14 Ekim 2024 05:01

Masanın bir ucunda sermaye partileri diğer ucunda belediye işçileri

CHP’li 13 belediyede SODEMSEN, AKP’li 11 belediyede MİKSEN, sözleşme sürecini planlı bir şekilde uzatarak işçiye, “Artık yeter, bir zam olsun da nasıl olursa olsun” dedirtmeyi amaçlıyor.

Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel

Paylaş

Kayhan GEYİK

İstanbul’da CHP’nin yönettiği 13, AKP’nin yönettiği 11, toplamda 24 ilçe belediyesinde 30 bini aşkın işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi süreci yaklaşık 4 aydır devam ediyor. TİS süreci devam eden CHP belediyelerinden 6’sında Genel-İş örgütlüyken, geriye kalan belediyelerde Hizmet-İş örgütlü. Toplu iş sözleşmesi süreci genel olarak sendikaların yetki başvurusundan bir ay sonra belediye yönetimlerine veya belediye adına yetkilendirilmiş sendikalara CHP’li belediyelerde Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikasına (SODEMSEN) AKP’li belediyelerde Mahalli İdarelerKamu İşverenSendikasına (MİKSEN) TİS taslağı sunulmasıyla başlıyor. Yani neredeyse nisan ayında başlayan süreç ekim ayına geldiğinde hâlâ çözülmemiş oluyor!

TİS taslağının sunulmasının ardından sözleşme imzalanırsa, sözleşmenin geçerli olduğu tarih haziran ayıdır. Ancak haziran ayında sözleşmenin imzalanmasını bırakalım, işveren temsilcileri görüşmelere bile nadiren gelerek, ayda 1-2 idari maddeyi geçirerek, görüşmelerin olabildiğince ertelenmesini ve sürecin yayılabildiği ölçüde yayılmasını sağlıyor. Böylece haziran ayında sözleşmelerinin yenilenerek, bir nefes alacağını düşünen işçiler, ekim ayı gelmesine rağmen, zamsız eski maaşlarıyla çalışmaya devam ediyorlar. Belediyelerin izlediği bu oyalama taktiği genel olarak işçilere, “Artık yeter bir zam olsun da nasıl olursa olsun” dedirtmeyi amaçlıyor.

Diğer taraftan, sözleşmeyi imzalamayan sendikalarmış gibi, bir algı yaratmaya çalışarak, tepkiyi sendikalar üzerinde toplamayı, işçileri bu iç tartışmalarla yormayı, doğan güvensizlik ortamında, sendikaları masaya oturtarak, sözleşmeyi çözmeyi planlıyorlar. Zaten düşük ücretle sözleşmeyi imzalamaya hazır sendika şubeleri bir yana, mücadele eğilimi olan şubelerde TİS sürecindeki kayıpların asıl nedeninin işveren olduğunu işçilere anlatmakta zorlanıyorlar. Şüphesiz ki işçilerin örgütlü olması, sendikalarında söz sahibi olmaları, komiteleriyle tüm iş yerini sarmalıyor olmaları, TİS sürecini hızlandıracaktır ve belediye yönetimlerini daha hızlı adım atmaya zorlayacaktır.

TİS sürecinin nasıl hızlanacağına dair tartışma; tek tek şu ya da bu sendikacının masadaki tavrının ya da niyetinin ötesinde, o belediyedeki işçilerin ortak tavrı ve mücadelesiyle belirleneceği gerçeği belediye işçileri içinde etkili tartışılıp ete, kemiğe, dahası bir plana dönüştürülürse, bu erteleme silahı belediyelerin elinden alınacaktır.

