10 Ekim 2024 04:42

Orman talanında yeni senaryolar

Yeni düzenleme ile orman yağmasının yolu ‘orman parkları’ düzenlemesi ile iyice açıldı. Orman parkları adı altında orman arazilerinin 100-400 yatak kapasiteli otellere tahsis edilmesinin önü de açıldı

Fotoğraflar: Özer Akdemir/Evrensel

Paylaş

Mimar Osman GÜDÜ
Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Anadolu 2. Bölge Temsilcilik Başkanı

Türkiye’nin orman varlığı, son 20 yıl içinde ormanları korumakla yükümlü yasaların değişimi ve bu değişikliklere göre düzenlenen yeni yönetmelikler çerçevesinde hızla yok ediliyor. Türkiye’deki toplam orman alanı 23 milyon hektarın üzerinde. Bu, ülke genel alanının yüzde 29.8’ine tekabül ediyor. Türkiye orman fakiri bir ülke olmakla kalmayıp hızla çölleşiyor. 2012-2022 yılları arasında Türkiye’nin orman alanlarını hedef alan büyük felaket yaşandı: 410 bin hektarı aşan alan üzerinde madencilik, enerji ve diğer kullanımlar için izinler verildi.

O dönemler Türkiye en çok iş makinesi ithal eden; en çok çimento-beton tüketen ülke oldu. Çevre katliamları, su kaynaklarının kullanımının 49 yıllığına özel şirketlere verilmesiyle devam etti; zeytinlik alanları yazlık konut ve otel inşaatlarına tahsis edildi; tarım alanları imara açıldı.

19 Nisan 2018’de 7139 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesi ve bu kanuna eklenen ek 16. madde orman varlığı için tamamen tehdit oldu. Ek maddenin yürürlüğe girdiği zamandan bu yana 2 bin 600 hektar yeşil alan orman sınırları dışına çıkarıldı. Orman dışına çıkarılan alanların iki katı kadar alanın ağaçlandırılması için tahsisi Resmi Gazete’de yayımlandı ancak tahsisin yapılıp yapılmadığı belirsiz. Her yaz sezonu yanan yüzlerce hektarlık orman alanının akıbeti için yetkililer söylevler dizdi; bir süre sonra yanan alanlar üzerinde otel inşaatları yükselmeye başladı.

5 Ekim 2024’te çıkarılan Orman Kanunu’nun 16’ncı Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmelik’le ile orman yağmasının yolu ‘orman parkları’ düzenlemesi ile iyice açıldı. Düzenlemenin gerekçesi Türkiye’ye gelen turistlerin ihtiyaç duyduğu konaklama ve tesis açığının kapatılması olarak ifade ediliyor.

Düzenlemelerle kamuya ait araziler, ormanlar, ‘kamu yararı’ adı altında bir takım kişi ve şirketlere peşkeş çekiliyor. Mayıs 2022 tarihinde çıkarılan Orman Parkları Yönetmeliği ile orman alanlarının konaklamalı ve konaklamasız olarak kiraya verilmesi öngörülmüştü. 313 sayılı Orman Parkları Yönetmeliğinin 6. maddesi şöyle diyor:

“Orman parklarında idareci ve ziyaretçilerin zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak olan, taban alanı 250.metrekareyi ve kat adedi bir bodrum, kat ve çatı arası hariç, iki katı geçmeyecek şekilde yapılacak yapı ve tesisler genel müdürlükçe belirlenen esaslara göre gelişim ve yönetim planlarına uygun olarak yapılır. Bu alanlar için imar planı şartı aranmaz.”

Bu maddeyle kiralama süreleri 20 yıl olmak üzere sahilde olmayan yerlerde plan şartı aranmaksızın yapılaşmanın önü açıldı. Bu 100-400 yataklı bir otel kompleksini içine alabilecek boyutta bir yapılaşma. “Konaklamalı orman parkı” adı altında hiçbir alt yapı (yolu, suyu, elektriği, kanalizasyonu vs.) olmayan yerde yoğunluklu yapılaşmanın önü açılıyor.

Orman parkları yönetmeliğinin 18. maddesi bu alanların Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsisini düzenliyor. Bölgenin turistik olup olmadığına bakılmaksızın denize kıyısı olan araziler için bu düzenlemeden yararlanılması için Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirilmesi halinde bakanlık en geç 60 gün içinde karar vererek alan tahsisini belirliyor. Aynı maddenin 3. fıkrasında da tahsis işi garantiye bağlanıyor ve “Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis için verilen orman parkları alanları hiçbir şekilde imar uygulamalarına konu edilemez” deniliyor.

2023 verilerine göre Türkiye’de 1857 adet orman parkı bulunuyor. Bu alanların toplam yüzölçümü 32 bin hektar. Bu parkların 250’si konaklamalı alan. Bugüne kadar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı üzerinden sürdürülen rant ilişkileri bu kez Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden farklı yollar ile sürdürülmek isteniyor.

Kiralama süreleri ve işletmenin her daim bu alan üzerinde oluşturacağı mülkiyet kullanım hakkını da düşünecek olursak kiralamanın resmen “sahiplendirme” olduğu aşikardır. “Halkın doğa ile buluşması”, “rekreasyon ihtiyacı” gibi kılıflar uydurularak orman alanları talan edilmek isteniyor.

Bununla beraber orman kanunlarında yapılan değişiklikler ve yönetmelikler çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı kararları ile bir gecede 493 bin metrekarelik alan orman sınırları dışına çıkarıldı. 20 yıl önce Artvin Şavşat’ta yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılmış kaçak yapıların tamamı; cezalandırılması gerekirken meşrulaştırıldı ve 1 hektarlık alan orman alanı dışına çıkarıldı. Artvin’de 9 bin, Bitlis’te 17 bin, İstanbul Beykoz’da 9 mahallede bulunan 181 bin metrekare orman alanı Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile orman vasfı dışına çıkarıldı. İzmir’de 286 bin metrekarelik alan orman sınırları dışına çıkarıldı. Bu alanın bakanlık tarafından sanayi bölgesi olarak imara açılacağı iddia ediliyor.

Bütün bu kanun ve yönetmelik değişiklikleri, orman parkları adı altında yürütülen düzenlemeler, Cumhurbaşkanlığı kararları Türkiye’deki orman varlığının yok oluşunun sebepleridir. Tabiat ve doğa varlıklarının korunması ülkeyi yönetenlerin görevidir. Kentlere ihanet, orman varlıklarına ihanet, ülkeye ihanettir.

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan'a göre İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek kadına yönelik şiddeti etkilememiş

SONRAKİ HABER

Maraş’ta bir kadın boşanma aşamasındaki erkek tarafından bıçaklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa