10 Ekim Katliamı’nın 9. yılı | Zeytin ağaçları altında barış şiirleri ile anıldılar

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda gerçekleştirilen terör saldırısının 9. yılında hayatını kaybedenler Adana'da mezarları başında anıldı.

07 Ekim 2024 15:11
Paylaş

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda gerçekleştirilen terör saldırısında hayatını kaybedenler, katliamın 9. yılında Adana’da mezarları başında barış şiirleri ile anıldı.

Ankara Garı önünde düzenlenen mitinge Adana’dan katılan Erhan Avcı, Mehmet Şah Esin, Dilan Sarıkaya, Şebnem Yurtman, Gökhan Gökbönü ve Fevzi Sert mezarları başında anıldı. Ayrıca, katliamdan iki gün sonra polis müdahalesi sırasında hayatını kaybeden 3,5 yaşındaki bebek Tevriz Dora da hatırlandı. 9 yılda büyüyen zeytin ağaçları altında toplanan kurum temsilcileri bugün de Filistin'e Lübnan’da can almaya devam eden savaşlar karşısında barış taleplerini yineledi.

Hayatını kaybedenlerin mezarlarına çiçekler bırakıldı, barış, eşitlik ve adalet talepleri bir kez daha dile getirildi. KESK, EMEP ve TMMOB temsilcileri, yaşamını yitirenlerin anısını yaşatmak ve katliamın sorumlularının adalet önüne çıkarılması için mücadeleye devam edeceklerini vurguladılar. Anmaya katılan 10 Ekim aileleri, 9 yıldır adalet arayışlarını sürdürdüklerini ve bu arayışın süreceğini belirtti. Aileler adına konuşan bir temsilci, yaşanan acıların halen çok taze olduğunu, kayıplarının yasını tuttuklarını, ancak adalet yerini bulmadıkça acılarının hafiflemeyeceğini dile getirdi.

Erhan Avcı’nın emekçi karakteri ve fedakar kişiliğine vurgu yapan Sinan Tunç, “10 Ekim’den önce miting çağrısına polis müdahalesinden sonra Erhan koluma girenlerden biriymiş. Hayatın içinden emekçi hiçbir çıkar gözetmeden kendisini barışa özgürlüğe, adalete adamış bir arkadaşımız. Hep birlikte mücadele ederek hesabını soracağız” dedi.

"BARIŞ VE SOSYALİZM İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Emek Partisi Adana İl Başkanı Suat Nacar, dokuz yıl önce sonsuzluğa uğurlanan Dilan’ın mezarı başında bir konuşma yaptı. Konuşmasında, Türkiye'nin ve Orta Doğu'nun savaşlarla sarsıldığı bir dönemde barış mücadelesinin önemine vurgu yaptı. Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun barışa en çok ihtiyaç duyulan bölgeler olduğuna dikkat çeken Nacar "Bu coğrafya en çok barışa hasret bir coğrafya. Barışa özen duyan, barışa en çok talebin olduğu bir coğrafya” dedi.  Orta Doğu’daki savaşlara dikkat çeken Nacar, İsrail’in bölgedeki saldırgan politikalarını eleştirerek "İsrail terör devletinin Orta Doğu'da döktüğü kan ortada ve bunun yanında maalesef Türkiye hükümetinin halkları savaşa hazırlama psikolojisiyle hareket ettiği de ortada. Barış ve sosyalizm için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kaybettiğimiz yoldaşlarımız Türkiye'de de dünyada da gerçek bir barışın ancak ve ancak sosyalizmin mümkün olacağının farkında olan yoldaşlarımızdı. Barış ve sosyalizm mücadelesinin iç içe olmasından kaynaklı birlikte yürüttükleri mücadele içerisindelerdi." dedi. Dilan’ın mezarı başında verdikleri sözü tekrar hatırlatan Nacar, "Daha fazla anaların gözyaşının dökülmesine müsaade etmemek için senin şahsın önünde söz veriyoruz ki var gücümüzle mücadeleyi büyüteceğiz, daha fazla mücadele edeceğiz" dedi.

“SİNAN ATEŞ’İN YANINDA DURAN CHP BİZİM YANIMIZDA GÜÇLÜ DURMADI”

Konuşmanın ardından Dilan'ın annesi Nesligül Sarıkaya da "Gideceği gün bana söylemişti, 'Anne, gideyim mi?' falan. Allah var ya, içimden hiç gelmedi. Keşke ben de gidip ona siper olsaydım” dedi.

Mahkemeden istedikleri sonucun çıkmadığından yakınan Sarıkaya, “Firariler hala firar. İnsanlık suçundan yargılatamadık. Hakim bir defa kalemimizi kırmıştı bizim. Avukatların gösterdiği delilleri araştırsalar, çağırdığı şahitleri dinleseler, azıcık bize bir kulak verseler böyle bir karar çıkmazdı ve insanlık suçundan yargılanırdı hepsi. Biz aileler olarak zaten hazmedemiyoruz bunu. Benim çocuğum şurada toprağın altında. Ben çocuğumu özledim, kokusunu özledim, saçını özledim. Anne ben geldim deyişini özledim. Her şeyini özledim” dedi.

Sinan Ateş duruşmasını yakından takip eden CHP yöneticilerine de sitem eden Sarıkaya, “Kılıçdaroğlu duruşmalarımıza bir defa bile gelmedi. Özgür Özel bir defa geldi. O da tam seçim dönemiydi. En fazla yarım saat durdu. O çıktı arkasından yirmi beş kişiyi daha götürdü. Ya salon boşaldı. Niye? Sinan Ateş’in yakınlarının biri sağında biri solunda oturuyor. Bir defa geleydiniz. Dokuz senede hiç mi fırsat bulamadın?” dedi.

Mehmet Şah Esin’in oğlu Metin Esin de “Siyasi partiler arkamızda güçlü dursaydı zannedersem o insanlık suçu kabul ettirecektik. Çünkü haber programlarında bile bizim programımız çıktığı zaman bile üç beş dakika, bir iki dakika ile geçiştiriyorlar. Ama bir Sinan Ateş davasında saatlerce, günlerce, haftalarca üzerinde duruyorlar ve istediklerini aldılar ama biz ne yapıyoruz?” şeklinde konuştu.

Şebnem’in annesi Şafak Yurtman, “Çoğunuz belki Şebnem’i, Dilan’ı hiç tanımıyorsunuz. Ama senesi doluna tanıyan da tanımayan da mutlaka buraya geliyor” diyerek bu desteklerin kendilerini ayaktıa tuttuğunu anlattı. (Adana/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

DFG: Sahada çalışan gazetecileri korumak için harekete geçin

SONRAKİ HABER

Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu: Uyarılarımıza rağmen kaçak hafriyat kapatılmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa