Antalya Geyikbayırı ve Doyran HES projesine karşı mücadele örgütleniyor
Geyikbayırı Yaşam Platformu sözcülerinden Günsu Engin Uylukçu, Antalya Geyikbayırı ve Doyran HES projesine karşı yürütülen mücadeleyi Evrensel'e anlattı.

Fotoğraf: Evrensel
Elif BİLEN TAŞ
Antalya
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 23 Eylül 2024 tarihinde yayınladığı duyuruda Antalya ili Konyaaltı İlçesi Doyran ve Geyikbayırı Mahalllerinde Doyran Enerji A.Ş. tarafından yapılması planlanan Doyran Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali Projesi (HES) halkın görüşüne açılması, 8 Ekim 2024’te bölge halkının bilgilendirilmesi toplantısı yer almıştı.
Bu proje ile ilgili Geyikbayırı Yaşam Platformu sözcülerinden Günsu Engin Uylukçu gazetemize konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
Günsu Engin Uylukçu; Geyikbayırı ve Doyran bölgesinde yaşam, çevre ve ekositem ile ilgili ve Doyran Enerji A.Ş. tarafından yapılmak istenen Regülatör ve HES projesinin bu bölgeye vereceği zararları anlattı.
Geyibayırı’na üç yıl önce İstanbul’dan eşi ile birlikte gelip, burada bir yaşam kuran Uylukçu, HES projesine karşı Geyikbayırı Yaşam Platformu içerisinde çalışmalar yürütüyor.
Doyran ve 9 km’lik alanda bir HES projesi planlandığını belirten Uylukçu, bu projenin sadece Geyikbayırı ve Doyran olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Uylukçu, Doyran’a bağlı 11 mahallenin suyunun tehdit altında olduğunu söyledi.
Burasının aslında Konyaaltı İlçesi yani Antalya merkezinin kaynak sularının da başlangıç bölgesi olduğuna dikkat çeken Uylukçu "Sadece Geyikbayırı ve Doyran’ın değil Antalya’nın su meselesidir. ÇED’in bu duyurusunu gördükten sonra ilk yaptığımız örgütlenmek oldu. İlk Geyikbayırı’nda başladı hareket, HES projesine karşı gelmek için aktif görev halinde olmak isteyen arkadaşlar bir araya geldik ve bir ekip kurduk" dedi.
"BU SORUN TÜM ANTALYA'NIN SORUNU"
Basına konu ile ilgili bilgiler geçtiklerini ve sosyal medya aracılığı ile kamuoyu yaratmaya çalıştıklarını dile getiren Uylukçu, "Sadece bunlarla sınırlı kalmadık. Doyran merkezinde planlanan bilgilendirme toplantısının yapılacağı yerde 11 mahallenin halkıyla, muhtarlarıyla buluştuk. HES projesinin sonuçlarının neler olacağına dair konuştuk. Bu bölgede yaşayanlara öncelikle bu sadece Geyikbayırı ve Doyran meselesi değil aynı zamanda bütün Antalya’nın meselesi olduğunu belirttik" diye konuştu.
Uylukçu, Platform olarak vurgu yaptıkları en önemli noktalardan birinin bölgede kırsal kalkınmaya çok büyük etkisi olan tarım ve turizm olduğunu ve bu projenin kırsal kalkınmaya yapılan bir darbe olduğunu dile getirdi.
ÖNEMLİ BİR TARIM VE TURİZM BÖLGESİ
Doyran ve Geyikbayırı bölgesinin tarım ile geçinen bir bölge olduğunu dile getiren Uylukçu şunları söyledi: "Hatta tarım ürünlerinin bazılarının ihracatı da yapılıyor. İkinci temel geçim kaynağı ise turizm. Buradaki su kaynakları yok olursa ilk tarımı vuracak ve tarım bittiğinde bölge halkı belki göç etmek zorunda kalacak, fakirleşecek. Turizm de burada çok önemli çünkü burası çok özel bir bölge. Dünyada yılın 12 ayı boyunca doğa sporları yapılan nadir yerlerden biri. Çok fazla parkurlar var, kaya tırmanışı, mağaracılık, trekking, oryantiring, koşu ve bir çok doğa sporu yapılan bir yer. HES projesi tam da bu parkurların üzerinde konumlanıyor. Hatta kaya tırmanış bölgesinin üzerinden borunun geçtiği görülüyor. Burası ülkeye çok fazla dövizin de girdiği bir yer, bir çok yabancı geliyor. Amerika’dan, Alaska’dan ve Avusturalya’dan insanlar geliyor. Dünya çapında popüler, geldiklerinde ise 1-2 ay daha fazla bir süre kaldıkları oluyor. Yapılacak proje sonucu buranın su kaynağı etkilenirse yabancıların konaklama imkanları da olmayacak. Turizmin etkilenmesiyle halk yine fakirleşecek. Geyikbayırı Yaşam Platformu olarak halkı tam da buralardan bilgilendirmeye başladık, tarımın ve turizmin tehlike altında olduğunu ve ses çıkarmamız gerektiğini anlatıyoruz".
