01 Ekim 2024 12:03

Kadına açlık nafakası: Ortalaması sadece 1179 lira!

Kadın Dayanışma Vakfı’nın açıkladığı 2024 Yoksulluk Nafakası Araştırması raporuna göre mahkemelerce verilen yoksulluk nafakası miktarlarının ortalaması asgari ücretin yüzde 6,9'una karşılık geliyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kadın Dayanışma Vakfı 2024 Yoksulluk Nafakası Araştırma Raporu'nu açıkladı. Rapora göre, mahkemelerce verilen yoksulluk nafakası miktarlarının ortalaması sadece 1179 lira iken asgari ücretin yüzde 6,9'una karşılık geliyor. Raporda, "Nafaka yükümlüsünün mali durumu değil nafaka alacaklısının ihtiyaçları öncelenerek, özellikle velayeti kadına bırakılan çocuk/çocuklar olduğunda asgari yaşam standardının altında yoksulluk ve iştirak nafakası belirlenmesi önlenmelidir" denildi.

İnşaat Mühendisleri Odasında yapılan basın toplantısında nafaka düzenlemesi tartışmasının sık sık raftan indirilerek Medeni Kanun alanındaki farklı değişiklik önerileri ile yeniden gündeme getirildiği belirtildi. 2024 Yoksulluk Nafakası Araştırması'nın kamuoyunu uzun süredir meşgul eden ve Ekim 2024'te başlayacak yeni yasama döneminde TBMM gündemine gelmesi beklenen yeni yoksulluk nafakası düzenlemesine ilişkin tartışmalara yeniden katkıda bulunmayı amaçladığı ifade edilen açıklamada, "Bilindiği gibi, kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti ve ev içi şiddeti önlemeye yönelik uluslararası bir insan hakları düzenlenmesi olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı ‘ailenin korunması’ politikası çerçevesinde savunulmuştur. Yoksulluk nafakasına yönelik değişiklik önerilerini başlatan 2016 Boşanmaların Önlenmesi Meclis Araştırma Komisyonu raporundan beri medeni hukuk reformlarını ve kadına yönelik şiddetle mücadeleyi bu politika belirlemektedir. Hazırlanan kanun teklifleri ve politika belgelerinde toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesiyle elde edilen hakların yok sayılabilmesi ise korunması istenen ailenin, geleneksel değerlerin hakim olduğu ataerkil aile olduğunu göstermekte ve kadınların yaşamlarında hak kayıplarına neden olmaktadır" denildi.

HER DÖRT NAFAKA DOSYASINDAN BİRİNDE ŞİDDET VAR

Araştırmada 16 farklı ilde Aile/Asliye Hukuk Mahkemelerince görülmüş 155 adet boşanma davası ve boşanma sonrası açılan nafaka davası dosyaları incelendiği vurgulanan açıklamada, "Dosyaların 118'i hem boşanma hem nafaka davası olarak 37'si ise yalnızca nafaka davası olarak açılmıştır. Ayrıca yeni araştırmada dosya verileri nafaka davalarının tarafı kadınlarla yapılan görüşmelerle desteklenerek nafaka süreçlerine ilişkin gerçeklik tüm yönleriyle kamuoyunun bilgisine sunulmaya çalışılmıştır" denildi.

Raporda, 2024 Araştırma verilerinde şiddet iddiaları bakımından artış yaşandığı; incelenen boşanma davası dosyalarının yüzde 88,4 gibi önemli bir oranında şiddet iddiası bulunduğu belirtilirken bu şiddet iddialarının yüzde 97'si psikolojik şiddet, yüzde 73'ü fiziksel şiddet, yüzde 60'ı ekonomik şiddet, yüzde 17'si cinsel şiddet ve yüzde 1'i dijital şiddet iddiası olduğu kaydedildi. Raporda ayrıca her dört nafaka davası dosyasından birinde ceza soruşturmasına konu toplumsal cinsiyete dayalı kadına yönelik ve ev içi şiddet söz konusu olduğu vurgulandı.

Raporda, "Birçok dosyada kadınlar, eşlerinin kendilerini öldürmeye çalıştığını, evlilik içi tecavüze maruz kaldıklarını, hamile iken dahi fiziksel şiddet gördüklerini, eve kilitlendiklerini, psikolojik şiddet gördüklerini, sürekli aşağılamaya maruz kaldıklarını, borçlandırıldıklarını ve mallarını satmaya zorlandıklarını dile getirerek farklı şiddet iddialarında bulunmuşlardır. Dava dosyalarının yüzde 42'sinde 6284 sayılı Kanunun uygulaması doğrultusunda verilmiş kararlara rastlanmıştır. Yargılama masrafları bakımından adli yardıma hükmedilen dosyaların oranı ise yüzde 34 olup bu kararların yüzde 96'sı kadınlar için verilmiştir. Adli yardım kararı olmayan dosyaların dava masraflarının yüzde 29,03'ü kadınlar; yüzde 27,10'u ise erkekler tarafından ödenmiştir. İki dosyanın masrafları ise davayı açan reşit çocuklar tarafından ödenmiştir. Adli yardım al(a)mayanlar bakımından davalar açılırken ve dava süresince ödenmesi zorunlu mahkeme masrafları genellikle bağlanan nafaka miktarlarına oranla yüksektir. Dava masrafları yükselen enflasyon oranları ile birlikte artmaktadır. Araştırma kapsamında incelenen dosyalarda davalara taraf olan kadınların toplumsal konumları genel itibariyle erkeklerden geridir. Kadın ve erkekler arasında eğitim düzeyi bakımından tespit edilen paralellik ise meslek ve gelir düzeyi itibarıyla yaşanan uçurumu daha da ilginç kılmaktadır. Davalara taraf kadınların yüzde 2,7'si okuma yazma bilmezken, yüzde 13'ü ilkokul, yüzde 8,7'si ortaokul, yüzde 33,9'u lise, yüzde 30,4'ü üniversite, yüzde 6,5'i yüksek lisans mezunudur. Erkeklerin ise yüzde 15'i ilkokul, 11'i ortaokul, 30'u lise, yüzde 35'i üniversite ve yüzde 2'si yüksek lisans mezunudur" denildi.

İŞSİZ KADINLARIN ORANI DAHA FAZLA 

Raporda, işsiz kadınların oranı yüzde 48, erkeklerde ise sadece yüzde 9 olduğu belirtildi. Dosyaların içeriklerindeki bilgilere göre, herhangi bir geliri olmayan erkeklerin oranı sadece yüzde 7 iken, kadınların yüzde 47'si herhangi bir gelire  sahip olmadığı vurgulanan raporda, "Erkeklerin yüzde 80'i asgari ücret ve üzeri ücrete çalışırken bu oran kadınlarda yüzde 46'dan ibarettir. Araştırma sonuçlarına göre nafaka davalarına taraf olan kadınlar içinde işsiz olanların sayısı 2019 Araştırmasına göre yaklaşık üç kat fazladır" denildi.

KADINLAR NAFAKAYI ÇOCUKLARI İÇİN TALEP EDİYOR

Boşanma ve nafaka davalarında, nafaka taleplerinin müşterek çocukların varlığı ile önemli ölçüde ilişkili olduğu belirtilen raporda, "İncelenen boşanma dosyalarında davaya taraf kadın ve erkeklerin sadece yüzde 14,41'inin müşterek çocuğu bulunmazken, yüzde 85,59'unun bir ya da daha çok müşterek çocukları bulunmaktadır. İncelenen dava dosyalarında müşterek çocukların velayetleri büyük oranda kadınlar tarafından talep edilmiştir. İncelenen boşanma davası dosyalarındaki nafaka taleplerinin yüzde 62'si kadınlar için tedbir nafakası, yüzde 67'si yoksulluk nafakasıdır. Nafaka taleplerinin ağırlıklı olarak müşterek çocukların ihtiyaçlarına yönelik olduğu gözlenmektedir. Ergin olmayan ortak çocuk bulunan boşanma davası dosyaların yüzde 83'ünde çocuk için tedbir, yüzde 96'sında çocuk için iştirak nafakası talebi bulunmaktadır. Nafaka davalarına ilişkin kararlara bakıldığında ise her iki araştırmada da çocuklar için yapılan nafaka taleplerinin mahkemeler tarafından kabul oranının kadınların kendileri için talep ettikleri nafakalardan çok daha yüksek olduğu görülmüştür" ifadelerine yer verildi.

DOLAR BAZINDA AZALDI

Yargıtay'ın içtihadına rağmen, yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmediği vurgulanan raporda, "Enflasyon oranına paralel şekilde artan nafaka taleplerine mahkemeler cevap vermemiş ve nafaka miktarlarında anlamlı bir artış söz konusu olmamıştır. İncelenen dosyaların yüzde 48,72'sinde mahkemeler 501-1500 TL arasında yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir ve bu aralıktaki yoksulluk nafakalarının ortalaması 997,37 TL'dir. Tüm aralıklar için Mahkemelerce verilen yoksulluk nafaka miktarlarının ortalaması ise sadece 1.179,40 TL'dir. Bu ortalama mevcut asgari ücretin yüzde 6,9'una karşılık gelmektedir. Son açıklanan verilere göre (Ağustos 2024) ortalama yoksulluk nafakasının açlık sınırına oranı yüzde 6,21 yoksulluk sınırına oranı yüzde 1,87'dir. Kadınların tek başına yaşam maliyetine oranı ise yüzde 4,72'dir. Karşılaştırmalı verilerin ortaya koyduğu en çarpıcı sonuçlardan biri ise 2019 Yoksulluk Nafakası Aştırmasında hesaplanan nafaka miktarı ortalaması olan 370 TL'nin dolar bazında bugünkü karşılığının 2.188 TL oluşudur. Dolayısıyla 2019 koşullarında yetersiz olan nafaka tutarında artış olmamış aksine dolar bazında ciddi bir azalma meydana gelmiştir" denildi.

KADINLARIN HÜKMEDİLERN NAFAKALARINI ALAMAMA NEDENİ ŞİDDET TEHDİDİ

Raporda şu ifadelere yer verildi: "2019 Araştırmasında nafakanın ödenmemesinin en önemli nedeni nafaka yükümlüsünün isteksizliği olarak gösterilirken 2024 yılında en önemli neden kadınların, mal varlığı olmayan ya da düzenli çalışmayan erkeğin uygulayacağı şiddetten korktuğu için hakkını arayamaması olarak gösterilmiştir. Gerçekten de ödenmeyen nafakalar için icraya başvurma oranı beş sene içinde yüzde 44,3'ten yüzde 38'e düşmüştür. Araştırma sonucuna göre, mahkemeler tarafından hükmedilen nafakaların yüzde 44'ü nafaka yükümlüleri tarafından ödenmemiştir. Kadınların hükmedilen nafakaları tahsil edememesinin nedeni büyük oranda şiddet tehdididir. Nafaka tahsilatı Mahkeme tahsil ve İcra Daireleri gibi devlet mercileri tarafından takip edilmelidir" denildi.

"Yargı reformlarının sosyo-hukuki verilerle ve toplumsal cinsiyete dayalı bir bakış açısı ile planlanması ve mahkemelerce insanca yaşanacak bir miktarda nafakaya karar vererek nafaka ödememek için mal kaçıranların denetlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır" ifadelerine yer verilen raporda, kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırıların son bulması, kadına yönelik şiddetle yargısal düzeyde etkili bir şekilde mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı.

BAKANLIK VERİ PAYLAŞMALI

İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararından sonra ailenin korunması odaklı bir şiddetle mücadele planı uygulanmaya başlandığı belirtilen raporda, "Devlet, kadına yönelik şiddet verilerini kamuoyu ile paylaşmadığı gibi bu veriler hakkında kanaat oluşturmayı sağlayabilecek adli istatistikleri de sınırlı şekilde yayınlamaktadır. Sözleşmeden çekilmenin ve ailenin korunması politikasının kadına yönelik şiddet üzerindeki etkisi ise veri paylaşımının yokluğundan dolayı belirsizdir. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Aile Sosyal lenathi Hizmetler Bakanlığı toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin veri toplamalı ve paylaşmalıdır" denildi.

Yargılama süresinin uzunluğu hükmedilen nafaka miktarının düşük kalmasında çok önemli bir etken olduğu ifade edilen raporda, "Uzun yargılama nedeniyle usul hukukundan kaynaklanan hak kaybının önüne geçilebilmesi için nafaka davalarına ilişkin usul yeniden düzenlemeli, nafaka miktarı tarafların karar tarihindeki ekonomik koşullarına göre belirlenmelidir. Nafaka davalarının tarafı kadınlarla yapılan görüşmelerde kadınlar boşandıktan sonra, özellikle çocukları varsa bağımsız bir konut edinemediklerini, çalışsalar da ancak ailelerinden aldıkları sosyo-ekonomik destekle yaşamlarını sürdürdüklerini dile getirmiştir.  Nafaka yükümlüsünün mali gücü mahkemelerce, tarafların sunduğu deliller dışında mali veriler izlenerek res'en ayrıntılı şekilde araştırılmalıdır. Nafaka yükümlüsünün mali durumu değil nafaka alacaklısının ihtiyaçları öncelenerek, özellikle velayeti kadına bırakılan çocuk/çocuklar olduğunda asgari yaşam standardının altında yoksulluk ve iştirak nafakası belirlenmesi önlenmelidir" denildi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Meclis işçiye sağır

SONRAKİ HABER

Şırnak ve Erzurum’da ev baskınları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa