"Biz boykot ediyoruz, devlet de ticaret yapmasın"
EMEP Sincan İlçe Başkanı Osman Türkkan: "Standımızda en yoğun tartışma İsrail ile dolaylı ve dolaysız ticaretin hâlâ devam edip etmediği, ediyorsa ne yapmak gerektiği hakkında oluyor"
Fotoğraf: EMEP
Osman TÜRKKAN
EMEP Sincan İlçe Başkanı
İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları Lübnan'a doğru genişlemiş iken Sincan'da "Siyonist İsrail devletini durduracak gerçekçi yaptırımlar için mücadeleyi büyütelim" talepli bildirilerimizi dağıttığımız bir stant açıyoruz. Standımız ağırlıkla yetişkinlerin ilgisini çekerken, standa gelenler, katliama, soykırımlara daha yoğun duygularla yaklaşanlar da oluyor. Biz daha konuşmadan çocuk ölümlerinin sayısını vererek saldırıların durması gerektiğini söyleyenler, İsrail'e destek veren ABD gemileri limanlara alınmasın deyince "Helal olsun" diyerek yüksek sesle onay verenler, Filistin'i duyunca dönüp bildiriyi alanlar..
En yoğun tartışmalar ise İsrail ile dolaylı ve dolaysız ticaretin hâlâ devam edip etmediği, ediyorsa da ne yapmak gerektiği hakkında oluyor. Orta yaşlı başörtülü bir kadın, "Biz bingoyu boykot ediyoruz, evlerimize almıyoruz. Devlet niye İsrail mallarını ülkemize alıyor? Cumhurbaşkanının almaması lazım" diyerek tepki gösterir iken, bir başka kadın ise "Ticaret sanki durdu ama çok uzun süre devam etti. Ölen çocuklara üzülüyoruz, bir şeyler yapmak lazım" diyor.
Sincan Organize'de çalıştığını söyleyen bir işçi ise, "Filistin'le ticaret yapıyorlar. İsrail dostluk grubu bile var Meclis’te. OSB’de bazı fabrikalar İsrail'e üretim yapıyor. Cook poşet fabrikası mesela yapıyor. Ama memlekette kimse hakkını aramıyor. Baksana asgari ücret 17 bin TL. Patronlar servetlerine servet katıyor. Kendi haklarımız için bile bir araya gelemiyoruz. Herkesin kredi kartları patlamış durumda, herkes borçlu" diyerek sitem ediyor. Önümüzde ücret artışından kıdem tazminatının kaldırılmasına birçok sorunun bizi beklediğini, bunlara karşı ne yapmak gerektiğini sorduğumuzda ise "Birleşmek lazım ama insanlar korkuyor, gazeteyi yanında bile taşımaya korkuyor. Kıdem tazminatı değişiyormuş, emekli olunca alacakmışız. Faizli mi alacağız, 30 sene sonra ne alacağız belli değil. Gerçi onlar da haklı. Bizdeki ücretler yüksek olunca yabancı sermaye dışarı gidiyor” diyor.
En çok sorulan sorulardan biri de bildirileri aldıktan sonra ne olacağı oluyor. Bildiri ile broşür ile olacak şey değil deniliyor. Ne yapmak gerektiği konusunda ise bir çaresizlik hâli hakim. Bir emekli "Biz bu broşürü alsak ne değişecek? Cumhurbaşkanı sözümüzü dinlemiyor ki. Ticarete devam ediyor. Erbakan hocanın oğlu çıktı 'Telleri bile sen veriyorsun, ticareti kes yanına geleceğiz' dedi, yine de kesmedi. Oy kaybetti, kesmedi. Adam laftan anlamıyor ki. Kendi oğlunun gemileri ticaret yapıyor. Öyle bir çıkarı var. Dört sene sonra CHP'ye basacağız ne yapalım. Bu yıl emekliler yılı olacaktı emeklilerin hâli ortada" diyor. Yalnızca bildiri/broşür dağıtımları ile olmayacağını, halkın birlikte tepki göstermesi gerektiğini söylediğimizde ise "Ne yapacağız adamı koltuktan zorla mı kaldıracağız. Öyle de olmaz" diyerek çaresizce kafa sallıyor.
Erdoğan'ın savaş bize de uğrayabilir kışkırtması ise AKP'li işçilerde de muhalif işçilerde de karşılık buluyor. Daha pasif kalmak üstüne tartışmalara da denk geliyoruz. Savaş bize de uğrar mı korkusu tarafsız davranmanın daha makul olacağını savunmaya kadar ilerleyebiliyor. Ticareti kesmek İsrail'in Türkiye'ye saldırmasının önünü açacak diye düşünen işçilere denk gelebiliyoruz. ‘Biz de üzülüyoruz, Filistin'in yanındayız’ deseler de 'ABD’ye kafa tutmak da kolay değil, öyle karşımıza mı alalım' deniyor.
Standımızda yalnızca muhalif olduğunu söyleyen seçmenlerle değil AKP'nin Filistin politikalarını destekleyenlerle de sohbet etme şansı buluyoruz. Bir emekli "Erdoğan hiç değilse Filistin'in yanındayım diyebiliyor. 105 tane Müslüman ülkeden bir tek Erdoğan diyor. İsrail ile ticaret yanlış evet onu da yapmasın. İki yönlü iş olmaz" diyor.
Sincan Akcan Döküm'de çalışan bir işçi ise "Cumhurbaşkanı çıkıyor konuşuyor, yurtdışına gidiyor konuşuyor. İsrail'e karşı, yaptıklarına karşı tepki gösteriyor. Bilal Erdoğan yürüyüşler yapıyor" diyerek önce mevcut hükümet politikalarını savunuyor. İsrail ile geçmişte doğrudan yapılan ticareti anlattığımızda ise "Allah Allah. Bu İsrail'de her şey var. Tohumu bile onlardan alıyoruz, ticaretten anlıyorlar” diyerek şaşırıyor.
Standımızı uzaktan izleyen bir emekli, "Tuhaf bir milletiz. Buraya bir cemaatin standını koysan kapış kapış gider bildiriler. Deminden beri izliyorum. İnsanlarda öyle bir ön yargı oluşmuş ki eline Emek Partisi bildirisi almaktan bile çekiniyor. Çok farklı bir ön yargı oluştu" diyerek standımıza destek veriyor.