Geçen 4 ay belediye işçilerinin sabrını tüketmiş, CHP ve AKP genel merkezlerinin elindeki SODEMSEN ve MİKSEN gibi işveren sendikalarından yönlendirme bekleyen yerellerdeki CHP’li ve AKP’li belediyeler, hiçbir sorumluluk almamıştır. Her belediye, “Kendi bütçesinin olmadığını” söylerken, SODEMSEN ve MİKSEN sanki bu 24 belediyenin bütçesi aynıymış gibi, neredeyse her belediyede aynı ücretleri önermiştir. Belediyelerin bütçesi olmadığı kandırmacası, bizzat idari bölümlerinde de çalışanı oldukları belediye işçileri tarafından her belediyede çürütülebilir. Hem AKP’li hem de CHP’li belediyeler geçtiğimiz sözleşme dönemlerinde de bütçelerinin olmadığını söylemiş, ancak belediye seçimlerinin ardından yeni seçilen belediye başkanlarının işçilere ilk açıklamaları, eski başkanlarının bütçeyi har vurup harman savurduğu olmuştur. Son 2 sözleşme dönemi göstermiştir ki belediyelerin bütçeleri, işçilere değil, ranta ve kâra ayrılmış, şirketler ihya edilmiş, işçiler sefalet ücretlerine mahkum edilmiştir. Her sözleşme dönemi, “Biz bütün gelirlerimizi, işçilere veremeyiz” diyerek, işçilerle halkı karşı karşıya getirmeye çalışan belediye yönetimleri, bütçelerini halka açmamış, bütçe planlarını ne işçilerle ne de vatandaşlarla birlikte oluşturmuştur. Kendi belediye başkanlarını, şirketleri dizginlemeyen sermaye partileri, işçileri tasarruf etmeye, “iş barışını” bozmamaya davet etmiştir.

PATRONLARIN PARTİLERİ TEK PARTİYMİŞ GİBİ DAVRANIYOR

TİS döneminde partilerin kendi nüfuzlarını, müdürlerini kullanarak işçilere uyguladıkları baskıya da ayrıca parantez açılmalı. İşçilerin sendikal tercihlerinden, grev oylamasına nasıl katılacaklarına, greve çıkıp çıkmayacaklarından, sendikanın eylemlerine katılıp katılmayacağına kadar birçok belediyede (Geçtiğimiz günlerde Kağıthane Belediyesinde işçilerin çektikleri videolara da yansıdığı gibi) işçilere baskı yapılmakta. İşçilerin izinlerinin onaylanması, meslek kodları, çalıştıkları yerlerin değişmesi, vardiya düzenleri gibi belediyenin elindeki tüm olanaklar bu baskının aracı haline gelmektedir. Elbette Menemen ve Karşıyaka Belediyesi gibi belediyelerdeki işten atmalar da belediye işçileri için olumsuz bir örnek oluştururken, işçilerin işlerini korumak için de bir baskı niteliği taşıyor.

UZLAŞMAZLIK DURUMU İŞÇİLERİN ORTAK MÜCADELESİYLE ÇÖZÜLEBİLİR

Geldiğimiz yerde 4 aydır sözleşmenin çözülmesi için anlamlı bir çaba harcamayan belediyelerin, işçilerin greve gitmesini, kendilerine dönük yapılan bir saldırıymış gibi halka lanse etmeleri bir kandırmacadır. Hem AKP hem de CHP grevin tartışıldığı tüm belediyelerde, sanki işçilerin talepleri gerçek ve haklı talepler değilmiş gibi, sorunu çarpıtmaya, bu grevlerin AKP’ye ya da CHP’ye karşı yapıldığı algısı yaratmaya çalışılmaktadır. Oysa sorun oldukça açık bir şekilde geçinmeye çalışan, insanca yaşamak isteyen işçilerle, kârlarını işçilerle paylaşmak istemeyen sermaye partilerinin belediye yönetimleri ve şirketleri arasındaki uzlaşmazlıktır. Bu uzlaşmazlık durumu, belediyelerin bütçelerinin yükseltilmesiyle, işçi sayısının az ya da çok olmasıyla değil, işçilerin hakları olanı almak için kararlı bir birlik kurmasıyla, tüm belediye işçilerinin mücadelesini ortaklaştırmasıyla çözülebilir. Böyle bir birliğin ve mücadelenin her adımı göreceğiz ki belediyeleri adım atmaya zorlayacaktır.

ÖNCEKİ HABER

İzBB’de emekçiler, sendikayı olağanüstü genel kurula çağırıyor

SONRAKİ HABER

Ümraniye'de sokak hayvanlarının katledildiği iddiası: Gönüllüler darbedildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa