13 Ekim 2024 04:35

İç cephede AKP’nin sığınağı: Yenikapı ruhu

CHP ve toplumun azımsanamayacak bir bölümü ülkenin çıkarlarının tek adam rejiminin çıkarlarıyla bir olduğuna ikna edildi. Böylece, Yenikapı ruhu, AKP’nin sıkıştığı yerden kurtulmasının anahtarı oldu.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Türkiye 17 Aralık 2013 sabahına uyandığında AKP’li ve AKP’ye yakın olduğu bilinen bazı isimlerin gözaltına alınmasıyla başlayan bir yolsuzluk operasyonunun ilk adımlarına tanıklık etti. AKP-cemaat çatışmasının bir sonucu olarak başlayan bu operasyonda, AKP iktidarının yolsuzluklarına ilişkin ses kayıtları ve belgeler de internete servis edildi. Bu süreçle birlikte artık AKP, eski dostu cemaat ile yollarını kesin olarak ayırmış oldu. Henüz Gezi direnişinin yankısı dinmemişken böyle bir ayrılık ve operasyonda ortaya çıkarılanlar AKP’yi daha da köşeye sıkıştırdı. Yükselen toplumsal muhalefet AKP’nin tek adam iktidarını zamanla daha da yıprattı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP’nin yüzde 10 barajını geçerek Meclise girmesiyle birlikte de AKP tek başına iktidar olma lüksünü kaybetti. Son iki yıldaki gelişmeler AKP’yi yeni bir ittifak arayışıyla yola koyulmaya mecbur bıraktı.

Seçimlerden çıkan sonucun bir koalisyonu işaret ettiğini gören burjuva muhalefet partileri sırayla AKP ile masaya oturmaya başladı. İlk günler AKP-CHP koalisyonu daha muhtemel bir sonuç olarak görülmesine rağmen, şapkadan AKP-MHP koalisyonu çıktı. AKP, girdiği yeni yolda ilk ittifakını bulmuş oldu. MHP’nin bu koalisyon için şartlarından bir tanesi çözüm sürecinin sona erdirilmesiydi. MHP’nin bu talebinin karşılık bulması pek uzun sürmedi.

22 Temmuz 2015 günü Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde gerçekleşen bir saldırı iki polisin ölümüyle sonuçlandı. Saldırıyı herhangi bir örgüt üslenmedi ancak AKP, çözüm sürecini sonlandırmak için bir sebebe kavuşmuş oldu. Meydanlarda AKP-MHP ortaklığıyla yükselen seslerde HDP seçmeni başta olmak üzere bütün muhalif kesimler sıklıkla hedef gösterilmeye başlandı. İktidar kanadı kürsülerden konuşurken saldırının hangi taraftan geldiğine emin olduğu iddiasındaydı ancak Mecliste, suçluların ortaya çıkartılması için Ceylanpınar saldırısını araştırma komisyonu kurulması teklifini reddetti. AKP ve MHP’nin oylarıyla teklifin reddedilmesi, saldırı sonrası başlatılan soruşturmada bütün tutukluların beraat etmesiyle gerçek anlamına kavuştu. Bu anlam akıllara, Türkiye tarihinde toplumsal muhalefetin yükseldiği her dönem ortaya çıkan ve muhalif kesimleri hedef alan bazen faili meçhul bazense sahibi bilinen geniş boyutlu şiddet olaylarının yaşanmasını getirdi. Toplumsal muhalefetin sol yıllardaki yükselişinin devam ettiği 2015 yılında Suruç Katliamı, 10 Ekim Gar Katliamı olaylarının da yaşanması tarihle paralellik kurmayı kolaylaştırdı. Bütün bu olaylar karşısında başta CHP olmak üzere, burjuva muhalefetinde yükselen karşı sesler “Teröristleri mi savunuyorsunuz?​”, “Siz bu vatanı sevmiyorsunuz” gibi söylemlerle pek de zor olmayan bir biçimde kısıldı.  

İç karışıklıklarla ve yükselen baskı politikalarıyla devam eden AKP-MHP koalisyonu henüz birinci yılını doldurmamışken 15 Temmuz 2016 gecesi, bir darbe girişimiyle geldi. “Darbecilerin siyasi ayağı kim?​” sorusu etrafında bir soruşturma yapmayı reddeden koalisyon darbe girişiminden farklı bir çıkar elde etme niyetindeydi. AKP, ana muhalefet partisi CHP’yi düşmanlara karşı birlik olmaya çağırdı.

YENİKAPI RUHU DOĞUYOR

AKP-MHP koalisyonu CHP’nin de katılacağı bir miting organize etti. Erdoğan, hem iktidarın hem ana muhalefetin kol kola pozlar verip, “vatan uğruna” yan yana olacağı bu birlikteliğe “Yenikapı ruhu” adını verdi. CHP katılıp katılmamak konusunda bazı ikilemler yaşasa da sahnedeki yerini aldı. Muhalif kesimlerden gelen tepkilere bir cevap olarak konuya ilişkin açıklama yapan Dönemin CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke “Darbe gecesi hangi gerekçeyle Mecliste olduysak, pazar günü de o gerekçeyle parti olarak Yenikapı'da olacağız” dedi. Yenikapı mitingi 7 Ağustos 2016 günü gerçekleşti. Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, “15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı. Eğer biz, bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek çocuklarımıza güzel bir Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız” diyerek iktidarla kısmi de olsa ortaklığını ilan etti. Bunu “vatanseverlik”, “Vatanı savunmak” gibi söylemlerle yaptı. CHP’nin AKP ve MHP ile çıktığı bu vatan savunması, yani Yenikapı ruhu 2015 yılında yaşananların ve darbe girişiminin üstüne örtülen karanlık perdeyi daha da kalınlaştırmaktan öteye gitmedi. Gerçek sebep sonuç ilişkilerinden uzakta hamasi söylemlerle geçirilen bu süreç yalnızca burjuva muhalefeti zayıflatmakla kalmayıp, Gezi direnişi ile birlikte yükselmeye başlayan toplumsal muhalefetin tepesindeki çekici daha da ağırlaştırdı. Darbe sonrası ilan edilen OHAL ile birlikte “Darbecileri, teröristleri ayıklıyoruz” denilerek başlatılan operasyonlar birdenbire bir muhalif avına dönüştü. CHP başta olmak üzere, toplumun azımsanamayacak bir bölümü ülkenin çıkarlarının tek adam rejiminin çıkarlarıyla ortak olduğuna ikna edildi. Böylece, Yenikapı ruhu, AKP’nin sıkıştığı yerden kurtulmasının anahtarı oldu.

ÖNCEKİ HABER

"Cephe" siyasetinin bir örneği: Vatan Cephesi

SONRAKİ HABER

Suriye Çerkesleri, Jineps ve Papirüs işbirliğiyle kitapçılarda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa