06 Ekim 2024 04:28

Bir avuç işçi Meclis düzenini mi bozacak sandınız?

"Emek Partisi milletvekillerinin davetiyle Meclise giden işçiler olarak, çıkartılan engellerle devletin ve Meclisin biz işçilere, özellikle de hakkını arayan işçilere yaklaşımını gördük."

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel

Paylaş

Bir kamu işçisi

Merhaba Evrensel okurları. Sizlere, Emek Partisi milletvekillerinin davetiyle Türkiye’nin dört bir yanından grevde ve direnişte olan fabrikalardan, belediyelerden ve kamudan işçilerin katıldığı bir programla ilgili görüşlerimi aktarmak istedim.

Öncelikle bu programa bir metal işçisi olarak bir işçi arkadaşımla katıldık. Arkadaşım ve ben Meclise gireceğimiz için fazlasıyla heyecanlıydık. Çünkü daha öncesinde Meclisin nasıl bir yer olduğuna dair bir fikrimiz yoktu. Arkadaşımla sabahın altısında, bir tarafta bürokrasiyle meşhur, diğer tarafta da işçisi ve memuruyla ünlenmiş betonlaşmış Ankara’ya geldik. Arkadaşımla Meclise gitmeden önce kendi aramızda Meclisin kapısında da yazan ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’ gerçekten işçilerin, emekçilerin meclisi mi yoksa bir avuç sermayedarın tek adamlıkla ve burjuva muhalefetinin her türlü rant ve paylaşım yaptığı, içi boş ama ihtişam ve gösterişin tavan yaptığı dört tarafı kapalı bir kale mi olduğuna dair sohbetimizde karşılıklı hemfikir olduğumuz bir sonuca ulaştık. Meşhur Dikmen yokuşunu sağlı sollu içi boşaltılmış bakanlık binaları ve silahlı kuvvetlerin binalarının yanından sohbet ederek ilerledik.

Meclis içerisine girmek için oluşturulmuş randevu saatine kadar meclis kapısı önünde beklemeye başladık. Beklediğimiz sırada grevde olan As Plastik işçileri yanımıza yaklaşıp tanıştık. Sonrasında dört bir yanda direnen ve grevde olan işçiler gelmeye başladı. Sonrasında vekillerimizin samimi ve mütevazı danışmanları ile birlikte içeri girmek için sıra oluşturduk. Daha sıradayken aslında bu kadar işçinin Meclise niye geldiğine şaşıran polislerle karşılaştık. Birinci arama noktasından geçtik, ikinci arama noktasından da geçtik ve ziyaretçi kartlarımızı aldık. Sonrasında polisler, Meclis genel sekreterliğinin ziyaretçi yasağı aldığına dair kararı bize açıkladılar. Bu kararı açıkladıklarında salonda bekleyen bütün işçiler hep bir ağızdan “Burası milletin Meclisi değil mi? Bu engelleme girişimi ve yasakçı tutum da ne oluyor?​” diye tepkimizi ortaya koyduk. Bu sırada vekil danışmanları, polis şefleriyle bu engellemenin direnen işçiler olduğunu karşıdaki polislere sakinliklerini koruyarak anlatmaya çalıştı. Sonrasında vekillerimizin olaya müdahalesiyle aslında Meclise giren işçilerin hepsinin eylem yapacağına dair bir sonuç çıkardıkları için yasaklamayla karşılaştık diye açıklama yaptılar. Sonrasında vekillerimizin çabalarıyla Meclisin kapılarını işçilere açtırdılar.

Buradan çıkarmamız gereken ilk ders; daha içeri girmeden devletin ve Meclisin biz işçilere, özellikle de hakkını arayan işçilere yaklaşımını gördük. Sonrasında salona girdiğimizde basın toplantısının açılışını vekilimiz yaptıktan sonra Emek Partisi genel başkanı geniş çerçeveli açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Sonrasında söz direnen işçilerin fabrikalarında sendikalaşırken ve toplu sözleşmenin işçilerin istediği şekilde olmamasından kaynaklı nasıl greve gidildiğini anlattılar. Direniş ve grev alanında öğrendiklerini bütün samimi duygularıyla ifade etmeye çalıştılar. Aslında direniş ve grev alanından gelen işçilerin hepsi hem sermayenin vahşi sömürü çarkını hem de devletin bütün baskısını iliklerinde hissettiklerini ifade ettiler. Fakat işçi arkadaşların hepsinin diline pelesenk olmuş birlik olup mücadele etmekten başka çarelerinin olmadığını hepsi bir biçimiyle açıkladı. İşçi arkadaşlar olarak kaçırdığımız noktanın işçi sınıfının topyekûn sınıf olarak, kendi sınıfımız için örgütlenmemiz gerektiğinden bahsetmedik. Buradan şu çağrıyı yaparak bitirmek istiyorum: Bu kadar direnen işçiyi bir araya getirmeyi düşünebilecek bir partimiz olduğunu gördük ve onun büyümesi biz işçilerin de eliyle olacaktır. Biz işçiler, böylesi bir partiye bugünlerde daha çok ihtiyaç duyacağımızı bilerek hareket etmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

İsrail saldırganlığının ardındaki gerçek

SONRAKİ HABER

İstanbul'da kadınlar alanda: Erkek şiddetine karşı önleyici politikalar hemen şimdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa