10 Ekim 2024 12:04
/
Güncelleme: 24 Ekim 2024 19:38

Yargıtay, Selçuk Mızraklı'ya verilen hapis cezasını onadı

Yargıtay, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'ya verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasını onadı.

Yargıtay, Selçuk Mızraklı'ya verilen hapis cezasını onadı

Fotoğraf, Selçuk Mızraklı'nın Twitter hesabından alınmıştır

Görevden alınarak yerine kayyım atanan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı'ya verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi tarafından onandı.

Aynı daire, daha önce bu yönde verilen kararı bozmuştu. Bunun üzerine 29 Kasım 2023'te yeniden yapılan yargılamada başka bir tanık ifadesine dayanılarak aynı ceza verilmişti.

Mızraklı'nın avukatları kararı yeniden Yargıtay'a taşıdı.

Artı Gerçek'in haberine göre, Mızraklı'nın avukatlarından Muhsin Bilal'in aktardığına göre, Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi bu defa cezayı onadı. Bilal, kararın Kürtlere barış elinin uzatıldığının belirtildiği bir dönemde alınmasına dikkat çekti ve dairenin aldığı bu kararı 'skandal' olarak yorumladı. Bilal, ayrıca Yargıtay'ın ilk kararının üzerine hukuken Mızraklı'nın beraat etmesi gerektiğini ancak siyasi nedenlerle davanın cezayla sonuçlandığını vurguladı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulunun karara dair açıklamasında "31 Mart 2019’da Diyarbakır halkının iradesiyle seçilen ve Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı görevinden kayyım darbesiyle uzaklaştırılan Adnan Selçuk Mızraklı’ya verilen 9 yıl 4 ay 15 günlük hapis cezası Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onanmıştır. Bu, hukuki değil siyasi bir karardır. Bu yargı darbesi, başta Diyarbakır halkı olmak üzere Kürtler ve demokratik kamuoyu nezdinde yok hükmündedir." ifadelerine yer verildi. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et