Türkiye'de internet özgürlüğü hala tehdit altında
Freedom House'un hazırladığı Freedom on the Net 2024 raporuna göre Türkiye internet özgürlüğü tehdit altında kalmaya devam ediyor. Türkiye hala ‘Özgür Değil’ kategorisinde.
Fotoğraf: Pixabay
Freedom House'un Freedom on the Net 2024 raporu açıklandı. Rapora göre; küresel internet özgürlüğü, 27 ülkede koşulların kötüleşmesi ve 18 ülkede de iyileşmesiyle üst üste 14. yılında da geriledi. Türkiye'de ise internet özgürlüğü tehdit altında kalmaya devam ediyor.
Raporda ayrıca, incelenen 72 ülkeden en az 25'inde hükümetlerin seçim dönemlerinde, sonuçları yönlendirmek amacıyla internet erişimini kestiğini, sosyal medya platformlarına erişimi kısıtladığını veya siyasi, sosyal ve dini söylemlere yer veren web sitelerini engellediğini ortaya koydu.
Rapordaki Türkı̇ye'nı̇n temel bulgularına göre ise; mobil hızlardaki artışa ve kısıtlama vakalarındaki azalmaya rağmen, sosyal medya paylaşımları nedeniyle verilen uzun hapis cezaları, çok sayıda erişim engeli ve içerik kaldırma kararları ve yanlış bilgilerin yayılması nedeniyle Türkiye'de internet özgürlüğü zarar görmeye devam ediyor.
Raporda Türkiye için şu ifadelere yer verildi: “İktidardaki AKP; sansür ve gözetimi artıran ve çevrimiçi söylemi suç haline getiren çeşitli yasaları yürürlüğe koydu. Çevrimiçi trol ağları hükümet yanlısı dezenformasyonu yaymaya devam ederken gazeteciler, aktivistler ve sosyal medya kullanıcıları çevrimiçi içerikleri nedeniyle hukuki suçlamalarla karşı karşıya kalmaya devam etmektedir.”
SOSYAL MEDYA NEDENİYLE HAPİS CEZASI ALDILAR
Raporun Türkiye bölümünde dikkat çeken başlıklar ise şu şekilde sıralandı:
- Yetkililer Temmuz 2023'te sosyal ağ operatörü X'e reklam yasağı getirmişti. Yasak, X'in Türkiye'de yerel bir ofis açması ve yerel bir temsilci atamasının ardından Mayıs 2024'te sona ermiştir.
- Ocak 2024'te Anayasa Mahkemesi, "kişilik haklarının ihlali" nedeniyle engelleme ve içerik kaldırma kararları vermek için sıklıkla kullanılan bir kanun maddesini iptal etmiştir. Karar, mevcut rapor dönemi sona ermeden önce yürürlüğe girmedi ve yetkililer önemli erişim engelleri uygulamaya ve içerik kaldırmaya devam etti.
- Aralık 2023'te 17 sanal özel ağ (VPN) hizmeti mahkeme kararı olmaksızın engellenerek çevrimiçi medya ortamı daha da daraltılmıştır.
- Mayıs 2024'te, aralarında eski HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 20 Kürt siyasetçi, büyük ölçüde 2014 yılına kadar uzanan sosyal medya paylaşımları nedeniyle 9 ila 42 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştır.
"AKP GİDEREK OTORİTERLEŞTİ"
Raporun Türkiye’deki “Siyasi Genel Bakış” bölümünde 2002'den bu yana Türkiye'yi yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin, son yıllarda giderek otoriterleştiği, anayasa değişiklikleri yoluyla ve muhalifleri ve eleştirmenleri hapse atarak önemli ölçüde güç kazandığı vurgulandı.
Raporda şu ifadelere yer verildi: “Derinleşen ekonomik kriz, yıkıcı deprem ve Mayıs ayında yapılan seçimler, hükümete 2023 yılında muhalefeti bastırmak ve kamusal söylemi sınırlamak için yeni teşvikler verdi.”
SEÇİM DÖNEMİNDEKİ ENGELLEMELER
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Medya Özgürlüğü İzleme Sorumlusu ve Freedom House Türkiye Raportörü Gürkan Özturan “Türkiye'de internet özgürlüğü, önceki yıllarda olduğu gibi altyapıyı tahrip eden bir doğal afet yaşanmaması nedeniyle bu yılki analizde genel olarak bir puanlık bir artış gözlemlense de tehdit altında kalmaya devam ediyor. Yine de, depremlerden etkilenen bölge diğer pek çok sorunun yanı sıra bağlantı sorunları yaşamaya da devam etmektedir” dedi.
Türkiye'de hükümetin zorlayıcı yasalar uygulamaya devam ettiğini ekleyen Özturan; özellikle seçim dönemlerinde haber platformlarına erişimin engellenmesi ve 1998 yılına kadar uzanan haber içeriklerinin kısıtlanması, LGBTİ+ karakterlerin temsilleri nedeniyle yayın platformlarına verilen cezalar, 17 VPN hizmet sağlayıcısının mahkeme kararı olmaksızın engellenmesi, Kürt siyasetçilere sosyal medya paylaşımları nedeniyle on yıllarca hapis cezaları verilmesini bu dönemin önemli gelişmelerinden bazıları olduğunu ifade etti.
