15 Ekim 2024 14:59
Son Güncellenme Tarihi: 15 Ekim 2024 16:35

Özgür Özel: Gözyaşının durması için üzerimize ne düşüyorsa cesaretle yaparız

Gelecek hafta Diyarbakır'dan Van'a bölgede olacaklarını duyuran CHP lideri Özgür Özel, "Eşit yurttaşlığın ve her ananın gözünün yaşının durması için üzerimize ne düşüyorsa cesaretle yaparız" dedi.

Fotoğraf: TBMM

Paylaş

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Gelecek hafta parti olarak Diyarbakır'dan Batman'a, Mardin'den Van'a bölge illerinde olacaklarını duyuran Özel, "Kürdün, Türkün, Alevinin, Sünninin kardeşliğinin, eşit yurttaşlığının ve her ananın gözünün yaşının durması için üzerimize ne düşüyorsa onu cesaretle yaparız" dedi.

Özel, Devlet Bahçeli'ye "(DEM Parti'ye) El uzatman doğrudur. Milletin temsilcisine uzatılan el, milletin kendine uzatılan eldir. Milletin temsilcisine gösterilen saygı onu seçene gösterilen saygıdır. Bir partiyi yok saymak, ona oy veren seçmeni yok saymaktır. Yıllardır bunu yapmadım, yaptığınız için size karşı çıktık" yanıtını verdi.

Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar üzerine, "Ne Devlet Bey'in bizi hapsettiği yerde, ne DEM'in Sayın Eş Genel Başkanı'nın bize işaret ettiği, istikamet verdiği yerde. Ne Devlet Bey'in sözde endişelerini haklı çıkarak bir şey yaparız, ne DEM'in geçmişe birtakım referanslarla ortaya koyduğu güvensizlik üzerinden kendimizi birilerine beğendireceğiz diye olmadık bir şey yaparız" ifadelerini kullandı.

100 bin TL ve üstünde limiti olan kredi kartlarından Savunma Sanayii Fonu için 750 TL kesinti yapılmasına yasa teklifine tepki gösteren Özel, "Yapılmayan alışverişten vergi almaya kalkan Deli Dumrul'a diyorum; bu parayı alamayacaksın. Onu o taslaktan öyle ya da böyle çıkaracaksın. Alacaksan bankadan alacaksın" ifadelerini kullandı.

"KADER PLANI DEĞİL"

Özel, konuşmasına Nobel ödülü alan Daron Acemoğlu'nu kutlayarak başladı. 2 yıl önce gerçekleieşen Amasra Maden Faciası'nda yaşamını yitirenleri anan Özel, Fernas işçilerinin açlık grevini de gündeme getirerek şunları söyledi: 

"Amasra maden kazasının 2'nci yıl dönümüydü dün. AKP iktidarı işçiye yoksulluk, sefalet, perişanlık ama daha da acısı ölüm getirdi. 22 yılda en az 33 bin 831 iş cinayeti işlendi. Deprem 6 Şubat'ta hepimizin yüreğini yaktı, ağlıyoruz. Bir felaket yaşanıp da 33 bin kişi hayatını kaybettiğinde tarihe geçiyor. Meselenin ne kadar politik bir mesele olduğunu hatırlamak gerekiyor. Katliamdan sonra Erdoğan dedi ki 'Biz kader planlarına inanmış insanlarız'. Oysa Sayıştay raporlarına baktığınızda, bunun engellenebileceği çok açık. Kader planı değil."

"BU DAVALAR BİR KEZ DAHA AÇILACAK, SORUMLULAR HESAP VERECEK"

"Tüm sorumlular hakettiği cezayı alana kadar Amasra'yı takip etmeye devam edeceğiz. Biz istediğimiz kadar emeğin yanında olalım, birileri suçu örtmeye, suçluları korumaya gayret sarfediyor. Soma'da son mahkemeden sonra mahkeme önünde söylemiştim. Burada da söylüyorum: Çok geçmeden bu ülkede bu ülkede bu davalar bir kez daha açılacak, sorumlular hesap verecek. Anaların yüreğine su serpilecek. Ant olsun ki yapacağız bunu."

"FERNAS'IN PATRONU HAK YİYOR VE BUNU ERDOĞAN'A DAYANDIRIYOR"

"2 aydır haklı eylemlerini sürdüren, Soma'dan yalın ayak Ankara'ya yürüyen Fernas işçileri var. Fernas, AKP Batman Milletvekili'nin şirketi. Fazla mesai yapıyorlar, 1 lira ödemiyor. Hafta tatili var iki gün, birini kullandırmıyor, parasını ödemiyor.  İşçiler hakkını arayınca da 'Cumhurbaşkanına söyledim, bana hak verdi' diyor. Fernas işçileri dün açlık grevine başladı. Ankara'nın ortasında bir parkta yemeden, içmeden, konuşmadan, sadece ellerindeki kasklarını yere vurarak son kez seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Erdoğan'a sesleniyorum: Emeği sömürülen birinin emeğini sömüren patron, senin milletvekilin ve sana güveniyor. 'Gittim Cumhurbaşkanına anlattım' diyor. Allah bilir ne dedi. İçlerinde her görüşten insan var. Soma'nın dağlarındaki köylerden gelmiş gariban, tertemiz evlatlar bunlar. Fernas'ın patronu hak yiyor ve bunu Erdoğan'a dayandırıyor. O işçilerin kılına zarar gelirse müsabbibi bizzat Recep Tayyip Erdoğan'dır."

"KATLİAM YASASINI UYGULAMADIK, UYGULATMAYACAĞIZ"

"Kahrolduğumuz, gençlerin ağladığı, milletvekillerimizin gidip başında durduğu, gözyaşı döktüğü o olay. Cuma akşamı Gebze'de, pazar günü Ümraniye'de yüreklerin kaldırmayacağı görüntüler yansıdı. Kanun şöyleydi; canları sokaktan alacak, götürecek barınağa koyacak, iki ay tutacak, sahiplenilmeyeni zehirleyecektiler. İtiraz ettik ve şuna çevirdiler: Barınak yapmak için 2028'e kadar süre… Alacaksın, kısırlaştırıp barınakta tutacaksın diyor. Kanun gizlice şöyle diyor: Toplum çok tepki gösterdi, o kadarını yazamadık. 'Çok kalabalıksa sen bilirsim yapacağını' diyor. Gebze'de ve Ümraniye'de bunu yaptılar. Canları zehirlediler, öldürdüler, hepimizi kahrettiler. Biz bu katliam yasasını uygulamadık, uygulamayacağız ve asla da uygulatmayacağız. Ama kendi belediyeleri, örtülü mesajı alanlar, aynı kafada olanlar canlara kıyıyor."

"AYM BU YASAYI İPTAL ETMELİDİR"

"'Hayvan Hakkı Fonu oluşsun' dendi. MHP ve AKP'de altına imza attı. Topla, geriye de bırakma dersen bunlar oluyor. Derhal bu kanun değişmelidir. Grup başkanvekillerimiz birazdan bu konuyu dile getirecekler. Bir çağrım da AYM'nin sayın üyelerine. Bu yasayı yüce mahkemeye taşıdık. Bu yasayı iptal etmelidir. Yerine yeni yasa için de çok kısa, makul bir süre verilmeli. Bu katliam yasası durdurulmalıdır."

KREDİ KARTI HARACI

"Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, üç hafta önce yeni vergi getirmeyi düşünmediklerini söylemişti. Daha sözlerinin haber olduğu gazetelerde mürekkep kurumadan TBMM'ye AKP bir teklif getirdi. Bu teklif hiç sürpriz değil. Erdoğan, Meclisi açış konuşmasında, 'İsrail'in bir sonraki hedefi biziz, Türkiye'dir' dedi. Buna bir anlam veremedik. Ne dış politikacılar ne güvenlik uzmanları ne de birazcık olsun meseleyi yakından takip eden kimse anlam veremedi. Bu işte bir bit yeniği var dedik. 'İsrail saldıracak, bizi destekleyin' demek istiyor. Yani yönetimdeki beceriksizliğini gizlemek için bunu ortaya atıyor dedik. Daha önce de yaptılar.

Kapalı oturumda ne konuşulduğunu 10 yıl söyleyemezsiniz. Ama söylenmeyecek bir bilgiyi bu Meclise verse, devlet sırrı verse hepimiz gereğini yaparız. Ama 'mış' gibi yapıp milleti kandırmasınlar dedik. 'Ne söylemezseniz onu ifşa ederiz' dedik. Bir kelime sizin ya da bizim bilmediğimiz bir şey anlatmadılar. Kanıtını ortaya koyamadılar. Ne biliyorsak baştan anlattılar. Bugün Sayın Bahçeli tepki göstermiş, Erdoğan 'Yakıştırmadım' demiş.

