12 Ekim 2024 06:38
/
Güncelleme: 07:58

İşte MESEM gerçeği: 14'ünde çocuk işçi, 18'inde işsiz

İstihdam garantisi vaadiyle 14 yaşındaki çocukları sömürü çarkına sokan MESEM’den mezun olanlar da işsiz. OSTİM MESEM’den mezun olan Samet, elinde ustalık belgesiyle kapı kapı iş arıyor.

İşte MESEM gerçeği: 14'ünde çocuk işçi, 18'inde işsiz

Fotoğraf: DHA

Deniz KEMEÇ
Ankara

AKP iktidarının patronlara bedava iş gücü olarak sunduğu mesleki eğitim merkezi (MESEM) kapsamındaki çocuklar (öğrenciler), bedenlerine ağır işleri, dayak, hakaret ve küfürleri gelecekte iş bulma umuduyla omuzluyorlar. Geçim derdi, eve katkı, okuyarak bir iş bulamayınca düşünen çocuklar ve aileleri için MESEM’ler adata zorunlu adres. İktidarın da ‘ustalık belgesi ve iş garantisi’ diyerek teşvik ettiği MESEM’lerden yeni mezunlar ise işsiz. OSTİM Şehit Alper Zor Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde okuyup MESEM kapsamında çalışan çocuklar, çok düşük ücretler alsalar da çalışmak zorunda olduklarını anlatıyor.

"ELİMDE BELGEYLE İŞSİZ GEZİYORUM"

OSTİM Mesleki Eğitim Merkezi Makine Bölümünden mezun olan Samet, elinde MESEM’den aldığı ustalık belgesine rağmen işsiz. Çocuk yaşta sanayide çalışmanın çok zor olduğuna dikkat çeken Samet net konuşuyor: “Çocuk işçi çalıştırılmamalı.” Çocuk yaşta iş kazası riskinin yüksek olduğunu dile getiren Samet “Patron ne derse oyun gibi geliyordu bana. Bu yüzden çok dayak da yedim küfür de işittim. İşi öğrenmek için ses etmedim ama şimdi mezun oldum hâlâ işsizim” diye konuştu. Patronların 18 yaşındaki bir delikanlıyı işe alıp asgari ücretin üzerinde para vermek yerine MESEM’li çocukları bedavaya çalıştırdığını belirten Samet, iş garantisi vaatlerinin de yalan olduğuna dikkat çekiyor.  

"ÇOK UCUZA ÇALIŞIYORUZ"

OSTİM Mesleki Eğitim Merkezine yeni kaydolan Makine Bölümü Öğrencisi Ömer, çıraklığını CNC/torna işinde yapıyor. Ömer, çalışmak zorunda olduğunu belirterek “Meslek öğrenmek açısından güzel. Kötü yanı ise maaşımız yetmiyor, çok ucuza çalışıyoruz” dedi. Aynı okulda elektrik bölümü 11. sınıf öğrencisi olan Osman, imkanı olsa çalışmak yerine okumak istediğini anlatarak “Ama okuyunca da bir iş garantisi yok. Çünkü okuyup atanamayabiliriz ama şimdi en azından elimde bir mesleğim olur diye düşünüyorum” ifadelerini kullanarak MESEM’e neden kaydolduğunu anlatıyor. Motor Bölümündeki Hasan okulun bir işe yaramadığını düşünse de “Eskisi gibi okulda olduğumuz zamanları, arkadaşlarımı özlüyorum” diyor. Metal Bölümü 11. Sınıf Öğrencisi Fatih de ücretlerin düşüklüğünden şikayetçi “En kötü asgari ücret verilmeli” diyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et