DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit: "MHP elini uzattı diye unutmayız"

Birkan BULUT
Ankara

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6-8 Ekim Kobanê eylemlerine dair DEM Parti’den “samimi bir muhasebe” yapılmasını isteyerek, “Cumhur İttifakının uzattığı elin değerinin layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz” demişti. Bahçeli’nin “içeride barış” diyerek DEM Parti’lilerle tokalaşmasının ardından gelen bu sözler, iktidarın muhalefete yönelik hangi planları kurduğunu tartışmalara açtı.

DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, son tartışmalara dair sorularımızı yanıtladı. Öncelikle Kobanê eylemleriyle ilgili hakikatin karartılmaya çalışıldığını ifade eden Koçyiğit, “Bizim gerçeklerin açığa çıkması için verdiğimiz araştırma önergeleri hep reddedildi. Arkadaşlarımıza yüzlerce yıl ceza verildi ama oradaki ölümlerle ilgili değil. Özelikle milletvekili arkadaşlarımız yaptıkları konuşmalardan, katıldıkları eylem ve etkinliklerden ceza aldılar” dedi.

"İSTİNAF BAŞVURUSUNU ERDOĞAN’A MI YAPALIM?"

Öte yandan Kobanê yargılamasının hâlâ sürdüğünü söyleyen Koçyiğit, daha istinaf ve Yargıtay aşaması olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “Şimdi biz istinaf başvurusunu Erdoğan’a mı yapalım? Zaten kurmaca bir yargılama süreciydi. Mahkeme üyesi, çete üyesi çıktı. Kolluktan mahkemeye kadar HDP’ye kapatma planları yapıldığı dosyada unutulan bir belgede görüldü. Bütün bunlar ortada dururken, Kobanê defteri nasıl kapanıyor? Bu mahkeme bile arkadaşlarımızı ölümlerden beraat ettirdi.”

ÇÖZÜM SÜRECİ BEKLENTİSİ Mİ YARATILIYOR?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’ın isteği üzerine DEM Parti’lilerle tokalaşması ve Erdoğan’ın açıklamaları tartışmaları beraberinde getirdi. Son gelişmeler “İç cepheyi güçlendirmeliyiz” diyen iktidarın muhalefeti pasifize etme çabası ve çözüm süreci beklentisi yaratma eleştirilerini gündeme getirdi. DEM Parti’nin son gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sorduğumuzda Koçyiğit, öncelikle “MHP bize el uzattı diye hakikatleri unutacak değiliz. Arkadaşlarımız hâlâ siyasi rehine olarak tutuluyor. Bu iktidarın hukuksuzluklarından en fazla canı yanmış partiyiz” dedi.

"OLUMLU AMA ANLAM YÜKLEYEMEYİZ"

Ardından AKP ve MHP’den gelen çağrı ve davranışları şöyle değerlendirdi: “Siyasetin yapması gerekenleri bugün konuşmaktan hicap duyuyoruz. Aslında geçmişte normal olmayan durumun yanlışlığını ortaya koymalıyız. Geçmişteki kutuplaşmadan kimsenin kazanmadığını biliyoruz. Bugün bir adım atılmasını olumlu buluyoruz ama buna çok anlam yüklenmesini doğru bulmuyoruz. Bu söylemler somut pratiklerle desteklenirse bir yönelim olduğunu düşünebiliriz. İktidar yaptığı yanlışlardan geri adım atarsa da bunun olumlu olduğunu söyleriz. Ancak lafla peynir gemisi yürümüyor.”

DEMİRTAŞ MESAJI: YARGIYA TALİMAT VERİLİYOR

Erdoğan’ın Kobanê eylemleriyle DEM Parti’yi muhasebeye çağırarak söylediği sözler ise cezaevinde bulunan, o dönemin eş genel başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ ile bugünkü parti yönetimi arasına bir çizgi çekmek istediği şeklinde tartışıldı.

Kobanê davasının bugüne kadar çok istismar edildiğine dikkat çeken Koçyiğit, “Kullanışlı bir dosya olarak görüyorlar. Bize de o dönemi kurcalamayın diyorlar. Böyle zamansal bir çizgi çekerek bizim çizgimizi mahkum etmek istiyorlar. Aslında burada mahkemelere talimat veren bir tutum görüyoruz. Yargılama istinaf sürecindeyken gerekenin yapıldığını söylüyor. Ancak Kobanê davasında hakikat açığa çıkana ve arkadaşlarımız özgürleşene kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.

DEMİRTAŞ’IN AVUKATI: KÜRT SİYASETİ TESLİM ALINMAK İSTENİYOR

Elif Ekin SALTIK
Diyarbakır

Genel seçimlerin ardından aktif siyaseti bıraktığını açıklayan Eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sessizliğini yerel seçim sürecinde bozmuştu. Eşinin İstanbul adayı olmayacağını açıklamasının ardından “pazarlık” iddialarına tepki gösteren Demirtaş, DEM Parti’nin diğer partilerle görüşmesinin meşru ve doğal olduğunu vurgulamıştı.

Erdoğan’ın sözlerini değerlendiren Demirtaş’ın avukatlarından Mehmet Emin Aktar, “Aslında söylediği şey yeni dönemde Kürt siyasetinin teslim olmasıdır. Bizimle çıtası çok düşük belli çözümler karşılığında, kayyım atanmaması, Kürtçenin belli ölçüde yaygınlaşması gibi, tek ses olarak oraya katılması gibi öneriler var, benim gördüğüm öyle” dedi. Rojava’da Kürtlerin bir statü sahibi olma endişesinin etkili olduğuna ve bunun önüne geçilmeye çalışıldığına dikkat çeken Aktar, “Kürt siyasetini kendi yedeğine alma çabası var” dedi. “Kobanê davasında 6-8 Ekim olaylarından dolayı Demirtaş dahil bütün Kürt siyasetçiler aklanmıştır” diyen Aktar “Bütün çabalara rağmen ceza verememişlerdir. Çünkü orada yaşananları ortaya koyacak kanıt yok” diye konuştu.