Bahçeli, siz de oradaydınız, bu milletin gözünün içine baka baka deyin ki; 'Dinledim, İsrail'in saldıracağına ikna oldum'. Diyemez. Bir milletvekili bunu diyemez. Esas niyet cambaza bak derken milleti oyalamak sanıyorduk. Bir de milletin cebine el atacaklarmış. Attılar. Savunma Sanayii Destekleme Fonu getirdiler. Meğersem, 'Tehlike büyük, İsrail, Türkiye'ye saldıracak. Savunma sanayiine hep beraber destek olacağız'! Aklına gelebilecek her şeyden para alacaklar. Mali müşavirler hesap yapmış, sadece beyannamelerden 75 milyar toplayacaklar.

Sormadan limit artırıyorlar. Vergi kazanandan alınır. Kredi kartını veren banka mı kazanıyor, alan vatandaş mı kazanıyor? Krediyi çekmemiş, limit vermiş, kendi kendine arttırmış. Alışveriş yapandan da değil, yapma ihtimali olandan vergi almaya kalkıyor. Ama Türkiye'nin en büyük kârlarını eden bankalara değil, kredi kartından kendini döndürmeye muhtaç vatandaşın gırtlağına çöküyor.

Yapılmayan alışverişten vergi almaya kalkan Deli Dumrul'a diyorum. Bu vergiyi, bu parayı alamazsın, alamayacaksın. Onu o taslaktan öyle ya da böyle çıkaracaksın. Alacaksan Türkiye'nin en çok para kazanan bankalarına gidip ondan alacaksın. Kredi kartıyla mama alan, bez alan garibanın yakasından düşeceksin."

TEĞMENLERE SORUŞTURMAYA TEPKİ

"Cumhuriyet'e bağlılıklarını bildiren genç teğmenlere soruşturma açmışlardı, yakından takip ediyoruz. O okulda çalışan subaylara da soruşturma açıp sürgün etmişler. 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demiş teğmenler, hiç rahatsız olacak bir şey yok. Kimin askeri olacaklardı? Biz Mustafa Kemal'in tarafındayız, dirisine senin gittiğin, cenazesine 5 bakan gönderdiğin fesli Deli Kadir, Yunanın tarafındaydı. Bu subaylar ceza alırsa sen de tarafını bir kez daha göstereceksin."

"ÇOCUKLAR KARANLIKTA OKULLARINA GİDİYOR"

"Kalıcı yaz saati uygulamasını 4,5 milyar lira avantaj sağlayacağız diyerek önce damat Albayrak kalıcı hale getirdi. 1 kuruş avantaj sağlandığına dair bir rapor yok. Aksine şimdi sokakta lamba yanıyor, okulda, iş yerinde lamba yanıyor. Dünyada kimse bunu akıl etmiyor, bizim aklıbollar akıl ediyor. Çocuklar karanlıkta tedirginlik içinde okullarına gidiyor."

KURTULMUŞ'A TEPKİ: "CHP İLK 4 MADDENİN TAŞ GİBİ ARKASINDADIR"

"Anayasanın ilk 4 maddesi tartışmasında kendisi 'Sorunumuz yok' diyor. Ama mayınlı araziye Numan Bey'i yolluyor. Kurtulmuş, 'Kendimizden ve ne yapmak istediklerimizden eminiz' diyor. 'Siz' kimsiniz? Meclis Başkanı 'Biz' diyemez. 4 HÜDA PAR'lı ve sensen 5 kişisiniz, yanında MHP var mı? Yeniden seçilebilmek için anayasayı değiştirmek, bizleri anayasa masasına çekebilmek için bin yol deniyorlar. O madde tartışmaya kapalıdır, nokta. Sen diyorsun ki 'Üzerinde kalem oynatalım'. Senin HÜDA PAR bayrağa karşı, laikliğe karşı... Öbürü başkasına karşı. CHP Anayasa'nın ilk 4 maddesinin tartışmaya açık olmadığının ve değiştirilemez olduğu fikrinin taş gibi yanındadır, arkasındadır. Bu memlekette bu konu tartışmaya kapalıdır."

BAHÇELİ'YE YANIT: EL UZATMAN DOĞRUDUR

"Bahçeli yine uzun bir süreyi bana ayırmış. 'Normalleşme çığırtkanları' diye başlamış, sonra 'Uzattığım el iyi niyetlidir' demiş. Normalleşme millette karşılık buldu, CHP'nin siyaset alanını açtı. Devlet Bey, normalleşmeye karar verdi. DEM'e, düne kadar 'Kapatılsın, Hazine yardımına el konsun, terör yuvası' dediği partiye uzattığı el için 'İyi niyetli, hesapsız, kitapsız' demiş. Devlet Bey, doğrusunu yapıyorsun. El uzatmak iyidir. El sıkışmak iyidir. Konuşmak kavgadan iyidir. Diyalog kuru inattan iyidir. Barışmak küslükten iyidir. Bu yaptığın için seni eleştirmiyorum. Dün bana dediklerini dönüp sana söylemiyorum. Diyorum ki el uzatman doğrudur. Milletin temsilcisine uzatılan el, milletin kendine uzatılan eldir. Milletin temsilcisine gösterilen saygı onu seçene gösterilen saygıdır. Bir partiyi yok saymak ona oy veren seçmeni yok saymaktır. Yıllardır bunu yapmadım, yaptığınız için size karşı çıktık."

BAKIRHAN'A YANIT: ÜZERİMİZE NE DÜŞÜYORSA CESARETLE YAPARIZ

"'Bu sürecin kendisine dair CHP ne diyecek?' Öncelikle şunu söyleyeyim; CHP ne derse kendi söyleyecek. TV'deki yorumcular ağzıyla, birtakıp hesapla konuşanların, reyting için ortalığı gerenlerin ağzıyla değil, Genel Başkanınun, sözcülerinin, milletvekillerinin ağzıyla konuşacak.

Bu parti konuşmak için ya da milliyetçiliğini ispat için Devlet Bey'den icazet almayacak, demokratik bir açılım yapmak için DEM'den de bir çağrı beklemeyecek.

Bu parti gelecek hafta Genel Başkanıyla, yöneticileriyle, Diyarbakır'da, Batman'da, Mardin'de, Hakkari'de, Van'da olacak. Bu parti orada açılan yumruklar sıkılsın diye değil, eller birbirine kavuşsun diye, birbirini duymayan kulaklar yeniden kapansın diye değil, birbirine kulak versin diye, çatışmalar sürsün, gözyaşları sürsün diye değil, analarımızın gözyaşı dursun diye, artık daha fazla şehit gelmesin diye, oraya hizmet etmemenin bahanesi kalmasın diye, tüm vatandaşlar anayasadaki gibi fiilen de özgür olsun, özgür olduğunu hissetsin ve kendini bu milletin bu ülkenin onurlu ve eşit vatandaşları görsün diye, üstüne düşen ne varsa cesaretle yapacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Ne Devlet Bey'in bizi hapsettiği yerde, ne DEM'in Sayın Eş Genel Başkanı'nın bize işaret ettiği, istikamet verdiği yerde. Ne Devlet Bey'in sözde endişelerini haklı çıkarak bir şey yaparız, ne DEM'in geçmişe birtakım referanslarla ortaya koyduğu güvensizlik üzerinden kendimizi birilerine beğendireceğiz diye olmadık bir şey yaparız. Biz Kürdün, Türkün, Alevinin, Sünninin kardeşliğinin, eşit yurttaşlığının ve her ananın gözünün yaşının durması için üzerimize ne düşüyorsa onu cesaretle yaparız."

ERDOĞAN'A 29 EKİM ÇAĞRISI: RESEPSİYONU ÇANKAYA KÖŞKÜ'NDE YAPIN

"Bir çağrı da bizden. Biz siyasetin kısır tartışmalardan uzaklaşmasını, milletin gerçek sorunlarının konuşulmasını istiyoruz. Bunun için artık sözün öne çıkmasını, sıkılı yumrukların açılmasını istiyoruz. Sayın Erdoğan'a, Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum: Bu sene Cumhuriyet resepsiyonunu, Atatürk'ün vasiyetine rağmen, tüm yargı kararlarına rağmen, Atatürk Orman Çiftliği'nin bağrına bir hançer gibi saplanmış o sarayda değil de milletin evinde, Atatürk'ün evinde, gelin Çankaya Köşkü'nde yapın. Çankaya Köşkü'nde yaptığınız takdirde milletvekillerinin hepsi gelecek. Devlet Bey, Mecliste sıktığınız eli yine sıkacaksınız. Ayrışmadan bu milleti kurtarın." (POLİTİKA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Seyit Torun: Bakanlık taklit ve tağşiş ürünlerle ilgili gizlediği verileri açıklasın

SONRAKİ HABER

Okullarımızda ne temizlik var ne güvenlik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa