Özgür, özerk demokratik üniversite için boykot!
Bileşenlerin taleplerinin yok sayılmadığı, demokratik, özerk bir üniversite için mücadelemizi yeşertiyoruz ve güçlendiriyoruz, boykot ediyoruz!
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencileri
Boğaziçi uzunca bir süredir direniyor. Bu direniş zamana ve biçimlere karşı koyuyor, ama son 3.5 yıldır ortak bir temelin üstünde şekilleniyor: özerk ve demokratik bir üniversite talebi. Bu talebin çıkış noktası olan en başında kayyım rektör ataması ve sonrasında kayyım rektörün üniversitemizdeki politikaları, Boğaziçi’ne özgü olmaktan çok Türkiye’deki siyasi konjonktürün bir yansıması, hatta uzantısı. Ülkenin kalanında da Boğaziçi’nde de bileşenlerin otoritesi yok sayılarak hukuksuz kararlar alınıyor ve tepeden inme kişiler karar alıcı pozisyonlara geliyor. Bu hepimiz için tanıdık bir zihniyetin tahayyülü.
3,5 yıldır hocalarımızın baskı ve mobbinge uğrayarak işlerini yapmalarının engellendiğini ve hatta bazılarının bırakmaya zorlandığını, sabatik izin ismi verilen ziyaretçi araştırmacı rollerini almamaları için ellerinden gelenin yapıldığını, araştırmaları için yeterli bütçe bulamadıklarını, istedikleri dersleri açmalarının içeriklerinin birilerinin hoşuna gitmemesi sebebiyle engellendiğini deneyimliyoruz. Tüm bu sorunların ana yaratıcısı olurken, kayyUm yönetim bir de bu açıktan faydalanarak bölümlerin alışılagelmiş demokratik eleme yöntemlerinin üzerinden geçerek bizim “paraşüt” ismini verdiğimiz hocaları bölümlere sokuyor. Ismarlama ilanlarla okulda işe alınan “akademisyenler”, bu sayede normalde bölümün talep ettiği gereklilikleri ve eleme süreçlerini es geçiyor, bölümlerimize “paraşüt” gibi iniyor.
PARAŞÜTLE İNENLERE GEÇİT VERMEYECEĞİZ
Bu eğitim öğretim dönemi başlamadan önce de sosyoloji öğrencileri olarak bölümümüzün de diğer bölümler gibi paraşüt hocalardan nasibini aldığını öğrendik. Seçmeli ve zorunlu bazı derslerin bu hocalar tarafından açılıyor olması bizi bir boykot örme düşüncesiyle harekete geçirdi. Bu ivmeyle, sosyoloji öğrencilerinin tamamına yaptığımız bir çağrıyla bir açık oturum organize ederek neler yapabileceğimizi konuştuk. Ortak eğilim bir boykot organize edilmesine yönelik uzun vadeyi de kapsayan çok adımlı bir eylem planıydı. Bunun dahilinde dersler başlamadan önce boykotun duyurusunu hem bölümün topluluğunun hem de Öğrenci Temsilciliği Kurulu’nun farklı iletişim kanallarından gerçekleştirdik. Ders seçim dönemi sonrasında da derslerin bırakılmasına yönelik bildirileri dersleri almış ya da almayı düşünen öğrencilere dağıtarak boykotu sağlamlaştırmaya çabaladık, kayyuma ve paraşütlerine geçit vermeyeceğimizi herkesin bilmesi için harekete geçti.
Demokratik ve özerk bir üniversite ortamının; özgür düşünce ortamını oluşturmak, geliştirmek ve korumakta, sadece sermaye ya da bir kesim için değil toplumun tamamı için bilim yaratmakta ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Bileşenlerin taleplerinin yok sayılmadığı ve üniversitenin temsil ettiği bu değerlerin her şeyden daha çok öncelendiği bir düzen için mücadelemizi yeşertiyoruz ve güçlendiriyoruz, boykot ediyoruz!