27 Eylül 2024 11:16

Taş ocağı, şelale… insan veya saflaşan sözcükler

"Şehir, yokluğa gömülüyor! Öylesine bir yokluk ki; susuz, yolsuz, güvensiz, ümitsiz, kemirilmiş bir şehir ve bu şehrin artakalanıyla canını dişine takarak yaşamaya zorlanmış insan öbekleri..."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Önder KARATAŞ
Hatay

“Eski mozaik bir rozet gibi
göğsümde taşıyorum Antakya’yı”

-Süleyman Okay-     

Antakya şehrinin yıkıntıları üzerinde –neredeyse- tepinme izni almış hafriyat şirketlerinin son icraatı, Defne Harbiye’nin kuzey doğusunda bulunan, Arapça yerel söyleyişle “Dekuk” olarak bilinen şelalenin dinamitlenmesi oldu.  

Halkın yoğun tepkisi olmasa faaliyet rutinini bozmayacak olan şirketin çalışma izninin iptal edildiği açıklandı.

Bölgedeki tahribat, AKP iktidarının “orman vasfını yitirmiş arazi” siyasetinin bölgemizde rant çevrelerine sağladığı olanaklarla belirli şahısların, bölgede satın alma yoluyla mülk edinip, civarındaki kamu arazilerini de uzun süreli kiralamasıyla 2009 yılında başlamıştır. O dönemde de bölgedeki yoğun hafriyat faaliyeti ve Suriye sınırını andıran çitler, başta Darmaşta mahallesi olmak üzere tüm halkın yoğun tepkisini çekmişti.

Yüzlerce yıldır çok sayıda endemik bitki ve hayvan türünün kucağı olan bölge “mesire yeri” olmaktan öte piyasadan kısmen korunmuş bir doğa alanı olarak canlılığın yaşam kaynağıdır.

Bu açıdan bölgenin “mesire yeri” tanımı baştan sona yanlıştır! Doğa, görüntü estetiğinden öte, yaşama kaynaklık ve süreklilik sağlayan bir bütünlüktür. Günümüzde yeraltı ve yerüstü doğal kaynakların piyasalaştırıldığı düşünüldüğünde, nefes almanın bile dolaylı olarak metalaştığı günlerin daha başında sayılırız.

Yoğunluklu olarak Doğu Akdeniz’e özgü bodur bitkilerin kollarını iki yana açmış kucağı piyasa ilişkilerinden onlarca yıl korunsa da 2009 yılı sonrası, yerel ve merkezi iktidarların doğaya dönük rant siyasetinden payına düşeni fazlasıyla almıştır.

Ekmek tandırlarının halen kullanıldığı Harbiye’de, “zindiyan” adıyla bilinen (Sözcük, Süleyman Okay’ın Aynalar adlı şiirinden alınmıştır) kızıl çalı, doğanın uyumunu bozmadan toplanıp bu tandırlarda kullanılmak üzere evlere taşınır.  Esmer buğday ekmeğine nerdeyse tadını veren “zindiyan” bitkisidir.

Yoğun hafriyat yapılan 2009 yılı öncesinde şelaleye ulaşmak, patika dahi olmadan, kayalardan, doğal taraçalardan, dere taşları üzerinden geçerek mümkün oluyordu. Şelale noktasında sağlı sollu duvarlardan süzülerek oyuklara biriken soğuk ve tatlı su, bu zor yolculuğun değer ölçüsü gibidir. Altın veya gümüş değil…  Su…

22 Eylül 2024 Pazar günü, Defne Harbiye’de, insan akışının en yoğun olduğu saatlerde taş ocağı işleten hafriyat şirketine ait yüklü kamyon, freninin boşalması sonucu kontrolden çıkınca, biri ağır olmak üzere altı kişi yaralandı. Ağır tonajlı araçların geçişinin yasak olduğu güzergâh üzerinde meydana gelen kazanın hemen yukarısında geçiş kontrol noktası kesintisiz faaldir. Buna karşın hafriyat şirketleri, yakıt maliyetini düşürmek adına ilgili noktadan elini kolunu sallaya sallaya geçebilmektedir! İnsan yaşamı bir hafriyat şirketinin yakıt maliyeti ile ölçülebiliyor!  

Yazının başında belirtiğimiz “şehrin üzerinde tepinme izni” meselesi burada tekrar beliriyor. Şehir, nasıl olsa yıkılmış, yok olmuş; öyleyse kural da güvenli yaşama hakkı da yoktur!

İnşaatlardan ayrıştırılan demirin geri dönüşüm merkezlerine kesintisiz olarak taşındığı Antakya’da, işe, okula insan taşıma –depremden yirmi ay sonra- halen günlük bir çiledir ve yerel iktidarın önceliği değildir!    

Büyükşehir Belediyesi büyük araçlara kilometre başına 10 TL, küçük araçlarda kilometre başına 5 TL nakit desteği vererek işin içinden sıyrılabileceğini hesaplıyor. İktidarın sosyal belediyecilikten anladığı bundan ibaret gibi görünüyor.

Şehir, yokluğa gömülüyor!

Öylesine bir yokluk ki; susuz, yolsuz, güvensiz, ümitsiz, kemirilmiş bir şehir ve bu şehrin artakalanıyla canını dişine takarak yaşamaya zorlanmış insan öbekleri.

İçten içe uğuldayan bu huzursuzluk, saf sözcüklere dönüşecektir!

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Burdur'da bir kadın otobüs durağında beklerken av tüfeğiyle vuruldu

SONRAKİ HABER

Eğitim Sen Hatay Şubesi: Elektrik faturaları emekçilerin sırtına yüklenemez

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa