Emek Gençliğinden çağrı: Eğitime bütçe, öğrenciye söz hakkı, demokratik ÖTK için mücadele
Emek Gençliği MYK Üyesi İrem Taçyıldız, üniversitelerde yaşanan barınma, beslenme ve ulaşım sorunlarına karşı kampanya başlattıklarını duyurdu.
Fotoğraflar: Evrensel
Pek çok üniversitede yeni eğitim dönemi barınma, ulaşım ve beslenme gibi çeşitli sorunlarla başladı. Özellikle orta vadeli program (OVP) ve kamuda tasarruf adı altında hayata geçirilen uygulamalarla yurt ücretleri arttı, yemek porsiyonları küçüldü, toplu ulaşım sefer sayısı düşürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanan “tek adam”ların iradesine indirgenen üniversitelerin yönetim süreçlerine öğrencilerin ÖTK’ler aracılığıyla katılması da 2018’den bu yana seçimlerin iptal edilmesiyle engelleniyor. Emek Gençliği MYK Üyesi İrem Taçyıldız’la üniversitelerin sorunlarını, üniversitelilerin taleplerini ve yeni eğitim dönemini konuştuk.
Üniversite gençliği yeni döneme hangi koşullarda giriyor?
Tek adam iktidarı OVP, 12. kalkınma planı ve kamuda tasarruf gibi ekonomi paketleri ile şirketleri teşviklerle büyütürken halkın kemerini sıkmayı hedefliyor. Bu politikalar üniversitelere de yansıyor. Her yıl azalan eğitime ayrılan bütçe 2024’te yüzde 10’u dahi bulmadı. Bütçe kesintisi öğrencilerin beslenme, barınma ve ulaşım gibi haklara erişimini de engelliyor.
Hacettepe, ODTÜ, İstanbul Üniversitesi gibi birçok üniversite, dönemi yemekhane zamlarıyla açtı. Barınma sorunu büyüyor. Geçen yıl KYK yurdundaki ihmaller nedeniyle kaybettiğimiz Zeren Ertaş’ın ardından ‘Ölmeye değil, okumaya geldik’ sloganlarıyla kitlesel eylemler yapmıştık. KYK yurtlarında niteliksiz koşullar devam ediyor ve bugün yine birçok öğrenci yüksek kira fiyatları ve yurt kapasitelerinin yetersizliği nedeniyle barınabilecek alan bulamıyor. Tek adam yönetiminin de bu sorunu çözmeye yönelik bir planı yok. Mega inşaat projelerine, inşaat şirketlerine teşvik adı altında ayrılan bütçe barınma sorunumuz için ayrılmıyor. Yurt, yemekhane ücretleri sık sık zamlanıyor ancak KYK bursu artmıyor. Öğrencilerin çok büyük bir kısmı geri ödemeli KYK kredisi kullanıyor.
Bütçenin azaltılması eğitimin niteliğini de düşürüyor. Üniversitelerin çeşitli olanakları da bütçe gerekçeleriyle öğrencilerin kullanımına kapatılıyor. Bütçenin eğitim yerine patronların sermayesini büyütmek için kullanılması bugün yürürlükteki Erdoğan-Şimşek programında karşılık bulan siyasal bir tercihin sonucudur. Dolayısıyla eğitime bütçe talebi için verilen mücadele aynı zamanda Erdoğan-Şimşek programına karşı mücadele anlamına geliyor.
"SERMAYEYE ELEMAN YETİŞTİRME MERKEZİ!"
Sermaye-üniversite entegrasyonu ile “Verimliliğin artırılmasını” hedefleyen OVP ile üniversite senatolarına şirket temsilcilerinin katılabileceği formüller de tartışmaya açılıyor. Üniversiteler şirketlerin ihtiyaçlarına göre dizayn ediliyor. Bilimsel üretim merkezi niteliğini yitiren üniversiteler sermayeye eleman yetiştirme merkezlerine dönüştürülüyor. İktidar, krizi gençliğe yükleyen politikaların üniversiteler içerisinde sorunsuz bir biçimde kabul görmesi adına kendi eli olacak rektörler atıyor. Rektör profilleri iktidarın “Üniversite AŞ” projesinde ilerlemeyi hedeflediğini gösteriyor.
Atanmış rektörlerin sermayeyle, savaş sanayi ile ilişkileri dikkat çekiyor. ODTÜ’de akademik ünvanı olmayan Teknokent Savunma Sanayii Kümelenmesi başkanı, rektör yardımcısı oluveriyor. Üniversiteler önümüzdeki süreçte daha çok savunma sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılacak görünüyor.
Bunlarla eş anlı her türlü demokratik mekanizma elimizden alınıyor. 2018’de seçimleri süresiz ertelenen ÖTK’lerin işlevsizleştirilmesi, topluluk etkinliklerinin yasaklanması bunu gösteriyor.
"ÖTK’LERİN İÇİ BOŞALTILDI"
Bu koşullar içerisinde yeni döneme nasıl giriyorsunuz?
Öğrencilerin üniversite yönetimine katılacağı mekanizmaları yaratmanın üniversitelerin geleceği açısından kritik olacağını düşünüyoruz. 2018’e dek ÖTK’ler öğrencilerin üniversite yönetimine katılmalarının aracı olan mekanizmalardı. Sonrasında kimi üniversitelerde tamamen adı silinirken kimi üniversitelerde rektörlükler tarafından yapılan atamalarla içi boşaltılan mekanizmalara dönüştürüldü. Emek Gençliği olarak bu dönemi “Eğitime bütçe, öğrenciye söz hakkı, demokratik ÖTK için mücadeleye” kampanyasıyla açıyoruz. Bu kampanya Türkiye gençliğine kendi mücadele birikimini hatırlatıyor.
"DEMOKRATİK ÖTK’LERİ İNŞA EDELİM"
Kampanyayla hedeflenen nedir?
Bu kampanya üniversite bileşenlerinin yönettiği demokratik üniversiteleri inşa etmenin bir adımı olabilir. Öğrencilerin sorunlarını, taleplerini tartıştığı, sınıf, bölüm ve fakültelerde kendi temsilcilerini seçerek üniversite yönetiminde sözünü söyleyebileceği alanları açabilir.
Demokratik üniversite, sermayenin üniversite hayaline çomak sokmak anlamına geliyor. Öğrencilerin kendi mekanizmaları aracılığıyla karar alması iktidarın atadığı rektörleri de işlevsizleştirmek anlamına geliyor. Hedefimiz Türkiye’nin dört bir yanında öğrencilerin yönetime katılmasını sağlayan demokratik ÖTK’lerin inşa edilmesidir.
Bu mekanizmaları inşa etmedikçe; baskı ve yasaklara karşı kendi sözümüzü söylemedikçe demokratik üniversite ihtiyacı da ertelenmiş olacak. Bilkent Üniversitesindeki ring eylemleri bugünden harekete geçmenin neleri değiştirdiğini bizlere gösteriyor. Saatte bir olan ring sefer sayısının 3 saatte bire düşürülmesini protesto eden öğrenciler rektöre geri adım attırdı.
Bu nedenle Emek Gençliği olarak eğitime bütçe ayrılması, karar süreçlerinde söz hakkı, ÖTK seçimlerinin demokratik yollarla yeniden gerçekleştirilmesi için tüm üniversite gençliğini mücadeleye çağırıyoruz. Karar mekanizmalarında yer aldığımız demokratik üniversiteleri birlikte inşa etmek isteyen herkesi bu kampanyanın parçası olmaya çağırıyoruz. (İstanbul/EVRENSEL)