Kadınların şiddete karşı öfkesi sürüyor: Mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz
İstanbul’da 2 kadının vahşice katledilmesi sonrası isyan eden kadınların eylemleri sürüyor. Kadınlar, “Yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Fotoğraf: ANKA
İstanbul’da İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in vahşice katledilmesi, istismara uğrayan 2 yaşındaki bebeğin hayatını kaybetmesine isyan eden kadınların eylemleri sürüyor. Yaşanan cinayetlerin münferit olmadığını vurgulayan kadınlar, “Cinayet mahali haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
İSTANBUL: SORUN UYUŞTURUCU DEĞİL ERKEK EGEMENLİĞİ
Kadıköy'de bir araya gelen kadın örgütleri, kadına yönelik şiddeti ve cezasızlığı protesto için yürüyüş düzenledi. "AKP istifa" sloganlarının atıldığı eylemde kadınlar, 'Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun' olarak bilinen 6284 sayılı kanunun uygulanmasını istedi. Büyükçekmece'de katledilen Sedef Güler'in annesi Gülizar Sezer ise "Benim çocuğumun ölüsü bile yapayalnızdı. Adalet neredesin?" sözleriyle sitem etti.
Kadın örgütleri, kadına yönelik şiddeti ve cezasızlığı protesto için Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya geldi. Eylemde kadınlar, katledilen kadınların fotoğraflarıyla birlikte "Kadınlar ölüyor iktidar susuyor", "Narinler okula, mezara değil", "AKP seyretme yasayı uygula", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" sloganları atarak, Kadıköy İskele Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti.
Yürüyüş sonu iskele Meydanı'nda toplanan kadın örgütleri adına açıklamayı Güneş Fadime Akşahin yaptı. Açıklama sırasında "Hükümet istifa" sloganlarının atılması üzerine Akşahin şöyle konuştu:
"Gör AKP gör, Erdoğan gör! Bu ülkenin kadınları sizi istemiyor. 19 yaşında iki genç kadın güpegündüz öldürülüyor, ülkenin cumhurbaşkanı sorunu çarpıtıyor, saçma sapan açıklamalar yapıyor. Sorun uyuşturucu falan değil, sorun erkek egemenliği, sorun AKP'nin ta kendisi. Bu da böyle bilinsin. Cumhurbaşkanı diyor ki; 'milli ve manevi değerlerimiz bizi ayakta tutacak' Hangi manevi değer kadın cinayetlerini durduracakmış? Sizin manevi değer diye anlattığınız şey, kadın düşmanlığının ta kendisi.
Çocuklar için Lanzarote Sözleşmesi'ni, kadınlar için 6284'ü uygulatacağız. İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden kazanacağız. Vazgeçtik sanmasınlar, elbette İstanbul Sözleşmesi için mücadelemiz devam ediyor. Buradan kamu kuruluşlarına sesleniyorum. 6284'ü ya uygulayacaksınız, ya uygulayacaksınız. Çünkü İkbal, ısrarlı takip suçu sonucu öldürüldü.6284 madde 1, ısrarlı takip suçuna maruz kalanlar bu kanundan faydalanırlar. İkbal'in ki ısrarlı takip değil de ne? Siz görmediniz, görevinizi yerine getirmediniz. (ANKA)
BUCA KADIN PLATFORMU: CİNAYETİN SORUMLUSU AKP İKTİDARI
Buca Kadın Platformu yaşanan kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi. Şirinyer Forbes Madenci Anıtı önünden Şirinyer Migros önüne yürüyen kadınlar sık sık “Kadın cinayetleri politiktir”, “Koruma aklama yargıla”, “Kadın yaşam özgürlük” sloganlarını attı. “Sermayeye kul, aileye köle olmayacağız”, “Narin ve sıla bebeğin hesabı sorulacak” dövizlerinin taşındığı eylemde basın açıklamasını platform adına Dilek Karakul okudu.
Karakul, “Kadına yönelik şiddetin boyutlarının da cezasızlığın da arttığı bu noktaya adım adım gelindi. 22 yıllık AKP iktidarının kadınlara ilişkin yaptıkları; emeği ucuzlaştırma, güvencesizleştirme, yoksullaştırma, kamusal hizmete erişimin önünü kesme, bakım yükünü kadınların sırtına yükleme olmuştur. Biz biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi etkin bir şekilde uygulansaydı, katledilen yüzlerce kadın bugün aramızda olacaktı. Ülke kadın ve çocuk mezarlığına dönmeyecekti” dedi.
“MEDENİ KANUNUNUN DEĞİŞTİRİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Medeni Kanun’un değiştirilmek istendiğine değinen Karakul, “Bu değişim kadının eşitsiz, şiddete açık bir hale getirilmesinin önünü açacak şekilde düzenlenmek isteniyor. Biz kadınlar bu yasayı da püskürtmeye hazırız. Bizler yaşam alanlarımızı güvenli hale getirmek için buradayız. Korkarak sinerek sizlere boyun eğmeyeceğiz. Cinayet mahali haline gelmiş bu ülkede yaşamlarımız, özgürlüklerimiz, haklarımız için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Karakul, erkek şiddetine karşı önleyici ve caydırıcı politikaların yapılması, İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesi ve sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesi, 6284 sayılı Kanun’un etkin bir şekilde uygulanması, kadına yönelik ayrımcılığın her türlüsünün ortadan kaldırılması ve şiddetle mücadele konusunda önleyici, koruyucu ve caydırıcı ulusal-uluslararası hukuk ve mevzuatı temel alan düzenlemelerin hayata geçirilmesi için, mücadeleye devam edeceklerini söyledi. (İzmir/EVRENSEL)
ÇORLU: KORKMADAN YAŞAMAK İSTİYORUZ
Tekirdağ Çorlu ilçesinde lise öğrencileri artan kadın cinayetlerine karşı Atatürk Meydanı’nda toplandı. “Öldürülmemiş olsaydık daha kalabalık olabilirdik”, “Umutsuzluğa kapılırsan bu kalabalığı hatırla”, “Kadın cinayetleri politiktir” yazı dövizlerin taşındığı eylem sonrası genç kadınlarla sohbet ettik.
