Geleceğimiz için birlikte hareket etmeliyiz
"Maaşlarda iyileştirilme yapılması şart ama çalıştığım fabrika sendikasız olduğundan toplu şekilde patronun karşısına çıkıp zam isteyemiyoruz, yönetim karşısında birlikte hareket edemiyoruz."
Fotoğraf: Unsplash
Bir metal işçisi
Tuzla-İstanbul
70 kişilik bir fabrikada çalışan metal işçisiyim.
İçinde bulunmuş olduğumuz ekonomik durumdan dolayı gerek kiralara gerek kredi borçlarına gerek ev ihtiyaçlarına yetişemez bir hal aldık. Örneğin, yakın zaman önce evimi taşımam gerekti. En düşük kira fiyatı olan evlere bakmama rağmen birçok ev sahibi beyaz yakalı çalışan arıyor, mavi yakaya ev vermem diyor. Bu yüzden epey aradıktan sonra anca bir ev bulabildim. O da bugünün koşullarında ucuz denebilecek bir kiraya sahip. Ama en ucuzu bile türlü masraflara gebe. Faturalar için abonelik parası, nakliye parası, emlakçı parası... Masraflar yetişilmez bir hal aldı yani.
Masrafların artması fabrikadaki işçilerin de maaşlarına bir iyileştirme yapılması ihtiyacını ortaya çıkardı. Ama çalıştığım fabrika örgütsüz, sendikasız bir fabrika olduğundan toplu şekilde müdürün, patronun karşısına çıkıp zam isteyemiyoruz, yönetim karşısında birlikte hareket edemiyoruz.
Onun yerine her işçi kendisi için maaşının düzeltilmesini istedi. Her bölümde ufak ufak söylenmeler olduysa da bu durum fabrikanın genel maaş ortalamasının çok altında ücret alan arkadaşlarımızın biraz zam almasına yaradı. Bize patronun kendisi “Çok komik ücretler alan kişilere ufak bir zam yaptım, az sabredin” dedi. Maaşı çok düşük olan arkadaşlara cüzi iyileştirmeler yapan patron; kalifiye, bu mesleğe yıllarını veren gerek beyaz yakadan gerek mavi yakadan başka işçilere de iyileştirme yaptı ve zaten örgütsüz olan fabrikamızda işçiler bölünmüş, parçalanmış oldu. Çünkü herkesin zam alabildiği bir süreç yerine; maaşı fabrika ortalamasının altında kalan ve zaten ortalamanın üzerinde ücretler alan işçilere zam yapılmış oldu. Şimdi yeni yılı bekler durumdayız. Zam alamayan bazı işçi arkadaşlar da çareyi aynı sektörde farklı firmalara giderek çözmeye çalışıyor.
Türk-İş’e bağlı birçok sendika bu ücret baskılarına ve vergi adaletsizliğine karşı bir saat iş durdurma eylemi yaptı. Bu eylemlerin daha kitlesel, gerekirse yürüyüşler yaparak, daha çok ses getirecek eylemler halini alması; biz örgütsüz fabrikalarda çalışan işçilerin dikkatini oraya çekeceğini ve en azından işçiler arasında daha çok konuşulacağını düşünüyorum. Bu gibi eylemlerin sayısının artması, yaygınlaşması, sendikasız iş yerlerine de sıçramasıyla birlikte; bütün işçilere ciddi bir moral verecektir.
Bir yandan eylemleri görmüş olduk ama bir yandan da kimi sarı sendikaların tutumlarını da görmüş olduk. Sarı sendikalar görevini yapmaya devam ediyor. Sendikal bürokrasiye karşı patronlara ve onların iktidarlarına karşı biz de hem ücretlerimiz için hem de daha iyi bir hayat için hep birlikte hareket etmeliyiz.