11 MAHALLE MUHTARI İTİRAZ DİLEKÇESİ VERDİ
11 mahallenin muhtarlarının projeye itiraz dilekçesi verdiğini belirten Uylukçu, "Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan ile toplantı yaptılar. Yaşam alanlarında HES’i istemediklerini açıkladılar. Cem Kotan da aynı şekilde HES projesini istemediğini belirtmiş. Muhtarlarla, Geyikbayırı Yaşam Platformu olarak sürekli iletişim halindeyiz. Karşılıklı yeni bilgiler aktarıyoruz ve gelişmelerden halkı haberdar ediyoruz. 8 Ekim’de yapılacak olan toplantıya olabilecek en büyük katılım amacımız" dedi.
YABAN HAYATI DA TEHDİT ALTINDA
HES projesinin sonuçlarına sadece tarım ve su olarak bakmadıklarını, yaban hayatının da ciddi tehlike altında olduğunu dile getiren Uylukçu, "Buranın ekosistemi olumsuz olarak çok ciddi etkilenecek. Bu olumsuz etkilenmelerin yaşanmış örneklerini Antalya’nın Alakır vadisi ve nehrinden biliyoruz. Alakır nehrine yapılan HES’ler sonucu yağmur yağışı çok önemli ölçüde azalmış. Tutulan suda buharlaşma meydana geldiğinden yağmur ve kar yağışı önemli ölçüde azalıyor. Yağışlar azaldığında doğal kaynak suları da sonuç olarak azalmış olacak" dedi.
HES PROJESİ ORMAN ARAZİSİ İÇİNDE
Doyran ve Geyikbayırı bölgesinde HES projesinin orman arazilerinin içinde planlandığını ve projede yüzde 94,6 orman arazisi yüzde 5,4 şahıs arazisi içereceğinin söylendiğini ifade eden Uylukçu, "Orman arazisi tamamiyle kızılçam ormanlarıyla dolu, araba yolu olmayan, yürümenin bile zor olduğu vadiler buralar. Kazılarak, ağaçlar kesilerek inşaat yolları açılacak. Boru hattı döşenecek bir yıl hazırlıktan sonra üç sene inşaatın süreceği belirtiliyor. Üç sene sürecek inşaat burayı mahvedecek, hayvanların suyun yok olmasını bekleyecek zamanları bile olmayacak ve kaçacaklar, yeni yaşam yerleri arayacaklar. Yüzde 5,4 şahıs arazisi nasıl kamulaştırılacak, el mi konulacak belirtilmemiş. Kaç ağaç kesilecek hesaplanmamış. Proje soru işaretleri ile dolu. İlgili kurumlara sonra sunulacaktır cümleleri ile geçiştirilmiş" dedi.
Deneyimli uzmanların ÇED projesinde çok fazla hesap hatası olduğunu söylediğini aktaran Uylukçu, "Uzmanlar bize Doyran Deresi’nde güçlü bir su çıkışı olmadığını, saniyede 500 lt su akışının olduğunu ve yapılması planlananın ise 8MW’lık regülatör olduğunu ve bu regülatörü çalıştırması için aslında saniyede 1300 lt su akışı olması gerektiğini söyledi" dedi.
MUSLUKLARIMIZDAN SUYUN AKMADIĞI DURUMA GELECEĞİZ
Uylukçu konuya dair şunları söyledi: "Geyikbayırı Yaşam Platformu olarak soruyoruz saniyede 500 lt su akışı olan bir derede siz nasıl 8MW’lık regülatör çalıştırabileceksiniz? Yapamayacaklarını kendileri de biliyor ve bu yüzden DSİ ile 49 yıllık bütün yeraltı su hakları kullanım hakkı sözleşmesi imzalıyorlar. Derenin suyu yetmediğinde kaynak suyu çekecekler, bütün sulama sularını belki de içme sularını bile çekecekler. Musluklarımızdan su akmayacak duruma geleceğiz. Kaynak suları, sulama sularını, içme sularını çekseler bile yine de çalıştıramayacaklarını düşünüyoruz".
Platform ve bölge halkı olarak temiz enerji olarak sunulan projelere karşı olmadıklarını, çok yüksek bir akış gücü olan nehirlerde suyun yüzde 30’u alınarak güçlü bir enerji üretimi yapılabildiğini, geri kalan yüzde 70 suyun halka ve doğaya verilebildiğini ifade eden Uylukçu, "Ama bu projede suyun çok büyük kısmının belki de hepsinin alınması gerekecek yine de istenilen enerji üretilemeyecek. Şimdi soruyoruz Antalya gibi bir şehirde, yılın 12 ayı güneş gören bu şehirde güneş enerjisini kullanarak daha çok sürdürülebilir enerji üretmiyorsunuz da saniyede 500 lt su akan bir dereden elektrik üretmeye çalışıyorsunuz? Doyran Enerji A.Ş. ‘nin zarar edeceği ortada. Anlıyoruz ki amaç elektrik üretmek değil başka bir durum" dedi.
'TALEBİMİZ PROJENİN İPTAL EDİLMESİ'
Taleplerinin 8 Ekim 2024 tarihinde yapılacak olan bilgilendirme ve halkın görüşlerini alma toplantısından sonra hemen projenin iptal edilmesi olduğunu vurgulayan Uylukçu, "Eğer ki onaylandı hukuksal süreçte hakkımızı arayacağız. Diyelim ki hukuksal süreç başladı ve bu süreç içinde iş makinaları gelmeye başladı, bu ihtimale karşı büyük bir kamuoyu oluşturma çalışmalarımız devam edecek. Bu projenin ancak halk gücü ile engellenebileceğini düşünüyoruz. Basın da çok önemli Türkiye’de ve dünya çapında bir ses oluşturabilir. Buraya yerli turistten çok yabancı turist geliyor, 20 senedir gelen turistler var. Çünkü spor turizmi var ve dünya çapında popüler sporcular bu bölgeyi biliyor ve bölgenin korunması için onlardan da ses çıkacaktır diye düşünüyoruz. İşte o zaman çok daha büyük bir hareket olacaktır" dedi.
ÇED duyurusundan sonra Alakır mücadelesini destekleyenlerin kendilerine ulaştığını anlatan Uylukçu, "Onların deneyimlerinden çok şeyler öğrendik. Aynı zamanda HES, maden ocakları gibi çevre ile ilgili davalarıyla bilinen, çevre dostu Avukat Tuncay Koç da yanımızda. Bize hemen bir eylem planı oluşturdular, çok güç verdiler, HES’in ne olduğunu anlattılar" dedi.
BÖLGE MUTLAK KORUMA HAVZASINDA
Doyran bölgesinin aynı zamanda baslında çok önemli su kaynakları dolayısı ile mutlak koruma havzası olarak belirlenmiş bir bölge olduğu bilgisini veren Uylukçu, "Bunu da soruyoruz böylesine su kaynakları mutlak koruma havzasına nasıl HES yapılacak? Ayrıca çevresinde arkeolojik sit alanları var, Kelbesos gibi. Yaban hayatı koruma alanları var, nesli tükenmekte olan Anadolu Leoparı bu alanda yaşıyor. Sadece bu vadiye özgü endemik canlılar var. Bölgenin ekosistemini nasıl koruyacaksınız?
Geyik Bayırı Yaşam Platformu olarak talebimiz halkın, çevrenin, hayvanların, geçim kaynaklarının, doğa spor alanlarının zarar görmeyeceği bir enerji üretim projesi açık, net ve gerçek veriler dahilinde sunulsun" dedi.
Evrensel'i Takip Et