12 Ekim 2024 12:49

Diyarbakır Barosu genel kurulu başladı: Cezasızlık politikasına tepki

Diyarbakır Barosu’nun 49’uncu Genel Kurulu’nda konuşan Baro Başkanı Nahit Eren, cezasızlık politikasına tepki göstererek, baronun mücadele geleneğinin süreceğini vurguladı. 

Fotoğraf: MA

Paylaş

Diyarbakır Barosu'nun 2 gün sürecek 49’uncu Genel Kurul Toplantısı başladı. Genel kurulun yapıldığı Çand Amed salonuna, 28 Kasım 2015’te Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde katledilen Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi’nin fotoğrafı asıldı. Çok sayıda avukat genel kurula katıldı.

Saygı duruşu sonrası genel kurul başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, kadınların ve çocukların katledildiği, yargının bağımsızlığının ciddi anlamda sorgulandığı bir süreci yaşadıklarını belirtti. Diyarbakır Barosu’nun bu hukuksuzluklara karşı ortaya koyacağı tutumun önemli olduğunu vurgulayan Eren, "Filistin’de 40 binin üzerinde kişi yaşamını yitirdi. Savaşın, çatışmanın, şiddetin en acı tecrübesini yaşamış halk olarak, insanların barış içerisinde yaşamasını sağlamakta sorumluluğu olan tüm kurumlara bu çatışmayı durdurma konusunda çağrıda bulunuyorum” dedi.

BARIŞ VURGUSU

Eren, siyasetteki gelişmelere işaret ederek, "Son günlerde Türkiye’de yeniden barışın ve çözümün konuşulması bizi ne kadar umutlandırdığını, beklenti içine soktuğunu gözlemleyebiliriz. Diyarbakır Barosu hiçbir zaman toplumun taleplerinden kendini uzak tutmadı, tutamaz da. Bu ülkenin toplumsal sorunlarının, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü açısından en ufak söylem bizi umutlandırıyor. Önümüzdeki günlerde yeni bir barış, çözüm sürecinin oluşabilmesi için Diyarbakır Barosu’na büyük sorumluluk düşmektedir. Diyarbakır Barosu’nun aynı şekilde Kürt sorunun çözümü konusunda sorumluluk alacağı bilinmektedir” diye kaydetti.

SEÇİLME HAKKINA MÜDAHALE

Türkiye’de hukukun üstünlüğünün askıya alındığını belirten Eren, "AİHM’in kararları mahkemeler tarafından uygulanmıyor. Sayın Demirtaş’ın, Kavala’nın tahliye edilmesi için verilen ihlal kararları bertaraf edildi. Diyarbakır Barosu bu zorlu koşullarda, Kürt hak hareketinin önemli temsilcisi olan avukatlarla birlikte gereken çalışmaları ve mücadeleyi sürdüreceğinden de kimsenin kuşkusu olmasın. Yanı sıra Kurdistan kentlerinde bizlerin seçilme hakkına da müdahale edildi. Önce Van’da sonra Hakkari’de Kürtlerin seçme hakkına müdahale edilmek istendi. Ama halklar buna gösterdiği direnişle, önümüzdeki günlerde de buna karşı çıkacağını gösterdi” dedi.

CEZASIZLIK POLİTİKALARI

Cezasızlık politikasının özellikle Kürtler üzerinde yaygın bir politika olarak yürütüldüğüne dikkat çeken Eren, "Ömrünü insan hakları mücadelesine adayan Baro Başkanımız Tahir Elçi buna örnektir. İsteksizlikle dava açıldı ama aynı isteksizlik yargılama sürecinde de devam etti. Tahir Elçi dosyası cezasız bırakılmak istendi. Bu mesaj aslında Tahir Elçi’nin çizdiği, savunduğu ve Kürtlere karşı bu ülkede savunma yapan her insan hakları savunucusuna karşı verilen bir mesajdı. Kürtlere bu mesajı göstermek için bu kararı verdiğini iyi biliyoruz. Tahir Elçi dosyasının cezasız kalmaması için mücadele verdik, bundan sonra da hem baro olarak hem de dostları olarak mücadele vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın” şeklinde konuştu.