Lise öğrencisi İlkim, “Son kadın cinayetleri gözümüzün içine sokularak gerçekleştirildi. Sıradaki ben olabilirim diye korkmaya başladım” derken, yine lise öğrencisi Nur ise, “Yıllardır kadın cinayetleri ile yaşadık. Hiçbir önlem alınmıyor. Sicil kaydı bozuk insanlar sokakta kadın öldürüyor. Biz bu cinayetlere öfkemizi göstermek istedik” diye ekledi.
Irmak da “Kadınlar olarak korkmadan yaşamak istiyoruz. Rahatça gezmek, eğlenmek istiyoruz. Üniversiteye gidince güvende olmak istiyoruz” dedi. Sıla ise, “Bu kadın cinayetleri durmalı. Sokakta rahatça gezmek, parklarda vakit geçirmek istiyoruz. Bizim tepkimiz buna” diye konuştu. Karanlıkta okula gitmek zorunda kaldıklarını söyleyen Habibe, “Korkuyoruz. Annem beni her gün on sefer arıyor. Hep kadınlara ‘orada ne işi varmış’ diyorlar. Bu bizi sinirlendiriyor” dedi.
Eylemi sosyal medya üzerinden örgütlediklerini ifade eden liseliler, “Okullarımızda sınıflarda çağrılar yaptık. Çorluda ki bütün okullarda duyuldu. Hatta Tekirdağ ve Çerkezköy’de ki arkadaşlarda katıldı. Afişler hazırladık her yere astık. Asarken halktan büyük destek geldi. Geleceğiz diyenler çok oldu. Beklentimizin bile üzerinde katılım oldu. Bundan dolayı çok mutluyuz. Birbirimizi tanımadan önemli bir şey yaptık. Şimdi birbirimizi tanıdık ve bundan sonrada birlikteliğimizi devam ettireceğiz. Ekmek ve Gül’den ablalar 25 Kasım’a hazırlanıyorlarmış. Bizde bu eylemi örgütleyeceğiz” dedi. (Çorlu/EVRENSEL)
BOLU: YAŞAMAK İSTİYORUZ
Bolu’da İzzet Baysal Caddesi Demokrasi Meydanı’nda yüzlerce kişi kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti protesto etmek için toplandı. Grup daha sonra ellerinde pankartlarla İzzet Baysal Caddesi’nde sloganlar atarak yürüdü.
“Katledilen her kadın için yeri göğü inleteceğiz”, “Gece karanlıktan korkarsan bu şehri ateşe veririz”, “Yaşamak istiyoruz” yazılı pankartlar taşıyan grubun yürüyüşü kent meydanında sona erdi.
Grup adına açıklama yapan Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi Esmanur Öztürk, kadın cinayetlerine tepki göstererek, “Gündem hızla değişiyor ve birkaç gün sonra bu vahşetler unutuluyor. Cinayetler artık toplum tarafından kanıksanıyor ve normalleşiyor. Her gün can güvenliğimizi koruyacak kimsenin olmadığını daha da güçlü bir şekilde hissediyoruz” dedi. (Bolu/DHA)
BURSA'DA KESK'Lİ KADINLARDAN AÇIKLAMA: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR
KESK Bursa Kadın Meclisi sendika binasında bir açıklama yaptı. Günlerdir ülkenin her şehrinde, sokaklarda, kampüslerde, alanlarda, iş yerlerinde meşru taleplerini dile getirdiklerini vurgulayan kadınlar, “Yaşam hakkımız korunsun, evlerimizde işyerlerimizde sokaklarda güvende yaşayabilelim yani yaşayalım. Bu ülkede kadınlar ve kız çocuklar sadece kadın oldukları için öldürülmesin, şiddetten azade yaşayabilsin istiyoruz. Siyasal iktidar toplumsal cinsiyete dayalı bir anlayışla hepimizi şiddetten koruma ve yaşam hakkını sağlama yükümlülüğünü yerine getirsin diyoruz. Hükümetten ilk imzalayıcısı olmakla övündüğü ancak sonra tam çark ederek, bizlerin sözüne, toplumun hemen her kesiminden yükselen İstanbul Sözleşmesi yaşatır! şiarına kulak tıkayarak içinde bulunmayı sürdürdüğü kadın düşmanlığına son vermesini, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik düzenlemeler yaparak hayata geçirmesini istiyoruz: Kadın ve çocuk düşmanı ceza hukukunun değişmesi gerektiğini vurguluyoruz; Erkek adalet değil gerçek adalet sağlanana kadar hiçbirimiz güvende değiliz” dedi. (Bursa/EVRENSEL)