Katledilen Reşit Kibar’ın soruşturması 1 aydır 'gizli'
Reşit Kibar'ın katledilmesine dair soruşturmada "gizlilik" kararı 1 aydır kaldırılmadı. Av. Haktan Özkan, maden şirketlerinin lehine bir hukuki süreç yürütüldüğünü söyledi.
Fotoğraf: MA
Tolga GÜNEY
Artvin’in Borçka ilçesi Cankurtaran bölgesinde yapılmak istenen mesire alanı projesine karşı ağaçlarını korumak isterken katledilen Reşit Kibar’ın katledilmesinin üzerinden 1 ay geçti. 1 aydır da soruşturmadaki “gizlilik” kararı kaldırılmadı. Avukat Haktan Özkan, “En büyük hukuki mücadelemiz bu gizlilik kararının kaldırılması ve kamuoyunun bu cinayetin nasıl işlendiğine dair aydınlatılmasıdır" dedi.
Reşit Kibar'ın katledilmesinin ardından katil Muhammet Ustabaş tutuklanırken, tanık anlatımlarında Ustabaş'ı yönlendirdiği belirtilen ve silahın ruhsatlı sahibi olan Fikret Merttürk ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Savcı, dosyada gizlilik kararı aldı. Olay sonrası Artvin'in birçok yerinde Kibar'ın katledilmesi protesto edildi. Kibar'ın katledilmesini protesto edenler arasında bulunan Dursun Ali Koyuncu "halkı kin ve nefrete teşvik", "kamu görevlisine hakaret" ve "kamu malına zarar" suçlamalarıyla, Arif Mutlu Akyüz ile Yıllar Kibar ise "mala zarar" suçlamasıyla tutuklandı. Yine Çifteköprü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Gökhan Genç başta olmak üzere birçok kişi farklı gerekçelerle ya gözaltına alındı ya da ifadeye çağrıldı.
Artvin'deki dosyaya müdahil olan Halkevleri Hukuk Sekreteri Avukat Haktan Özkan, 1 aylık süreçte yaşananları değerlendirdi.
DOSYADA GİZLİLİK KARARI VAR
Reşit Kibar'ın katledilmesine ilişkin açılan dosyanın içeriğine dair bir bilgilerinin olmadığını söyleyen Özkan, "Esas mücadelemiz, dosyanın sadece adı geçen şahısla sınırlı kalması değildir. Olayda dahili olan tüm sorumluların bu dosyaya dahil edilmesinin mücadelesini veriyoruz. Bunu yapabilmek adına savcılıktan dosyayı istedik. Tanıkların anlatımına göre; olay yerine jandarma geliyor ve cinayet onların önünde işleniyor. Bu jandarma personelleri kimlerdi, hangi birimdendi, neden müdahale etmediler? Savcı buna yönelik araştırma yapmış mı? Bunlara bakmak istedik. Fakat savcının dosya için gizlilik kararı aldığını öğrendik. Bu karara itiraz ettik. Ancak şu an savcının neyi araştırdığını, hangi delilleri topladığını bilmiyoruz. Şu aşamada en büyük hukuki mücadelemiz bu gizlilik kararının kaldırılması ve kamuoyunun bu cinayetin nasıl işlendiğine dair aydınlatılmasıdır" dedi.
TUTUKLAMA VE GÖZALTILAR
Bölgede tutuklama, gözaltı gibi hukuki olmayan uygulamaların devam ettiğini kaydeden Özkan, "Dursun Ali Koyuncu’nun, tutuklanmasına giden süreçte uygulanabilecek bütün yargılama usulleri ihlal edildi. Hopa'da gözaltına alındı, Hopa savcılığının dosyası olmasına rağmen oradan kaçırılarak, Artvin'e götürüldü. Ardından hızlı bir şekilde tutuklama kararı verildi. Tutuklanmasına neden olarak gösterilen 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik', 'kamu görevlisine hakaret' ve 'kamu malına zarar' suçlamaları normal bir yargılama usul süreci işletilse tutuklu kalmayı gerektirmeyecek suçlamalardır. Yine Arif Mutlu Akyüz ve Yıllar Kibar'da 'mala zarar vermek' suçlamasıyla tutuklandılar ve bu suç bakımından da tutuklu yargılanmayı gerektirir bir durum yok" diye belirtti.
Sürecin devamında ifadeye çağırma usulüyle bir operasyon biçimi uygulandığını ifade eden Özkan, “Olayın sorumlularından ziyade olayın sorumlularının açığa çıkarılmasını isteyenlere yönelik ciddi bir operasyon var. Bu konuda Borçka ve Hopa savcılıkları bir yarış halindeler” diye konuştu.
“NE MÜNFERİT NE DE İLK”
Yaşanan cinayetin ne münferit ne de ilk olay olduğunu belirten Özkan, 2011 yılında Hopa'da Metin Lokumcu'nun öldürülmesini anımsattı. Bu davada 13 yıl boyunca verilen mücadelenin sonucunda tüm sanık polislerin Reşit Kibar'ın ölümünden 2 gün sonra beraat ettirildiğini belirten Özkan, "O duruşmada mahkeme heyete 'Siz Karadeniz'de çevresini savunan insanların kaderine yönelik bir karar vereceksiniz. Bu sorumlulukla karar verin' dedik. Fakat verilmedi. Şimdi ise Reşit Kibar daha farklı ve can yakıcı bir örnek oldu. Zaten Karadeniz'de yaşamı savunan insanların tehdit edildiği bir süreç yapıyorduk. Ancak ilk defa bir silahlı saldırıya başvurdular” dedi.
MADEN ŞİRKETLERİN LEHİNE FİİLİ HUKUK İNŞASI
Son yaşanan olaydan sonraki süreçte maden şirketlerinin lehine işleyecek fiili bir hukuk inşa edilmek istendiğini belirten Özkan, “Tüm sürecin bütünlüklü bir çatışmanın ürünü olarak okunması gerekiyor. Karadeniz'de Zonguldak'tan Ordu'ya, Trabzon'dan Artvin'e maden saldırıları devam ediyor. Çok fazla hukuksuzlukla karşı karşıya kalınacağı ortadadır. Ama Karadeniz insanının bu konudaki inadını, ısrarını ve kararlılığını kaybetmediğini görüyoruz. Çünkü haklı olduklarını biliyorlar. Burada esas mücadelemiz inşa edilmek istenen hukukunun yerine, bölge halkının istek ve ihtiyaçları yönünden bir hukuk inşa edilmesi olmalı” diye kaydetti. (MA)