Halay, şarkı ve sloganların dahi suç sayıldığı ve insanların bu nedenle tutuklandığına dikkati çeken Eren, "En hassas olduğumuz yer rengimiz, dilimizdir, kültürümüzdür. O yüzden bu saldırıların altında da Kürt meselesinin altındaki çözümsüzlüğün yattığını çok iyi biliyoruz. Kürtler cezaevinde tecrit altında tutuluyor, ölüme mahkum ediliyor. Uzun cezalarla cezaevinde tutuluyor. Biz Diyarbakır Barosu olarak 2 yıl süreç içerisinde hak, hukuk mücadelesiyle bu haksızlıklara karşı durmaya çalıştık. Amed Barosu’nun mücadele geleneğiyle sesimizi çıkarmaya devam ettik. Bundan sonra baronun geçmişten gelen bu geleneği sürdüreceğinden kaygımız yok" ifadelerini kullandı.

Sonrasında Diyarbakır Barosu’nun çalışmalarını içeren bir video sunumu yapıldı. Genel kurul, baronun faaliyet raporuyla devam etti.

Kurulda, faaliyet raporlarının okunması ardından meslekte 25 yılını dolduran avukatlara plaket verildi. İlk plaket Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) tutsak olan eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a verildi. 

"KÜRT HALKININ AVUKATLIĞINI YAPTI"

Plaket alan DEM Parti Milletvekili Serhat Eren, “Demokrasinin, adaletin insan hakları mücadelesinin diğer adı Amed Barosu’dur. Kürt halkının avukatlığını yaptığı için, diline, kültürüne, tarihine sahip çıktığı için çok fazla baskılara uğradı. Tahir Elçi bu nedenle katledildi. Bu baskılara, saldırılara rağmen, soruşturmalara, davalara, tutuklamalara, sürgünlere rağmen Amed Barosu bu mücadeleci kimliğinden ödün vermedi ve vermeyecek” dedi. Plaket alan siyasetçilerden Ayla Akat Ata, “Bu baronun bir üyesi olmak ayrıcalık ve fedakârlıktır. ‘Bedel yarışında bende varım’ demektir” dedi. 

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Amed Barosu bir kimliğin, bir halkın barosudur. Amed Barosu siyaset yapar ama bu halk için yapar” ifadelerini kullandı. 

"CİNSİYETÇİ PRATİKLER SON BULSUN"

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi adına konuşan Avukat Canan Talay, “Kadın hakları mücadelesi veren bizler, kurumların içine kök salmış ayrımcılıklarla da mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Şiddet toplumun her katmanında yeniden yürütülen bir politikadır. Cezasızlık politikalarına karşı verdiğimiz mücadele, adaletin sağlanması için verilen en büyük mücadeledir. Bu mücadeleyi sadece mahkeme salonunda değil, baro içinde de sürdürmek zorundayız. Baroda cinsiyetçi pratiklerin tamamen son bulmasını istiyoruz. Biz kadınlar olarak bilgi ve becerilerimizi sorgulanmadığı, cinsiyetçi tutumların tutunamadığı bir ortam talep ediyoruz” diye belirtti. 

"YARGI EGEMENİN BASKI ARACI OLDU"

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şube Eşbaşkanı Gizem Miran, hukukun bu coğrafyada “fütursuzca” egemenin baskı aracı olarak kullanıldığını belirterek, “Ülke yönetimi tek adam rejimiyle tamamıyla baskıcı ve faşist bir biçime büründü. Bunun sonucunda tüm toplum gibi savuma makamına karşı da, gerek yargı tacizleriyle gerekse ekonomik ve sosyal sömürü araçlarıyla baskılar arttırıldı. Ülke yönetiminin dönüştürüldüğü rejim, başta Kürtler ve kadınlar olmak üzere işçilere emekçilere, ezilenlere ve tüm ötekilere karşı işlenen yüzlerce suçun “faili” olmaya devam ediyor. Yanı başımızda gerçekleşen Sûr ve Cizir süreçleri, kadın katliamları, yargı tacizleri bunun en başat örneklerindendir” dedi. 

Miran’ın konuşmasının ardından ellerinde Kürtçe ve Türkçe “Kadın ve çocuk cinayetleri politiktir” yazılı pankartla kürsüye çıkan kadınlar, “Jin, jiyan, azadî” ve “Kuştina jinan polîtîke/Kadın ölümleri politiktir” sloganları attı.

Baro seçimleri yarın gerçekleşecek. Baro başkanlığı için Abdulkadir Güleç ile Barış Yavuz yarışacak. (Diyarbakır/MA)

ÖNCEKİ HABER

İsrail, Lübnan'ın güneyi ve doğusunu vurdu

SONRAKİ HABER

Cumartesi Anneleri, Kulp’ta gözaltında kaybedilen 11 köylü için adalet talep etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa