06 Ekim 2024 10:51

Prof. Dr. Mehmet Toran: Türkiye okul öncesi eğitimden vazgeçmiş

MEB istatistikleri ilk kez okul öncesi eğitimde düşüşe işaret etti. Kamuda okul öncesi eğitimde hem okul hem de çocuk sayısı azaldı. İstatistiklere göre 3-5 yaş okullulaşma oranı yüzde 54.79.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Vural NASUHBEYOĞLU

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)’in 2023- 2024 örgün eğitim istatistikleri eğitimdeki vahim tabloyu ortaya koydu. MEB’in verilerine göre son bir yılda öğrenci sayısı 1 milyon 194 bin 414 azaldı, okulda hiç kaydı olmayan öğrenci sayısı ise 1 milyon 123 bin. Veriler, Türkiye’de okul öncesi eğitimde de ilk defa azalışa işaret ediyor. Okul öncesi eğitimde devlet okullarında okul-şube ve kayıtlı çocuk sayısında 1 önceki yıla göre ciddi bir düşüş var. Son istatistiklere göre 3-5 yaş okullaşma oranı sadece yüzde 54.79.

 

MEB’in verilerine yansıyan okul öncesi eğitimdeki kamusal çöküşü İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi, Okul Öncesi Eğitimi Uzmanı Prof . Dr. Mehmet Toran ile konuştuk.

MEB'in 2023-24 örgün eğitim istatistikleri yayınlandı. 0kul öncesi eğitim verileri bize neyi gösteriyor?

Prof. Dr. Mehmet Toran: MEB her yıl ruttin olarak bir önceki yıla ait istatistiklerinin 3-5 yaş arası okul öncesi eğitimde okullulaşmada OECD ortalaması yüzde 86 iken, bu oran Türkiye’de resmi ve özel okul öncesi eğitim kurumları dahil yüzde 54.79. Neredeyse OECD ortalamasının yarısı kadar. İstatistikler incelendiğinde resmi okul öncesi eğitim kurumlarından yararlanan çağ nüfusu 3-5 yaş arası çocukların oranı yüzde 44.88. Bu da devletin bu yaş grubundaki çocukların sadece yüzde 44.88’ine hizmet sunduğunu, yüzde 65’ine ise bu hizmeti sunamadığını gösteriyor. Okul öncesi eğitim hizmetlerine erişimin sınırlı olması, okul öncesi eğitime erişen ve erişemeyen çocuklar arasında uzun vadede ortaya çıkan eşitsizlikleri de besliyor.

Öte yandan özel okulların bu kademedeki oranının yüzde 46.05 olduğu ve diğer eğitim kademeleriyle karşılaştırıldığında özel sektörün en fazla olduğu eğitim basamağının okul öncesi eğitim olduğunu söyleyebiliriz. Neredeyse, okul öncesi eğitim hizmetlerinin yarısının özel sektör tarafından verilmesine rağmen 3-5 yaş arası çağ nüfusunun sadece yüzde 9.90’ının bu okullardan yararlandığı görülmekte. Elbette bu oldukça kritik bir durumu da ortaya çıkarmakta, talep fazlası arz söz konusu. Bunun sebebi özel okul öncesi eğitim kurumlarının ücretlerinin yüksek olması ve ailelerin büyük çoğunluğunun artan yoksullukla birlikte bu ücretleri karşılayacak ekonomik güce sahip olmamasıdır.  Bir diğer dikkat çekici istatistik ise MEB’e bağlı olmayan Resmi Kurumlardan “Toplum Temelli Kurumlar” istatistiğidir. Toplum Temelli Kurumlar “Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 4-6 yaş kurslar, belediyelerce açılan kreşler, derneklerce açılan kreşler” olarak tanımlanmakta ancak burada verilen istatistikler bu kurumlara göre ayrıca ayrıştırılmadığı ya da paylaşılmadığı için tam olarak hangi kurum tarafından ne kadar okul açıldığı ve kaç çocuğun bu kurumlarda eğitim gördüğünü bilemiyoruz. Ancak 3-5 yaş çağ çocuklarının yüzde 3.43’ünün (122 bin 506 çocuk) bu kurumlardan yararlandığı görülmektedir.

399 ANAOKULU, 4 BİN ŞUBE KAPATILMIŞ

MEB’in 2023 Eylül istatistikleri ile 2024 Eylül istatistiklerini karşılaştırdığınızda okul öncesi eğitimde nasıl bir değişim var?

MEB’in yayınladığı 2023 ve 2024 istatistiklerini karşılaştırdığımızda okul öncesi eğitim hizmetlerinin sunumu ve bu eğitime erişimde dramatik bir düşüş var. Bunu ben, ‘Türkiye, okul öncesi eğitimden vazgeçmiş durumda!’ olarak yorumluyorum. Ayrıntılara baktığımızda devlet tarafından sunulan okul öncesi eğitim kurumlarında bu düşüşün hem okul hem şube hem de okullulaşan çocuk sayısında olduğu görülmekte. Bir önceki yıla göre 399 anaokulunun ve 4088 şubenin (sınıf ya da 2 sınıftan oluşan anaokuluna bağlı bağımsız şube) ya kapatıldığı ya da başka bir şeye dönüştürüldüğünü söyleyebiliriz. Bu konuda bir açıklama bir açıklama olmadığı için devlet okulları ve şubeleri kapatmış şeklinde yorumlayabiliriz. Ayrıca devlet tarafından sunulan okul öncesi eğitim kurumlarına erişen 3-5 yaş çağ çocukları sayısında da bir azalmanın olduğunu, bir önceki yıl öğretim istatistikleri ile karşılaştırıldığında bu azalma oranının yüzde 4.80 (80 bin 729 çocuk) olduğu gözlenmekte. Yayınlanan istatistiklerde bu dramatik düşüşe ilişkin bir açıklama yok ama bunu devlet zorunlu olmayan bu eğitim basamağına yönelik hizmetleri yavaşlatmış ya da durdurmuş diyebiliriz. 

ÖZELDE OKUL ARTMIŞ, ÖĞRENCİ AZALMIŞ!

Özel okul öncesi eğitim kurumlarında ise okul bazında yüzde 6.73 artış (530 yeni okul açılmış) olmasına karşın bu okullardaki 3-5 yaş arasındaki çocukların yüzde 5.46’sı (20 bin 419 çocuk) oranında azalmış. Bu istatistiğin oldukça ilginç. Çünkü bu çocuğunu bu okullara veren yaklaşık 20 bin ailenin artık özel okullara çocuğunu göndermediğini eğer devlet okuluna da göndermediyse, alternatif aradığını ve bulduğu alternatif çözümü uyguladığını gösteriyor. Ayrıca bu ücretli çalışanların alım gücünün düşmesiyle ailelerin yeni stratejilere, çocuğunu okuldan alıp evde bakma ya da daha uygun (yerel yönetimlerin kreşleri vb.) kurumlara yönlendirdiğini gösteriyor. Özellikle çocukların okuldan alınıp evde ebeveynler tarafından bakılması ki bu çoğunlukla anne oluyor, kadının istihdama katılımını engellediği gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini de arttırmakta.

‘İSTATİSTİKLER AYRINTILANDIRLMALI’

Toplum Temelli Turumlar (Diyanet İşleri Başkanlığı) DİB tarafından da sunuluyor, burada bir önceki yıla göre okul sayısı artarken çocuk sayısının düşmesini nasıl yorumlamalıyız?

MEB tarafından Toplum Temelli Kurumlar, ‘Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 4-6 yaş kursları, belediyeler ve derneklerce açılan kreşler’ olarak tanımlanmakta. MEB’in kendi resmi anaokullarından ayrı bir şekilde istatistiği hesaplanmakla birlikte Toplum Temelli Kurumların her birine ait ayrı ayrı bir istatistik maalesef paylaşılmamakta. Ancak son istatistiklere göre bu kurumlarda 3-5 yaş arası yaklaşık olarak 122 bin çocuk eğitim görmektedir. Bununla birlikte 2023 ve 2024 istatistiklerini karşılaştırdığımızda 62 yeni okul açıldığı görülmektedir. Elbette bu açılan yeni okulların hangisine bağlı olduğunu bilmiyoruz, ancak istatistiklerde çocuk sayısının yüzde 20.67 (31 bin 391 çocuk) oranında azaldığı görülüyor. Elimizdeki informal bilgilere göre Toplum Temelli Kurumlarda okullaşma oranındaki ağırlık DİB ve yerel yönetimlerde. Dolayısıyla bir önceki yıla göre hangi kuruma (DİB ve yerel yönetimler) bağlı okullarda okullaşma oranının azaldığını söylemek çok mümkün görünmüyor. MEB bu istatistikleri ayrıntılandırarak paylaşmalı.    

‘OKUL ÖNCESİ BELİRLEYİCİ ÖNEMDE’

Son olarak ‘okul öncesi eğitimde erişim’ için genel bir yorum yapmanızı istersek neler söyleyebilirsiniz?

Erişim, aslında ulaşılabilirliği ve karşılayabilirliği de kapsayan iç içe geçmiş bir kavramdır. Yapılan araştırmalar, analizler yaşamın ilk 5 yılının oldukça kritik ve bireyin ilerleyen yaşlarında da belirleyici olduğunu söylüyor. Mesela, beyin gelişiminin yüzde 90’nı yaşamın ilk 5 yılında tamamlanıyor. Dolayısıyla bu yaşlarda çocuğa sunulan ortamın (pedagojik, psikolojik ve fiziksel) niteliği oldukça önemli. Öte yandan uluslararası sıralama karşılaştırmaları incelendiğinde (PISA, TIMMS vb) okul öncesi eğitimden yararlanmış çocukların puanlarında da lehte manidar bir farklılık gözlenmekte. Çocukların ilk yıllarına yönelik sunulacak ortam ve yapılacak yatırım elbette okul öncesi eğitimdir. Tüm bu bilgiler ışığında devlet tarafından sunulan okul öncesi eğitim önemlidir. Ancak son istatistikler, Türkiye’de okul öncesi eğitimde ilk defa artışın değil düşüşün olduğunu gösteriyor. Türkiye’de okul öncesi eğitim hizmetleri zorunlu olmadığı gibi eğitim materyali ve beslenme giderleri de aileler tarafından karşılanmakta. Öte yandan devlet tarafından tam zamanlı (tüm gün) okul öncesi eğitim hizmetleri sunulmuyor. Özellikle okul öncesi eğitimin kamu tarafından sunulmasını önemsemeliyiz. İlk 5 yaş çocuklara acil bir şekilde kamusal, nitelikli ve bilimsel eğitim sunulması için ısrarcı olmalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Evrensel'in manşeti | Yıkım da öfke de büyük

SONRAKİ HABER

İsrail, Gazze'de bir okul ve camiyi bombaladı: 24 Filistinli öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa