07 Ekim 2024 04:36

Dava ve ticaret: Paradan kan damlar

ABD savaş gemilerini İsrail’in emrine açmasaydı… İngiltere, Kanada, Çin, Fas, Hindistan, Ürdün… Tüm bunlar olmasaydı bu savaş durdurulabilirdi. Türkiye bu kilit ülkeleri ticaret ile besliyor.

Görsel: Freepik, Fotoğraf: AA Düzenleme: Evrensel

Paylaş

Uğur ZENGİN

Dünya devletleri İsrail’in Filistin’de giriştiği soykırımı durdurmak isteseydi, bunu yapabilirlerdi. Uluslararası Adalet Divanının “soykırım” yargılamasını kabul etmesine rağmen, savaş taleplerinin gerektirdiği askeri mallar; bunu destekleyen petrol, teknoloji sanayi üretimi savaş makinesi İsrail’i beslemeye devam ediyor.

ABD hükümeti İsrail’e 7 Ekim-24 Aralık arasında ABD’den 244 kargo uçağı ve 20 gemiye yüklenen 10 bin tondan fazla silah transfer etti.

Savaş sanayi İsrail’e mühimmat, savaş uçağı satmasaydı; ABD savaş gemilerini İsrail’in emrine açmasaydı, İngiltere İsrail’e F-35 savaş uçaklarını göndermeseydi, askeri üslerini açmasaydı, Kanada İsrail’e konvansiyonel silah satmasaydı, Çin ABD için F-35 parçaları üretmeseydi, Fas topraklarında İsrail için askeri istihbarat üssü inşa etmeseydi, İsrail’in en büyük silah tekeli Elbit için ülkesinde iki silah fabrikasının kurulmasına izin vermeseydi, Hindistan İsrail ile ortak askeri tatbikat koordine edip ortak silah üretimi yapmasaydı, Ürdün İsrail ile ticareti sürdürmeseydi… Bu savaş durdurulabilirdi.

SAVAŞ MAKİNESİNİ BESLEYENLERİ BESLEMEK

Türkiye, bu savaşta kilit ülkeler olan ABD, İngiltere, Almanya, Kanada, BAE, Suudi Arabistan, Ürdün ve Hindistan ile ticareti canlı tutmaya devam etti. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının başladığı günden bugüne Türkiye’den ABD’ye 13 milyar dolar, İngiltere’ye 12.5 milyar dolar, Almanya’ya 18 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri’ne 6.3 milyar dolar, Suudi Arabistan’a 2.6 milyar dolar, Kanada’ya 1.5 milyar dolar, Hindistan’a 1.2 milyar dolar, Ürdün’e 764 milyar dolar tutarında ihracat yapıldı. Söz konusu 8 kilit ülkeye yapılan ihracat tutarı ekonomik resesyon dışındaki Almanya ve Hindistan dışında hiç azalmadı, aksine artış gösterdi. Türkiye; Gazze, Batı Şeria, Lübnan ve Suriye'ye yönelik saldırılarda kullanılan silah ve diğer askeri teçhizatı sağlayan ülkeleri beslemeye devam etti ve ediyor.

SOYKIRIM VE SAYISIZ TİCARİ İLİŞKİ

Savaş, hisse senedi piyasasında özellikle ABD’de kurulu silah tekellerin kaldıracı oldu. Şirketler değerlerini katladı. Aralarında tanıdıklarımız var. Türkiye’de Koç Holding ile yarı yarıya ortaklığı bulunan ABD’li Ford ticari pikap kamyonetlerini zırhlandırıp Gazze savaşı için İsrail’e teslim etti. General Motors İsrail ordusu için motor ve şanzıman ünitesi üretti. Türkiye’de otomobil üreten Hyundai’nin ürettiği ekskavatörler de, Türkiye pazarına çoktan açılmış JBC’nin iş makineleri de ocak ayında Doğu Kudüs’te Filistinli ailenin evini yıkıyordu. Bu iş makinelerini taşıyan Mercedes Arocs kamyon Türkiye’de üretilmiş olabilir miydi? Soykırım ile doğrudan ilişkili sayısız ticari ilişki ve bağa siyasal iktidar gözlerini kapatmışken, kasım ayında Gazeteci Metin Cihan bir başka ticari ilişkiyi faş etti:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan 17 Ekim'de bir hastaneyi bombaladığı için İsrail'i kınarken, oğlu Burak'ın şirketi İsrail limanında yükleme yapıyordu. 28 Ekim'de Erdoğan yine İsrail'i eleştirirken ve insanları mitinge çağırırken, oğlunun gemisi kargosuyla Cebelitarık Boğazı'ndan geçiyordu.”

DAVA VE TİCARET

Erdoğan bir yandan Netanyahu’yu ‘Hitler’e benzetirken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan “İsrail ile ticari ilişkiler Filistin davasına zarar vermiyor” diyordu. Ekim-aralık arasında Türkiye’den İsrail’e 1 milyar 22 milyon dolarlık ihracat yapıldı.

Kamuoyu tepkisine dayanamayan Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, “7 Ekim-31 Aralık 2023 tarihleri arasında, Türkiye limanlarından İsrail’e 701 gemi sefer yapmıştır. Bu da günde ortalama 8 gemiye tekabül etmektedir. Bu rakamlar gerek ülkemizden direk İsrail limanına giden, gerekse transit olarak bizim limanımıza uğrayarak İsrail’e giden gemi sayısının toplamıdır” dedi.

İktidar, başta İsrail ve onun ‘savaş suçlusu’ müttefikleriyle ticari ilişkileri 6 ay 26 gün boyunca hiçbir şey olmamışçasına sürdürdü. Kesmedi, ‘ticareti kesin’ diyenler teker teker gözaltına alındı.

İKİNCİ PERDE İHRACAT YASAĞI

Ticaret Bakanlığı, 3 Mayıs 2024’te "İsrail hükümeti, Gazze'ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar" İsrail ile ihracat ve ithalatın durdurulduğunu açıkladı. Kararı sürpriz olarak niteleyen ihracatçı bir patron aynı gün önemli bir ‘sufle’ verdi:

“Siparişleri Mısır, Ürdün ya da Lübnan üzerinden gönderip gönderemeyeceğimize bakacağız, bu durumdan nasıl kurtulacağımızı bilmiyorum."

Türkiye İhracatçılar Meclisi verileri, mayıs ayında İsrail ile ticaret hacminin 440 milyon dolardan 4.4 milyon dolara çekildiğini gösterdi. Gümrükleri İsrail kontrolünde olan, o aylara kadar 36 bin kişinin hayatını kaybettiği, Gazze Şeridi’nde 37 kişinin açlıktan hayatını kaybettiği Filistin, Türkiye’den ihracatını yüzde 338 (4.5 kat) artırdı. 2023 yılı mayıs ayına göre Filistin’e yapılan çelik ihracatı yüzde 191, çimento ihracatı yüzde 2 bin 728, deri ürünleri ihracatı yüzde 13 bin, demir ve demir dışı metal ihracatı yüzde 458 arttı. Hayatın olağan akışına aykırı bu artışları görünce 4 Haziran’da “İsrail ile ticaret Filistin postunda mı sürüyor?​” sorusunu yönelttik, yanıt alamadık. Ağustos verileriyle tekrar sorduk, yine yanıt alamadık. Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığından çıt çıkmadı. Ağustos ayında Sözcü gazetesinden Emre Deveci Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe’ye aynı soruyu sordu. Gültepe, İsrail'e değil Filistin'e ihracat yaptıklarını, yasak olduğu için İsrail'e ihracatın mümkün olmadığını, Filistin'e ihracatta çok yüksek artış olmasının nedenini ise bilmediğini söyledi.

Çelik ihtiyacının yüzde 65’ini Türkiye’den karşılayan İsrail’e çelik ihracatı sıfırlanınca-tesadüfün böylesi- bir yılda çelikte en fazla ihracat artışı Filistin'e gerçekleşti. Savaşsız dönemde Türkiye’den 156 bin dolarlık çelik ithal eden Filistin, savaş ile birlikte Türkiye’den 48.6 milyon dolarlık çelik ihraç etti. Artış oranı yüzde 30 bin 930! Nedeni ise herkesin bildiği sır olmalı.

SOYKIRIM MI, PARA MI?

Türkiye, İsrail ile ticari ilişkilerini kesmedi. Bir yılda İsrail’e 2 milyar doların üzerinde resmi kayıtlı ihracat yapıldı. İsrail ve müttefikleriyle ticaret sürüyor. Kayıtsız ya da başka postlarla... İsrail, hâlâ en kritik savaş ihtiyaçlarından olan petrolü Türkiye’nin altyapısı (Bakü-Ceyhan-Tiflis boru hattı) ve topraklarından geçen petrol ile karşılıyor.

Mehmet Şimşek’in, “Önümüzdeki dönemde iç talep yavaşlayacak mutlaka dış pazar arayışına girsinler” dediği, iç talebin kısıldığı bir dönemde ihracatçı patronlar yalnızca bugünü değil, yarını da düşünüyor. Soykırıma suç ortağı olmamaya değil, İsrail pazarını kaybetmemeye teşneler. Bu zıtlık yüzlerce yıllık zıtlıktır. Paranın tarihi ile savaş, soykırım, yalan ve talanın tarihi bu yüzden birlikte yazılır. İşte bu yüzden paradan kan damlar.

ÖNCEKİ HABER

Bir işçi olarak savaşı durdurmak için ne yapabilirim?

SONRAKİ HABER

İki günde dört kadın cinayeti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa