13 Ekim 2024 15:41

Muayene sırası bekleyen yurttaşlar: Doktorun yüzü gülmezken beni nasıl iyileştirsin?

Ankara'da Halil Şıvgın Devlet Hastanesinde muayene sıralarını bekleyen bir yurttaş "10 dakikada beni nasıl muayene etsin. Yüz kişi gören hekimin 90. hastası olmak istemezdim" diyor.

Fotoğraf: Kübra Kırımlı/Evrensel

Paylaş

Kübra KIRIMLI
Özgür KAYA
Ankara

Nüfusu 90 binin üzerinde olan Ankara Çubuk’ta, ilçe girişinde bulunan Halil Şıvgın Devlet Hastanesi önünde muayene sıralarını bekleyen yurttaşlarla konuştuk. Akşamları sağlık personeli sayısının yetersiz olduğunu anlatan yurttaşlar, Ankara’da bulunan şehir hastanelerine sevk edilmekten neden şikayetçi olduklarını anlattılar. Sağlık çalışanlarının zorlu çalışma koşullarının farkında olan konuştuğumuz hastalardan biri, “Çare aramak için doktorun kapısından içeri giriyorum ama doktorun yüzü gülmüyor. Neden yüzlerinin gülmediğini anlıyorum. 10 dakikada beni nasıl muayene etsin. Her gün yüz kişi gören hekimin 90. hastası olmak istemezdim” dedi.

İlk olarak muayene sırası beklerken yemek yiyen biri ile konuşuyoruz. Konuştuğumuz geçtiğimiz haftalarda doğum yapan bir yakınının Ankara’ya sevk edildiğini söyleyen kişi, “Özellikle akşamları oluyor bu sevk işi. Gündüz böyle bir sıkıntı yaşamıyoruz. Akşamları sağlık çalışanlarının sayısı yetersiz kalıyor sanıyorum” dedi.

"DOKTORUN KAPISINA GİDİP, ŞANSIMI DENEYECEĞİM"

Ardından diş ağrısı çeken Suna teyze ile konuşuyoruz. “Sabaha kadar diş ağrısından kıvrandım. Zorla kendimi buraya attırdım. Ama diş hekimi randevu almadığım için bana bakmadı” diye konuştu.

Okuması yazması olmadığı için randevu alamadığını, tek başına yaşadığını söyleyen Suna Teyze “Nasıl alayım randevuyu? Ne okumam var ne de yazmam. Telefonu becerip de randevu alamıyorum kızım. Derdimi anlatamadım doktora. Acilde iğne vurdurdum, ağrısının geçmesini bekliyorum. Yine şansımı deneyeceğim. Gideceğim doktorun kapısına. Bakarsa bakar, bakmazsa bir akrabam gelip beni buradan alacak köyüme götürecek” dedi. Birçok hastalığı olduğunu söyleyen Suna teyze “Akkuzulu köyünde oturuyorum. Allah’tan orada sağlık ocağı (aile sağlığı merkezi) var. Grip olunca, üşütünce kadın bir doktor var, o bakıyor bize, yoksa becerip buraya sürekli nasıl geliriz” diye anlattı.

"10 DAKİKADA DERDİMİ ANLATAMIYORUM Kİ"

Yakın zaman önce Ülker’den emekli olduğunu söyleyen bir hasta da sağlık çalışanlarının durumuna yoğun çalışma koşullarına dikkat çekti. “Çare aramak için doktorun kapısından içeri giriyorum ama doktorun yüzü gülmüyor. Neden yüzlerinin gülmediğini anlıyorum. 10 dakikada beni nasıl muayene etsin. Her gün yüz kişi gören hekimin 90. hastası olmak istemiyorum. Her gün 100 hasta bakmaktan bıkmışlar” ifadelerini kullandı.

Muayene sürelerine dair konuşan kişi, “Ben hekimin 10 dakikada beni muayene etmek için nasıl zorlandığını görüyorum. Bu kadar kısa sürede hastayı iyileştirmek mümkün mü? Ben derdimi o kadar kısa sürede anlatamıyorum ki" diye konuştu. Ankara’dan Çubuk’a muayene için geldiğini sözlerine ekleyen hasta, “Ben şehir hastanelerine gitmek istemiyorum. Çok kalabalık. Aynı sürede Çubuk’a geliyorum. Hasta hasta o kalabalığa girmek güç oluyor” şeklinde konuştu.

YOL PARASI 600 LİRA

Kemik erimesi yaşadığını 3 aydan 3 aya iğne vurdurmak için Sele köyünden geldiğini anlatan Seher teyze, “Daha önce hastaneye yakın oturuyordum. Kiramı 600 liradan 11 bin liraya çıkardılar. Zaten 9 bin lira emekli aylığım var deyince, ev sahibi ‘Evden çık’ dedi; köye yerleştim. 3 aydan 3 aya iğne vurdurmak için geliyorum. Tanıdık olursa 200, 200; 400 lira ücret ödüyorum. Ama taksi ile gelip gidersem 600 lira para ödüyorum” dedi.

Okuma yazma bilmediğini, randevu alamadığını söyleyen Seher teyze, “Gidip doktorun kapısında yalvaracağım. Her seferinde böyle oluyor. Okumam yazmam yok, randevu alamıyorum diyorum” diye anlattı. 

ÖNCEKİ HABER

Denizli'de eşini darbedip çocuklarını rehin alan Hüseyin Tüzün tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa