14 Ekim 2024 04:48

Bu cenderenin kaynağı ne?

"Yoksulluğumuz, açlığımız, kadınların öldürülmesi, işçilerin iş cinayetlerine kurban gitmesi, ezilenlere dönük baskı attığımız sloganda da haykırdığımız gibi politiktir."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Birgül KAYA
İzmir

Merhaba Evrensel okurları, merhaba kız kardeşlerim;

Artık her gün gözümüzü kadın ve çocuk hatta hayvan tacizine, tecavüze, şiddetine, cinayetine, katliamına; her gün çocuk işçiler dahil işçi cinayetlerine, katliamına açıyoruz.

Bunun yanında yoksulluk ve açlık diz boyu. Kendimizden geçtik, çocuklarımız aç okula gidiyor. Hatta birçoğu okula dahi gidemiyor.

Özgürlük derseniz, kırıntısı bile yok. Sözde sendikaya üye olmak anayasal hak. Ama sendikalaşan işçilerin başına gelenler deyim yerindeyse pişmiş tavuğun bile başına gelmiyor. Yine sözüm ona gösteri ve yürüyüş de Anayasa’da güvenceye alınmış. Ancak gözlerimizin önünde cereyan ettiği gibi taleplerini dile getirmek için gösteri yapanlar, sendikalaştıkları için işten atılan ve sendikalarının tanınması için direnen işçiler tekmeleniyor, kadın işçiler dahi yerlerde sürükleniyor, ters kelepçeleniyor. Talebini sosyal medya yoluyla mı dile getiriyorsun? Hemen hakkında soruşturma açılıyor, yetmiyor gözaltına alınıyorsun.

Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere tüm işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, emeklilerin hayatları cendereye alınmış durumda. Adeta yoksullukla, açlıkla, tacizle, tecavüzle ve şiddetle, yetmedi canımıza kastedilerek terbiye ediliyoruz. İş cinayetinde, çocuk cinayetinde ve kadın cinayetinde katlediliyoruz.

Yoksulluğumuz, açlığımız, şiddete uğramamız gibi; biz kadınların, çocukların cinayete kurban gitmeleri, işçilerin iş cinayetlerine kurban gitmeleri, bütün ezilenlerin baskı altında tutulmaları sokaklarda attığımız sloganda da haykırdığımız gibi politiktir. Ve bu politikanın en gözü dönmüş uygulayıcısı, AKP hükümeti, Cumhur İttifakı, tek adam yönetimidir. Ancak iş bununla bitmiyor. Bu kanlı politikaların asıl kaynağı, sermaye sınıfı, emperyalist- kapitalist sistemdir. Bu kapitalist sistem ve onun uygulayıcısı olan hükümet işine geldiğinde kendinden önce yaşamış tüm gerici, sömürücü sistemlerle birleşmektedir. Ve tek adam işçi cinayetlerini, kadın eşitsizliğini fıtrata bağlar.

Kız kardeşlerim, kadın ve çocuk tacizine, tecavüzüne, şiddetine ve cinayetlerine karşı büyük bir mücadele veriyoruz. Bu, taktir edilesi. Fakat benim bu mücadelede gözlemlediğim, kadın cinayetlerinin kaynağı konusunda yanılgılarımız olduğudur. Bu cinayetlerin sebebini, kimimiz erkeklere, kimimiz sadece AKP hükümetine bağlıyoruz. Yukarıda da belirttiğim gibi, elbette Cumhur İttifakı ve tek adam yönetimi bu konuda hiç masum değil, en eli kanlı olanlardır. Ve burjuva politikalarının en sadık uygulayıcısı bu tek adam yönetimine karşı, kız kardeşlerimize, çocuklarımıza ve kendimize borcumuzdur. Erkeklere gelince; en başta şunu belirtmeliyim ki burjuvazi, en gerici ağızlarıyla, toplumu kadın cinayetlerinin asıl sebebinin kadınların kendi davranışlarında olduğuna iknaya çalışmakta ve bizi buradan da cendereye almaya çabalamaktadır. Buna toplumu yeterince ikna edemeyince de bu cinayetlerin sebebinin akıl hastası, madde bağımlısı, sapık erkekler olduğuna indirgemektedir. Fakat bu akıl hastası, sapık, madde bağımlısı erkekler “Gökten zembille mi inmek”tedir? Akıl hastalığının kaynağı, ‘sapıklığın’ kaynağı, madde bağımlılığının kaynağı nerededir? Uyuşturucu tacirleri ülkede cirit atmıyor mu? Bunların sebebi bu düzen değil midir? Sorular çoğaltılabilir.

Evet kız kardeşlerim, başımıza ne geliyorsa; şiddete uğruyorsak, katlediliyorsak, iliklerimize kadar sömürülüyorsak; evde işte, sokakta tutsaksak, ikinci cinssek, bunun kaynağı bu burjuva sistemdir. Öyleyse mücadelemizde şimdi artık bu emperyalist-kapitalist düzeni daha fazla hedefe koymalıyız.

Sevgiler...

ÖNCEKİ HABER

"Üniversiteli kadınlar kadın cinayetlerine karşı sokakta"

SONRAKİ HABER

Özgür Özel: Erken seçim yoksa adayınız kim?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa