MEB’in korkulu rüyası: Evrim
Sorgulayan, merak eden, araştıran, tek tip olmayan nesiller... İşte bu korkudur onları evrimi saklamaya, gizlemeye iten.
Fotoğraf: duncan c/Flickr (CC BY-NC 2.0)
Bulut BOYNUZ
Zonguldak
Evrim, hepimizin çok sık duyduğu ama hiçbirimizin bilmediği ilginç konulardan biri. Hiçbirimizin bilmediği dedim ama hemen suçlamayın kendinizi. Evrim en genel tanımıyla: Popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Evrim en güçlü olanın değil doğaya en iyi uyum sağlayanın hayatta kaldığını savunur. Bunun en büyük kanıtı da dinozorların neslinin tükendiği kitlesel yok oluşta bazı sürüngenlerin hayatta kalmasıdır. Bunun yanında evrim bize bütün canlıların tek bir hücreden çeşitlenerek günümüze geldiğini söyler. Bu çeşitlilikle beraber körelmiş organlar da ortaya çıkar. İnsanlarda yirmilik dişlerin çıkma sebebi eski atalarının eti çiğ yemesinden kaynaklanıyor. Ateş bulununca ve sert yemekler ortadan kalkınca güçlü çene ihtiyacı da ortadan kalktı. Şimdi akın akın hastanelere koşup aldırdığımız yirmilik dişler işte o atalarımızın bize mirası. Başka bir örnek verecek olursak kuyruk sokumu bize nesiller önceki atalarımızın birer kuyruklu hayvan olduğunu kanıtlıyor. Bir diğer örnek apandisit; selülozu sindiremeyen atalarımızdan bize miras ve şu an hiçbir işlevi olmadığı gibi patlama durumlarında sağlık sorularına yol açıyor. Bulunan son fosiller günümüzdeki insanın (homosapiens) 300.000 yıldır bu dünyada var olduğunu, yaşamını sürdürdüğünü kanıtladı.
PEKİ OKULLARIMIZDA EVRİM KONUSU NEDEN ANLATILMIYOR?
Bunu tek adam rejimi "Dindar nesiller yetiştireceğiz." söylemiyle itiraf ediyor. Evrimin savunduğu iddialar kutsal kitaplarla birçok noktada çelişir: İlk insanın varoluşu, insanlık tarihi, gezegenimizin oluşumu ve tarihi…Bunlar insanoğlunun sürekli sorguladığı ve merak ettiği konulardır. Budur işte hükümetlerin en büyük korkusu. Sorgulayan, merak eden, araştıran, tek tip olmayan nesiller... İşte bu korkudur onları evrimi saklamaya, gizlemeye iten.
