12 Ekim 2024 19:56

2. İzmir Basın Kampı’nda ‘Organize suç ve gazetecilik’ söyleşisi

2. İzmir Basın Kampı’nda düzenlenen ‘Organize suç ve gazetecilik’ söyleşisine katılan gazeteciler Bahadır Özgür ve Cengiz Erdinç, alandaki deneyimlerini aktardı.

Fotoğraf: Bahar Emreoğlu

Paylaş

2. İzmir Basın Kampı’nın 3. Gününde Gazeteci Bahadır Özgür ve Cengiz Erdinç’in konuşmacı olduğu  “Organize Suç ve Gazetecilik” başlıklı panel gerçekleştirildi. Panelde organize suç alanında çalışan gazeteciler tecrübelerini aktarırken, mafya-devlet, yeni nesil mafya ve organize suçun yükselişi tartışıldı.

"ORGANİZE SUÇ İSTİHDAMI"

Film ve dizilerin etkilerinden bahsederek sözlerine başlayan Cengiz Erdinç, Çukur dizisini örnek göstererek “Çukur’un yeni nesil mafyayı uyaran bir rol model yanı da var” dedi. Ardından Türk mafyasının ortaya çıkışına değinen Erdinç, “Başlangıcı aslında bugünkü bildiğimiz ailelerin kökeni kamu rantına dayanıyor, hallere dayanıyor. Hal mafyaları bunlar aslında, daha sonra bunların güçlenmesi, kumarhane açması, polislerle ortak olması işi geliştiriyor. Türkiye’de afyon üretimi var ama bu sık yasaklanıyor ve yer altına iniyor. Daha sonra afyon mafyaları oluşuyor, ondan sonra Karadenizlilerle bir araya geliyor. Daha sonrasında da Türk mafyası doğuyor” ifadelerini kullandı.

Devletin 2010’dan sonra organize suçu istihdam ettiğini belirten Erdinç, “Devletin organize suçu istihdam etmesi, iç politika için onları kullanması, muhalifleri korkutmaya çalışması ve mafyaya da onun için bir izin verilmesi. Orada Peker’le ilgili olay sekteye uğrayınca, yerini Alaattin Çakıcı aldı.

Bir başka boyut da şu; ben  Roman ve solcu mahalleler dediğimiz Gazi, Kadifekale, Sarıgöl gibi yerleri dolaştım. Orada ortaya çıkan bir şey vardı, devlet sol örgütlerin etkili olduğu yerlerde bazı yasadışı çetelere yol vererek bunu kırmaya başlamıştı. Bu bir devlet politikası mıydı, üst taraftan bunu bilmiyorum. ‘Evet, bu devlet politikasıdır’ diyen olmadı ama bu mahallelerde uyuşturucu gözükmeye başladı. Sol örgütler o dönemde hâlâ güçlüydü ve bu çeteleri bastırabiliyordu” dedi.

Yeni nesil çetelere de değinen Erdinç, bu çetelerin. İlk kez CIA raporlarında görüldüğünü belirterek “Orada Los Angelesli bir polis müdürünün araştırması var ve bu çetelerin evrimleştiğini anlatıyor. Bu Türkiye’ye çok benziyor. Bir mahalle çetesi uyuşturucu satıyor, öbür mahalledeki çeteyle kapışıyorlar ve biri hakim geliyor sonra diğer mahallede de uyuşturucu satmaya başlıyorlar. Daha sonra işler profesyonelleşiyor ve kendi adamlarına uyuşturucu satmayıp denetletiyor, para büyüyor, finansçılar gerekiyor. Bu evrimin son halkası ulus ötesi bağlantılar. Doğrudan ABD’deki bir çete direkt Meksika’dan, Kolombiya’dan uyuşturucu getirmeye başlıyor. Bu evrim sürecini burada da görüyoruz” ifadelerini kullandı.

"YENİ NESİL MAFYALARIN YAŞ ORTALAMASI DÜŞTÜ"

Erdinç’in ardından söz alan Özgür ise sözlerine yeni nesil mafyanın yaş ortalamalarına değinerek başladı. Bu mafyaların içinde bulunan kişilerin çoğunun 2000 ve sonrası doğumlu olduğunu belirten Özgür, “Barış Boyun Çetesi ile başka bir çete savaşıyor, karşı çete lideri Fransa’da öldürüldü ve onu öldüren 23 yaşında Nurtepeli bir genç. O genç Nurtepe’de Uyuşturucu ile Mücadele Derneğine üye oluyor, o dernek basılıyor ve bu genç cezaevine giriyor. 2022 tahliye oluyor ve sonra bir anda Fransa’da bir mafya babasını öldüren genç olarak karşımıza çıkıyor. Binlerce genç bu durumda” dedi. 3-4 tane rap şarkıcısının da bu çetelerin içlerinde bulunduğunu ekleyen Özgür, bu kişilerden birinin de Heijan olduğunu ve 115 milyon izlenip en hızlı çıkış yapan isim olduğunu ifade etti.

Son olarak organize suçun yükseldiğini belirten Özgür, “Finansal değişim olağanüstü, EFT’yi her yere yapabiliyoruz, kripto paralar çıktı ve para transferi inanılmaz hızlandı. Hackerlar birazcık fantastikken para transferinden, istihbarat toplamaya kadar gelişti. Çin’den telefon kabı isteyebiliyorsanız Meksika’dan da uyuşturucu alabiliyorsunuz. Bu değişim bir sürü iş modeli yarattı. Suç her zaman yeniye en hızlı uyum sağlayabilendir. Konteyner taşımacılığı her tarafa yayıldı ve çok hızlandı. Bir sürü liman kuruldu ve o limanlardan bir sürü şey geçmeye başladı. Venezuela’dan tonlarca uyuşturucu bütün limanlara gelebiliyor. Bence 6’ncı nokta kentlerin yeniden haritalandırılması oldu. Bir imar rantı yaratma, emekçi kesimlerin kent dışına sürülmesi gibi tanımlıyoruz. Suç ekonomisini toplumsal tabanın sağladığını görüyoruz. Fikirtepe binlerce kişinin yaşadığı bir yerdi ve bir mahalleydi. Belli etnik aidiyette olan insanların dayanışması vardı. Önce torbacılar girdi, belediye hizmetleri kesildi, sağlıklı barınma sunulmadı. Nereye gitti binlerce insan? Nurtepe’ye gittiler, Gazi’ye gittiler ve onların çocukları tetikçi olarak karşımıza çıkmaya başladı. Okmeydanı dönüşüyor, Zeytinburnu dönüşüyor. Buralar küçük atölyelerden oluşurdu, Cemevleri vardı onlar gidiyor. Devletin mekanizmaları dışında insanları bir arada tutan kültürel ögeler gittiği için aidiyet gidiyor” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Tekgıda-İş disiplin kurulu seçilmiş kadın baş temsilciyi görevden aldı: Genel merkez karar verecek

SONRAKİ HABER

İsrail: Lübnan'dan Hayfa Körfezi ve Yukarı Celil bölgesine 35 roket atıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa