02 Ekim 2024 01:17

Gazi’de yurt yetersiz eğitim kalitesiz

Okul tarihinde bile ÖTK’nin bulunmaması, alınan kararların da rektörlük ve Ülkü Ocakları’yla beraber yürütülmesi öğrencileri yıllardır çaresiz bırakıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencisi

 

Ekonomik krizin yükünün halkın sırtında daha da ağırlaştığı, siyasal atmosferin etkisiyle baskıların giderek arttığı ve iktidarın ekonomi politikalarıyla alım gücü azalırken; üniversite öğrencilerinin de karşılaştığı handikapları görüyoruz. İktidar ve sermayenin el birliğiyle yaratılan ekonomik krizin faturası bizlere kesiliyor. Kamuda tasarruf tedbirleri, eğitimde bütçe kısıtlaması ve OVP’nin yanı sıra üniversitelerde yeni atanmış rektörler ve hukuksuz kararlarla yeni bir döneme başlıyoruz. Ekonomik krizin ve siyasi baskı ortamının onları nasıl etkilediğini Gazi Üniversitesinden sıra arkadaşlarımızla konuştuk.

Yeni döneme yemekhane zammıyla başlayan Gazi Üniversitesi öğrencileri fiyatların onları zorladıklarını söylüyor. Sohbet ettiğimiz Fransızca Öğretmenliği öğrencisi arkadaşımız yapılan zammın bir devlet üniversitesi için fahiş bir meblağa denk düştüğünü, burslarla geçinmeye çalışırken ayrı bir bütçe yaratamadıklarını ve çoğu zaman öğün atladıklarını söyledi. Şehir ve Bölge Planlama öğrencisi arkadaşımızla konuşurken bölümün zorunlu tuttuğu malzeme listesinin çok masraflı olduğunu, karşılamakta güçlük çektiklerini ama okul ayrı bir imkân sunmadığı için gerekirse kendilerini zorlayıp o gün yemek yemeyerek aldıklarını söyledi.

Atölye imkânlarının çok kısıtlı olduğu Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileriyle de konuştuk. Atölyelerin her zaman açık olmaması proje dönemlerinde onları en çok zorlayan sorun olduğunu söylediler. Gazi’nin bir yurdu olmamasıyla birlikte çoğunlukla merkeze uzak KYK yurtlarında kalan sıra arkadaşlarımız her gün ağır çanta ve eşyalarla okula gelip gitmek zorunda kalıyor ama ne yurtlarda ne de okulun atölyelerinde yeterli imkân ve çalışma alanı bulunmuyor. Öğrenciler bu sorunları bireysel bir şekilde halletmeye çalışıyor çünkü yönetim, Gazi Üniversitesi en çok ödenek alan devlet üniversitelerinden biriyken bir bütçeleri olmadığını iddia ediyor.

İLMEK İLMEK DÖŞENMİŞ BİR BASKI ORTAMI

Anayasa Mahkemesi’nin üniversite rektörlerinin cumhurbaşkanı tarafından atanmasına ilişkin düzenlemeyi anayasaya aykırı bularak iptal etmesine rağmen Erdoğan’ın kararıyla Gazi Üniversitesinin de aralarında bulunduğu 13 üniversiteye yeni dönemde rektör atandı. Yeni atanan rektör Uğur Ünal ve atanmış rektörlerle ilgili ne düşündüklerini sorduğumuz arkadaşlarımız okulumuzda zaten yeterince baskı ortamı varken hukuksuz kararla alınan bu yeni gelişmenin okuldaki gerilimi arttıracağını ve bu antidemokratik kararlardan da rahatsız olduklarını söylediler. Gazi Üniversitesinde de bir ÖTK’nin bulunmaması hatta okulun tarihinde bile olmaması, bunun yanı sıra alınan kararların rektörlük ve Ülkü Ocakları’yla beraber yürütülmesi; öğrencileri yıllardır çaresiz bırakıyor. Bununla ilgili konuştuğumuz Eğitim Fakültesinden bir sıra arkadaşımız; her fırsatta bu grupların onları baskıladığı, kampüs içinde rahat yaşayamadıklarını, tehdit ve taciz karşısında ellerinin bağlı olduğunu söyledi.

1. sınıf Mimarlık Fakültesinden başka bir kadın arkadaşımız dertlerini iletebilecekleri ve çözüm yaratabilecekleri demokratik bir ortam istediklerini ama bunun engellendiğini ve kampüs içinde bunları rahatça konuşamadıklarını ifade etti. Ardından arkadaşlarımıza okulun topluluk etkinliklerinin, sosyal imkanlarının ve fiziki koşullarının da onlara yeterli gelip gelmediğini sorduk. Topluluklar ve etkinlikleri için yeterli olmadığını ve bir şey yapamadıklarını, bunun nedenininse yönetim ve okuldaki siyasi gruplar tarafından toplulukların engellenmesi ve öğrencilerin bir araya gelebileceği her alanın kısıtlanması olduğunu gördük. Aslında burada öğrencileri hafife almadıklarını, aksine hegemonya yaratarak öğrencilerin birleşebilecekleri alanları yok etme, yıllardır ilmek ilmek döşenmiş bu baskı ortamının öğrencileri korku ve sindirme politikalarıyla sessizleştirmek ve bireyselleştirmek için çabalarını gördük.

EN ÖNEMLİ SORUNUMUZ BARINMA

Sonrasında arkadaşlarımızla aldıkları eğitim hakkında konuştuk. Sıra arkadaşlarımız genel olarak kadrodan memnun olduklarını ama okulda yeterli ekipman olmadığı için çeşitli konularda eksik kaldıklarını ifade etti.

Ortak sorunlarımız hakkında konuşurken en önemlisinin barınma olduğunu gördük. Üniversitemizin bir yurdunun olmaması, yerleşkelerin birbirinden çok ayrık yerlerde konumlanması ancak ring seferleri bulunmaması da öğrencileri en çok zorlayan etkenlerden.

Sohbet ettiğimiz arkadaşlarımızdan birçoğu özel yurt ve ev kiralarının çok pahalı olması nedeniyle şartları kötü olan KYK yurtlarına mecbur olduklarını paylaştı. Kampüs içinde yurtları olsaydı her şeyin kolaylaşacağını ve aynı zamanda daha rahat çalışabileceklerini belirtti. Bir kadın arkadaşımız başka bir imkânı olmadığından merkeze çok uzak yaşamak zorunda kaldığını, yola verdiği paranın onu sosyal ve akademik hayatını zorlaştırdığını söyledi. Ring seferleri veya merkezde bir öğrenci yurdu olsaydı daha rahat olacağını da ekledi. Hem çalışıp hem okumak zorunda kalan sınıf arkadaşlarımız, en rahat etmemiz gereken kampüslerimizin bize sadece korku ve tahakküm ortamı yarattığını ve çaresiz hissettiklerini söylüyor.

Gazi Üniversitesi öğrencileri olarak krizin yükü sırtımıza bindirilmesin istiyoruz. Kemer sıkma politikalarının bizi sürüklediği koşullar karşısında özgür ve demokratik bir üniversite ortamına sahip   olmak için, haklarımızı hep beraber arayabileceğimiz bir alana ihtiyacımız var.

ÖNCEKİ HABER

Öğrencilerin sorunlarına çözüm: Demokratik üniversite

SONRAKİ HABER

Bir üniversitenin mimarisi bize ne anlatabilir?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa