11 Ekim 2024 16:53

İnfaz düzenlemesi tartışmalarına tepki: İfade özgürlüğüne tehdit, kadına şiddeti önlemez

İzmir Barosu'ndan Zöhre Dalkıran denetimli serbestlikle ilgili yapılmak istenen değişikliğin ifade özgürlüğünü hedef alabileceğini belirterek: “İfade özgürlüğüne tehdit, kadına şiddeti önlemez" dedi.

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cem ŞİMŞEK
İstanbul

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, katıldığı bir televizyon programında infaz düzenlemesinin detaylarına ilişkin bilgi verdi. Tunç, cinayet, uyuşturucu ve toplumun huzur, güvenliğini bozma gibi suçlarda denetimli serbestlik uygulamasının kaldırılabileceğini söyledi; 2 yıldan az ceza alan birinin koşullu salıverme ile denetimli serbestlikten yararlanmasına karşı da düzenleme yapılabileceğini ifade etti.

İnfaz düzenlemesini gazetemize değerlendiren İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Zöhre Dalkıran, 2 yıldan az ceza alan birinin koşullu salıverme ile denetimli serbestlikten yararlanarak hiç cezaevine girmeden serbest kalmasının önüne geçecek bir düzenleme için önemli uyarılarda bulundu.

“DEVLET SOPAYI ELİNDEN BIRAKMIYOR”

İfade özgürlüğü kapsamındaki açıklamalar nedeniyle verilen hapis cezalarına dikkat çeken Dalkıran, “İnfaz hukukunda yapılacak değişiklik sonrası Ceza İnfaz Kurumlarında infazının çektirilmek istenmesi ifade özgürlüğünün cezalandırılmaması gerektiği noktasında eleştirilmelidir” dedi. İfade özgürlüğü sınırları içerisinde kalan açıklamalar nedeniyle hapis cezası ile karşı karşıya kalmanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlali olduğunu söyleyen Dalkıran “Ne yazık ki siyasi iktidar eleştiri kültürüne karşı cezalandırma tehdidi sopasını elinden bırakmamaktadır” dedi.

“DÜZENLEME ŞİDDETİ ÖNLEMEZ”

Kadınlara ve çocuklara yönelik suçlardaki artışın tek sebebinin infaz sistemi olmadığına dikkat çeken Dalkıran, “Şiddetin önlenmesi için önleyici, koruyucu tedbirlerin alınması, alınan bu tedbirlerin uygulamasının denetlenmesi, şiddetin gerçekleşmesi halinde kovuşturulması ve cezalandırılması ile bu alanda bütüncül politikalar oluşturulması gerekir” çağrısında bulundu.

Şiddet dilini kullanan iktidarın eşitsiz toplumsal ilişkilerin özel alanın konusu olduğu noktasındaki açıklamalarının da şiddeti tırmandırdığına dikkat çeken Dalkıran “Mevcut yasaların ve uluslararası sözleşmelerin etkin bir şekilde uygulanmadığı çok açık. Bunu kadınlar için verilen koruyucu ve önleyici kararlarının uygulanmaması nedeniyle yaşanan kadın cinayetlerinden anlıyoruz” diyerek iktidarı eleştirdi.

“DEVLET ÇOCUKLARI TAKİP DAHİ EDEMİYOR”

2011 yılından bu yana Türkiye’nin tarafı olduğu Lanzarote Sözleşmesi’ne atıf yapan Dalkıran, sözleşmede devletin çocukların cinsel istismardan korunması için her düzeyde alması gereken önlemlerin sıralandığını hatırlatarak “Devlet önlemleri almakla ve çocuklara yönelik riskleri tespit etmekle ve korumakla yükümlüdür. Ancak devlet koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanıp uygulanmadığını dahi takip edemiyor” ifadelerini kullandı.

Tek başına infaz sisteminde yapılacak değişikliğin yargının cezasızlık pratiğini çözmeyeceğini ifade eden Dalkıran “Şiddet olgusunun kamusal alana ait olduğunun bilinci ile mevzuat etkin bir şekilde uygulanmalı” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

Levent Tüzel: Reşit Kibar davasının takipçisi olacağız

SONRAKİ HABER

Putin ile Pezeşkiyan, Türkmenistan'da görüştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa