ücretlerin düşüklüğü sebebiyle sürekli sirkülasyon olduğunu aktarıyor.

RAPORLU İŞÇİYE PRİM YOK

Mustafa Yavuz’un intiharının ardından yapılan ücret zammında depo yöneticileri zammı ‘Ekonomik durumu göz önünde bulundurduk’ şeklinde açıklamış. Şu an ücretler 18 bin 250 TL. İşçilere 5 bin 425 TL de devamlılık ve performans primi veriliyor. Performans primleri, hedef kotalar tutturulamadığı takdirde tamamen kesilirken, aşılması halinde ise belirlenen primin üzerinde bir ödeme alınamıyor. İşçiler ‘performansa dayalı’ ismini taşıyan bu sistemde keyfi uygulamaların yaygınlığından bahsederken, devamsızlık kısmında ise rapor veya izin kullanan işçilerin de primleri tamamen kesiliyor. Toplam ücretler ise diğer ek primler ve sosyal yardımlarla 26 bin TL’yi buluyor. Performans kotaları tutturulamadığında tutulan tutanaklar işçilere prim üzerinden bir baskı aracına dönüşürken, biriken tutanaklar 2-3 ay gibi bir sürede düzenli olarak işten atmalarla sonuçlanıyor.

"BELKİ DE AYAKKABILARINI BAĞLARKEN FITIK OLDUN"

LC Waikiki’de işe girmek de kolay değil. İş başvuruları kabul edilen müstakbel işçiler sıkı bir sağlık kontrolünden geçiriliyor. Burada en ufak bir fiziki deformasyon elenme sebebi oluyor. Omurgasında aslında toplumda oldukça yaygın olan bir derecelik bir eğriliğe bile tahammül etmeyen LC Waikiki, işçilere iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinde özellikle ağır yük kaldırmak konusunda eğitim veriyor. Kotalarını doldurmaya çalışan işçiler işe girerken aldıkları iş sağlığı ve güvenliği eğitimini unutmak zorunda kalıyor. “Bize gösterdikleri şekilde koli indirip kaldırmaya çalışsak kotanın yarısını dahi yapamayız” diyen bir işçi, 8 ayda kendisinde de bel ve boyun fıtığı başladığını söylüyor. Aynı işçi fıtık olduğunu fabrika yönetimiyle paylaştığında ise aldığı cevap “Belki de ayakkabını bağlarken fıtık oldun. Biz senin iş yüzünden fıtık olduğunu nereden bilelim?​” oluyor. İşçinin anlattıklarını doğrular şekilde başlarını sallayan diğer işçilerden biri de “Hepimiz fıtık olduk burada. Hepimiz benzer cevabı aldık” diyor.

İşçiler iş kazası geçirmeleri veya iş sebebiyle geçirdikleri halinde depo yönetimine haber vermeleri ve yaşanan sorunların iş nedeniyle olduğunu belgelememeleri için tehdit edildiklerini söylüyor.

İŞÇİLER GÜÇ BİRLEŞTİRMENİN YOLLARINI ARIYOR

İşçilerin gelecek yıla dair en öncelikli beklentisi enflasyonun altında kalmayacak ücret zamları. Şimdilik intiharla birlikte azalmış görünen baskı ve mobbing de yoğunluğun artmasıyla yeniden hızlanacak gibi görünüyor. İşçiler sürekli yaşadıkları sağlık sorunları karşısında da çözüm talep ediyor.

Geçtiğimiz yıllarda depolarda dönem dönem talepler için çeşitli eylemler de oldu. 2020 yılında pandemi devam ederken yönetimin giyim çeklerini iptal ettiğini duyurması üzerine iş durduran işçiler ortak alana çıktı ve görüşme talep etti. LC Waikiki’nin sahibi Mustafa Küçük’ün de apar topar depoya geldiğini aktaran işçiler giyim çeki uygulamasını yeniden başlattı.