Özturan şu ifadelere yer verdi: “Sonuç olarak, İnternet Özgürlükleri Raporu 2024’te de Türkiye, ‘Özgür Değil’ kategorisinde yer almaya devam ediyor. Bu özgür olmayan internet ortamı döngüsünü kırmak için yasa ve yönetmeliklerin kesinlikle insan odaklı, hak ve özgürlük temelli olması gerekiyor.”
İNTERNET KULLANICILARI DÜNYADA DA TUTUKLANDI
Raporda dünya üzerinde iktidarların seçim dönemleri dışında da çevrimiçi söylemi susturmak için tutuklamalara, şiddete ve diğer baskı biçimlerine başvurduğu tespit edildi. En az 56 ülkede internet kullanıcıları siyasi, sosyal veya dini ifadeleri nedeniyle tutuklandı. En az 43 ülkede insanlar, çevrimiçi faaliyetlerine misilleme olarak fiziksel saldırıya uğradı veya öldürüldü. En ciddi ihlallerden bazıları silahlı çatışmalar bağlamında gerçekleşti. Bu tür çatışmalar sırasında internetin tamamen kapatılması, sivilleri bilgi boşluğuna sürükledi, gazetecilerin şiddet hakkında haber yapmasını engelledi ve hayati yardımların ulaştırılmasını sekteye uğrattı.
Raporun “Temel rapor bulguları” bölümünde dikkat çeken maddeler şu şekilde sıralandı:
- Küresel internet özgürlüğü üst üste 14. kez geriledi. Freedom on the Net 2024'ün kapsadığı 72 ülkenin 27'sinde internette insan haklarına yönelik korumalar azaldı, 18'inde ise gelişme kaydetmiştir. Kırgızistan raporun 100 puanlık ölçeğinde en büyük puan düşüşünü (-4) yaşarken, onu Azerbaycan (-3), Belarus (-3), Irak (-3) ve Zimbabve (-3) takip etti. Buna karşılık, internet özgürlüğü en çok Zambiya'da (+3) gelişti ve çevrimiçi aktivizm için alan açıldı.
- Myanmar ve Çin internet özgürlüğü açısından dünyanın en kötü ortamları olarak sıralandı. Myanmar (-1) gerileyerek Çin ile birlikte rapordaki en kötü toplam puana (9) sahip olurken, son on yılda ilk kez bir ülke Çin kadar düşük bir sıralamada yer aldı. Myanmar ordusu 2021 darbesiyle iktidarı ele geçirdiğinden bu yana muhalefete karşı acımasız ve şiddetli bir baskı uyguluyor, eleştirileri bastırmak için kapsamlı bir sansür ve gözetim sistemi kullanıyor ve binlerce kişiyi çevrimiçi faaliyetleri nedeniyle hapse atıyor.
"BİLİNÇLİ KARAR VERME SÜRECİ BALTALANDI"
- Seçmenlerin bilinçli karar verme ve seçim sürecine tam olarak katılma becerileri sansür ve içerik manipülasyonu nedeniyle baltalanmıştır. Raporun kapsadığı dönemde ülke çapında seçim düzenleyen veya seçime hazırlanan 41 ülkenin en az 25'inde hükümetler siyasi, sosyal ve dini söylemlere yer veren web sitelerini engelledi; sosyal medya platformlarına erişimi kısıtladı veya internet bağlantısını tamamen kesti. 41 ülkenin en az 21'inde hükümet yanlısı yorumcular çevrimiçi bilgileri manipüle ederek demokratik sürecin kendisi hakkında yalan yanlış bilgiler yaydı. Bu arada, bağımsız doğruluk kontrolcülerini ve araştırmacıları gayrimeşrulaştırmaya yönelik partizan çabalar, onların hayati önem taşıyan çalışmalarını sekteye uğrattı.
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KORUNAMADI"
- Kampanyalar ve propagandacılar büyük seçimler sırasında üretken yapay zekayı kullandılar. Üretken yapay zeka (YZ) için büyük ölçüde düzenlenmemiş bir ortam, siyasi kampanyaların yeni teknolojiyi zararsızdan son derece aldatıcıya kadar çeşitli şekillerde kullanmasına izin verdi. Üretken YZ araçları, partiler ve adaylar tarafından dikkat çekici memler üretmek, siyasi rakiplerle alay etmek, daha farklı kitlelere ulaşmak ve hatta en otoriter ortamlarda devlet sansürünü aşmak için kullanıldı. Daha endişe verici durumlarda, kötü niyetli aktörler, eski içerik manipülasyonu yöntemlerini artırarak yanlış ve yanıltıcı bilgiler oluşturmak için üretken yapay zekayı kullandılar. Bununla birlikte, üretici YZ kampanyalarını tanımlamanın ve analiz etmenin pratik zorluğu, teknolojinin etkisini anlamada büyük bir araştırma boşluğuna katkıda bulunmuştur.
- Birçok hükümet, seçim dönemlerinde güvenilmez bilgi alanını ele almayı amaçlayan adımlar attı ve internet özgürlüğü için karışık sonuçlar elde etti. Müdahaleler arasında çevrimiçi içerikle ilgili kuralların uygulanması, doğruluk kontrolü ve dijital okuryazarlık girişimlerinin desteklenmesi ve kampanyalarda üretken yapay zekanın kullanımını sınırlamak için yeni yönergelerin kabul edilmesi yer aldı. Bazı tedbirler ifade özgürlüğünü ve çeşitli bilgilere erişimi yeterince koruyamazken, en umut verici modeller Güney Afrika, Tayvan ve Avrupa Birliği'nden geldi. (MEDYA SERVİSİ)