İstanbul Tabip Odası Kadın Komisyonu: Bakanlığın “Normal doğum” ile ilgili kamu spotu geri çekilsin
İTO Kadın Komisyonu “Normal Doğum Eylem Planı” kapsamında hazırlanan videoda normal ve sezaryen doğum şeklindeki sınıflamanın tıp etiği kuralarına uygun olmadığını belirterek geri çekilmesini istedi.
Fotoğraf: Sağlık bakanlığının hazırladığı videodan alınan ekran görüntüsü
İstanbul Tabip Odası Kadın Komisyonu, Sağlık Bakanlığının “Normal Doğum Eylem Planı” kapsamında hazırladığı tepkilere neden olan video ile ilgili açıklama yaptı.
İstanbul Tabip Odası Kadın Komisyonu tarafından yapılan açıklamada; “Normal Doğum Eylem Planı” ve bu kapsamda hazırlanan videoda işaret edilen doğumun normal ve sezaryen doğum olarak sınıflanmasını tıbbi etik kurallara uygun bulunmadığı belirtilerek; “Doğru endikasyonlarla belirlenen sezaryen doğumların da vajinal doğum kadar “normal” olduğunu biliyor, sezaryen doğum yapan annelerin başarısız, bebekleri ile bağ kuramayacak gibi gösterildiği videonun geri çekilmesini talep ediyoruz” denildi.
Sezaryen oranlarının yüksek olmasının en temel nedeninin, hekim veya hasta tercihleri değil vajinal doğum için gerekli destek mekanizmalarını kapsayan sağlık politikalarının üretilemiyor olması olduğuna işaret edilen açıklamada şöyle denildi; “Vajinal doğumun yaygın olduğu ülkelerde karşımıza çıkan, gebelere hem tıbbi bakım veren hem de duygusal olarak destekleyen ebelik sisteminin ülkemizde bitme noktasına getirilmiş olması başlıca nedenlerden biridir. Bununla beraber; vajinal doğuma bağlı komplikasyonlarda, kadın doğum hekimlerinin malpraktis davaları, şikayetler ve şiddetin her türüne karşı açık hedef haline getirilmeleri de sezaryen oranlarındaki artışların önemli bir nedenidir. Gerek birinci basamak sağlık hizmetlerinde gerekse hastanelerde kışkırtılmış sağlık talebine yol açan politikalar sonucu artan poliklinik yükü ile koruyucu sağlık hizmeti olan doğum yöntemlerini de kapsayan gebe eğitimlerinin sağlıklı yapılamıyor olması da yine bu oranların yükselmesine yol açmaktadır. Özetle sağlık sistemindeki piyasalaşmadan kaynaklanan bu artış ne hekimlerin ne de yeterince bilgi almadan ve desteklenmeden karar vermek zorunda kalan gebelerin tercihidir. Koğuş gibi doğumhaneler, performans sistemi, ebelik sisteminin fiilen işlemez oluşu, okullarda kız çocuklarını kapsamlı cinsellik eğitiminden mahrum bırakarak doğum korkusunu körükleyen politikalar, bu artışın temel nedenleridir.”
“Kadın hekimler olarak, bedenlerimiz üzerindeki patriyarkal denetimi güçlendiren, çocuklar başta olmak üzere her türlü bakım verme sorumluluğunu kadınlara yükleyen aile ve sağlık politikalarının kadın sağlığına iyi gelmediğinin her gün tanığıyız. Ancak kadınların ruh sağlığı, cinsel sağlık ve doğurganlık haklarına sahip çıkan, ortak tepkisiyle birlikte güçlendiğimizi de biliyoruz” denilen açıklamada mücadele etmekten vazgeçilmeyeceği vurgulandı. (HABER MERKEZİ)