Banka promosyonlarının dağıtılmayacağını öğrenen internet deposu (internetten verilen siparişlerin bulunduğu depo) işçileri de iş durdurmaya karar verdi. Vardiyadaki 60 işçinin 15’inin işten atılma korkusunu hep birlikte tartışarak aşan ve ardından iş durdurma kararını alan işçileri, promosyon ödemelerini, aralarında karşılıklı güven ilişkisi kurabilmeleri ve sonuç alana kadar eylemi sürdürme kararlılığı sebebiyle alabildiklerini söylüyor.

Bunun gibi vardiyalarda örgütlenen eylemlerin başarılı oluşu işçileri daha geniş talepler etrafında ve sürekli birliktelikler konusunda öz güvenli hale de getiriyor. Bir işçi “Fabrikada tartışılan sorunlar hakkında çözüm için ne yapabiliriz dediğimizde promosyon zamanında iş durdurmuştuk, öyle kazanmıştık yorumunu duyuyoruz” diyor. Görüştüğümüz işçilerin hepsi ‘Birlik olmak’ gerektiğini söylüyor ancak işten atılma ve tazminatları alamama korkusu, işçi sirkülasyonu, patronun müdahaleleri ve mobbing konusundaki kaygıların bunun önündeki engeller olduğunu da aktarıyor.

Ancak fabrikanın öncü işçileri bütün bunların göğüslenebileceği bir birlikteliğin kurulabilmesinin yolunun öz güveni arttırabilmekten geçtiğini vurguluyor. Bir işçi “Asgari ücret seviyesinde çalıştıktan sonra İstanbul’da her yerde işçi olursun. Biz burada hakkettiğimiz ücretleri almak ve çalışma koşullarımızı iyileştirmek istiyorsak ancak buradaki örgütlü gücümüzle başarabiliriz, deponun hayati noktalarında iş durdurabilirsek kazanım elde edebiliriz” ifadelerini kullanıyor.

WAİKİKİ İŞÇİLERİ LESSNER’DEN ÖĞRENİNCE KAZANACAK

Kor Yayınlarından çıkan Çarlık Dumasında Bolşevikler’de anlatılan St. Petersburg’daki Lessner fabrikasındaki grevin hikayesi, adeta bugün LC Waikiki işçilerine ilham olmak için sayfalarda bekliyor.

1913’te Rusya’da ‘Yeni Lessner’ fabrikasında çalışan Bolşevik İşçi Strongin, ustabaşından 100 adet cıvataya vida açmak görevini alır. Vidaların bir kısmının kaybolmasıyla birlikte ustabaşı, Stongin’i hırsızlıkla suçlar, küfürler eder ve kayıp cıvatalar iade edilmezse işten atmakla tehdit eder. İşçi Strongin gece vardiyasında bu baskıya ve hırsız damgası yemenin baskısına dayanamayarak arkasında bıraktığı mektupta “Elveda sevgili yoldaşlar ve unutmayın ki ben masumum” diyerek kendisini fabrikanın merdiven boşluğuna asar. Ertesi sabah bulunan Strongin’in cansız bedeninin başında toplanan işçiler yönetimden ustabaşının işten atılmasını talep eder. Fabrika yönetimi bu talebi kabul etmeyince başlayan grev Birinci Dünya Savaşı öncesinin en büyük işçi direnişlerinden birine dönüşür. Rusya’nın dört bir yanından işçilerin dayanışma için gönderdiği paralar Pravda gazetesiyle Lessner işçilerine ulaşır. Bir fabrikanın işçileri ise ücretlerinin yarısını Lessner işçilerinin çocuklarını doyurmak için kullanılmasını dahi teklif eder.

Muhammed Yavuz’un intiharının fabrika içindeki öfkeyi ve işçilerin çalışma koşullarını daha cesurca çalışmaya yönelttiğini aktaran işçilerin, taleplerini eyleme dökecek öz güveni bulabilmeleri için Lessner’de arkadaşlarını kaybeden işçilerin eyleme geçtikten sonra hem kendi aralarında hem de Rusya işçilerinden gördükleri dayanışmayı görmeleri önemli adımlardan biri olacak…

ÖNCEKİ HABER

İsrail Lübnan'ın doğusunda bir binaya saldırdı: 23 Suriyeli yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Umut ayracı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa