13 Ekim 2024 04:25

"Cephe" siyasetinin bir örneği: Vatan Cephesi

Başbakan Adnan Menderes 1958’de Hür Parti ve CHP birleşmesini “haçlı cephesi”ne benzetiyordu. Demokrat Parti, muhalefet partilerinin birleşmesi üzerine “Vatan Cephesi” hareketini başlattı...

Fotoğraf: AA

Paylaş

Geçtiğimiz ay ABD’den hayal kırıklığı ile dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsrail tehdidi”, “Dış tehdit” söylemi ile yaratmaya çalıştığı korku siyaseti ve “milli birlik” çağrısı, Erdoğan’ın sıkça övgü ile andığı Demokrat Partili Adnan Menderes’in de muhalefete karşı ilan ettiği “Vatan Cephesi”ni akıllara getirdi.

1946’da çok partili sisteme geçişten sonra 1950’deki seçimleri İkinci Dünya Savaşı döneminin yarattığı yıkım, baskı ve tek parti döneminin din tutumundan rahatsız olan kesimlerin desteği ile iktidara gelen Demokrat Partinin sözcüleri de ağır iktisadi koşullar altında yasaklar ve baskıyı artırmış, muhalefetin bir araya gelmesi üzerine ise “Vatan Cephesi”ni öne sürmüştü.

O dönemde de iktidar sözcüleri halka hayaller satıyor, Türkiye’nin “küçük Amerika” yapılacağı, “her mahallede bir milyoner yaratılacağı” söyleniyordu. Ülke ekonomisi savaş sonrası 1948’de ABD ile imzalanan “yardımlarla” batı blokuna yakınlaşmıştı. DP ile birlikte Türkiye, Sovyetler Birliğine karşı ABD blokuna iyice eklemlenmiş, Kore’ye asker göndermiş ve ardından 1952’de NATO’ya üye olmuştu.

Otoriterleşen DP iktidarı 1956’dan sonra yargıya müdahale, yayın yasakları, akademiye baskı ile muhalefete yönelik kapsamlı saldırılar yürütüyordu. Bir yasayla siyasal partilerin seçim dönemi dışında açık hava toplantısı yapmaları yasaklanmıştı. Yasaya uymadan yapılan toplantılar silah kullanılarak dağıtılabilecekti. Üç muhalefet partisi CHP, CMP ve Hür Parti, açık hava toplantısının yasaklanması üzerine hep birlikte Meclisi terk ederek boykot yaptı. Menderes, iktidarını CHP ve muhalefete karşıtlık üzerinden korumaya yöneldi. DP’nin politikaları kentli liberal kanadında da tepkilere yol açtı. 1957’de DP İstanbul İl Başkanı (Partinin kurucularından Fuad Köprülü’nün oğlu) Orhan Köprülü’nün istifası, İstanbul’un büyük burjuvazisinin hoşnutsuzluğu olarak yorumlandı.

MUHALEFETİN İŞ BİRLİĞİ ARAYIŞI

Demokrat Partinin muhalefet partilerine yönelik baskıları yoğunlaştıkça CHP, Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) ve Hürriyet Partisi arasında iş birliği arayışları ortaya çıktı. 27 Ekim 1957 seçimlerinde muhalefet partileri güç birliği yapmaya karar verdi. Ancak DP yeni seçim kanununa muhalefet partilerinin güç birliğini engelleyen bir madde ekledi. CHP, HP ve CMP, illeri bölüşerek her ilde tek liste çıkarma veya ortak muhalefet adına ülke çapında tek bir partiyi/listeyi seçime sokma formüllerini benimsemedi ve 19 Eylül’de dağıldılar. Seçimden günler önce Ankara’da üniversite öğrencileri de ellerinde Atatürk portresiyle bakanlıklara yürüyüşe geçti, ancak polis tarafından dağıtıldılar.

OY KAYBEDEN DP OTORİTERLEŞTİ

27 Ekim 1957 seçimlerinde (1950 ile 1954’e göre katılımın yüzde 77.1 gibi düşük bir düzeyde kaldığı) seçimlerde, DP birinci parti olmasına rağmen ilk kez yüzde 50’nin altına düştü. CHP oylarını yüzde 40.8’e çıkardı. CMP yüzde 7.2, HP yüzde 3.8 oy aldı. Ancak çoğunluk sistemi sayesinde DP Mecliste üstünlüğe sahip oldu. DP oy ve güç kaybedince otoriterlik eğilimlerini artırdı.

Muhalefeti ve basını sınırlandıran DP, Meclis kürsüsünü de hedef aldı. TBMM İç Tüzüğü’nü değiştirdi, toplam milletvekili sayısının yüzde beşi kadar milletvekiline sahip olmayan partiler Meclis grubu kuramayacaklardı. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmayı kolaylaştırdı. Soru önergeleri bir gün, sadece bir saat görüşülebilecekti, soru yöneltilen bakan gerek görmezse cevap vermeyebilecekti.

1958 yılında iktisadi büyümenin durması ve Türkiye’ye dış yardım ve borç akışının yavaşlaması ciddi bir kaynak yetersizliği sorununu gündeme getirmişti. Haziran ayı boyunca birçok temel tüketim malına, demire ve kağıda yüzde 100’e varan zamlar yapılmıştı. Batıdan alınan borcun koşulu olarak ise yürürlüğe “istikrar programı” denilerek “4 Ağustos Kararları” konulmuştu. İktisadi bunalım ve hayat pahalılığı işçilerin alım gücünü düşürmüştü. Hükümet işçi örgütlerini dağıtmak için Türkiye İşçi Sendikası Konfederasyonu ile pek çok bölgenin işçi sendikaları federasyonu ve birliğini kapattı.

Muhalefet bu koşullarda birleşme kararı aldı. Türkiye Köylü Partisi CMP’ye, Hür Parti ise CHP’ye katıldı.

MENDERES ‘VATAN CEPHESİ’ KARTINI SÜRDÜ

DP bunun üzerine muhalefeti “ihanetle” suçlayan söylemlerini daha da tırmandırdı. Menderes 1958’de Lüleburgaz’da Hür Parti ve CHP birleşmesini “haçlı cephesi”ne benzetti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar da “Milli kalkınmaya mani olmak isteyenlerin milli irade karşısında karınca gibi ezileceği” tehdidinde bulundu.

Muhalefet partilerinin birleşmesi üzerine DP “Vatan Cephesi” hareketi başlattı. Menderes cepheyi Manisa’daki konuşmasında, “Politika ve ihtirastan vareste vatandaşların karşımızda kurulmuş olan kin ve husumet cephesine karşı vatanperverane gayretlerini birleştirip eserlerinin müdafaasına azmetmiş bir Vatan Cephesi'nin kurulması zarureti kendisini göstermiştir” sözleri ile duyurdu. Ardından kent ve köylerde Vatan Cephesi ocakları açıldı...

ÖNCEKİ HABER

15 yaşındaki çocuk, ailesinin husumetlisini bıçaklayarak öldürdü

SONRAKİ HABER

Suriye Çerkesleri, Jineps ve Papirüs işbirliğiyle kitapçılarda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa