Emekçi mahallelerinde oynamak istiyoruz
İstanbul’da bir grup işçi Ekmek ve Gül Derneği Tiyatro Topluluğu olarak sahne alıyor. Topluluk sayesinde emekçi semtlerinde birçok kadın ilk kez tiyatroyla buluşuyor.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Eylem NAZLIER
İstanbul
Adalet Ağaoğlu'nun 1973'te kaleme aldığı Çıkış adlı oyunu, Ekmek ve Gül Tiyatro Topluluğu tarafından Esenyurt Erol Olçok Kültür Merkezinde prömiyerini gerçekleştirdi. İranlı Tiyatro Yönetmeni Masoud Nourmohammadian'ın yönetmenliğini üstlendiği oyunun başrollerinde Ozan Ali Doğu Arat ve Havin Zilan İlhan sahne aldı. Prömiyere Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, As Plastik işçileri ve çok sayıda işçi ile kadınlar katıldı. Özellikle iş çıkışında oyuna gelen işçilerin ilk tiyatro deneyimi ve heyecanı dikkat çekiciydi. Ekmek ve Gül Tiyatro Topluluğu üyeleri, oyunlarının işçilerden oluşan bir ekibin kolektif emeğiyle hayat bulduğunu belirterek ekliyor: “Ses ekibimizden yönetmenimize kadar neredeyse herkes işçi ve gönüllü olarak bu süreci yürütüyoruz.”
Çıkış, bir kız çocuğunun evden kurtulma mücadelesi ve babasıyla olan karmaşık ilişkisini konu alıyor. Oyunun Yönetmeni Masoud Nourmohammadian ve ekibi, prömiyer sonrası seyirciyle oyun hakkında söyleşti. Ekip olarak işten çıkıp sahneye koşmanın yorgunluğunu hissettiklerini ancak oyunu sahneye koyduklarında yorgunluğu unuttuklarını dile getiren ekiple tiyatro yolculuklarını konuştuk.
"BÖLGENİN SORUNLARINI ANLATIYORUZ"
İranlı Yönetmen Masoud Nourmohammadian, İran’da birçok tiyatro eserini sahneye koymuş ve kendisinin yazdığı iki oyun da sahnelenmiş. İstanbul'a dört yıl önce gelen Nourmohammadian, Tavşan Tavşanoğlu oyununu izlerken Ozan Ali Doğu Arat ile tanışmış. Arat'ın kendisine bir oyun teklifi sunduğunu ve birlikte çalışmaya başladıklarını anlatan yönetmen, “Bu oyun, Türkiye'nin, İran’ın ve komşu ülkelerin sorunlarına benzeyen bir metaforik anlatımıyla dikkat çekiyor" diyor. Nourmohammadian, oyunda diktatör bir baba ve dışarı çıkmak isteyen bir kız çocuğu olduğunu anlatarak “Bu, baskıcı bir sistemin halkı nasıl kontrol altında tuttuğunu gösteren bir metafor. Oyunda babayı kapitalizm, kızı ise toplumsal özgürlük isteyen kesimler olarak yorumladım” ifadelerini kullanarak sıfır bütçeyle, eski oyunlardan kalan malzemelerle oyunu hazırladıklarını söyledi.
"İŞÇİLERLE KOLEKTİF TİYATRO YAPIYORUZ"
Oyuncu Ozan Ali Doğu Arat, Masoud Nourmohammadian ile dört yıl önce tanıştığını belirterek oyunun çıkış sürecini aktardı: “Hocam bir elektrik fabrikasında çalışırken maaşına zam istediği için işten çıkarıldı. Türkiye'de göçmenlerin yaşadığı sorunları deneyimledi. Adalet Ağaoğlu'nun oyununu okurken hocamla birlikte, oyunun toplumsal özgürlük ve kapitalizme karşı mücadelenin sembolik bir anlatımı olduğunu gördük.” Oyunun hazırlık sürecinde işçi arkadaşlarının büyük katkısı olduğunu belirten Arat, "Oyunu profesyonel bir ekiple değil, işçi arkadaşlarımızla birlikte hazırladık. Provalarımızı onların mesai çıkışlarında gerçekleştirdik ve kolektif bir çalışmayla süreci yürüttük” dedi. İstanbul'da çeşitli belediyelere başvuru yapan ekip, kasım ayında Küçükçekmece Belediyesinde oyunu sahnelemeyi planlıyor. Arat, "Sanat, toplumun bilinçlenmesi için en güçlü araçlardan biri. Tiyatro, birilerinin tekeli altında değil, halkın sanatıdır. Bu yüzden oyunumuzu işçi sınıfının yoğun olduğu bölgelerde oynamak istiyoruz" dedi.
"OYUNUMUZ GERÇEK HAYATLA KESİŞİYOR"
Oyuncu Havin Zilan İlhan, annesi sayesinde tiyatroya adım atmış. Küçükçekmece'de başladığı tiyatroda ikinci oyununda Ozan Arat’tan teklif aldığını ve kabul ettiğini belirterek “Daha önce tiyatro eğitimim yoktu. Sahnede hem oynayarak hem de öğrenerek kendimi geliştirmeye çalışıyorum” dedi. Bu süreçte bakış açısında önemli değişiklikler olduğunu belirten İlhan, oynadıkları oyunun toplumsal gerçeklerle kesiştiğine dikkat çekiyor.
"TİYATRO BURJUVAZİNİN TEKELİNDE OLMAMALI!"
Oyunun Yardımcı Yönetmeni Eren Seyrek, üniversitede tiyatro topluluğunda faaliyet yürüttüğünü söylüyor. Tiyatro üretimindeki sınıfsal ayrıma işaret ederek tiyatronun yalnızca elit kesimlerin tekelinde olmamasını isteyen “Seçkin bir tiyatrocu sınıfı olur ve bunlar tiyatro yapar algısı var. Bizim üretim sürecimiz ise bu algıyı kırıyor. İş çıkışı gelip bu sürece dahil olmak yorucu olsa da sanatsal üretimin hayatımızın bir parçası olabileceğini gösteriyoruz” dedi.
"TİYATRO KADINLARIN ÖZ GÜVENİNİ ARTIRDI"
KÜÇÜKÇEKMECE Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği Üyesi Kader Çağla Vural, oyunda sesçi olarak görev yapmış. Derneklerinde çeşitli atölyelerin yanında tiyatronun da olduğunu anlatan Vural “Ev emekçisi kadınlarla ilk oyunumuzu geçen yıl sergiledik. Çok güzel geri dönüşler aldık” ifadelerini kullanarak bunun kadınlara büyük bir öz güven kazandırdığını söyledi. Provaların çok eğlenceli geçtiğini tiyatroyla daha fazla kadına ulaşmak istediklerini dile getiren Vural “Kadınlar eşlerinin tepkilerine rağmen çalışmalara katıldı. Daha önce tiyatroya hiç gitmemiş kadınlar da bu süreçte yer aldı” dedi.
"İLK DEFA TİYATROYA GELDİM!"
Oyunu izleyen Ayşe, ilk defa tiyatro gelen kadınlardan biri. “İki çocuğa bakarken kendime vakit kalmıyordu. Sürekli bir mücadele, ekmek kavgası içinde olduğumuz için tiyatroya da gidemedim” diye konuşan Ayşe, oyunla kendi yaşamı arasında güçlü bir bağ kurduğunu söyledi.