16 Ekim 2024 05:08

Devasa kâr eden şirketin işçileri borç batağında

25 bin civarındaki Türk Telekom işçisi, açlık sınırının biraz üzerinde ücretlerle çalışıyor. İki kişilik iş yaptıklarını, aldıkları ücretin yetmediğini dile getiren işçiler, “Borç batağındayız” diyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Emirhan DURMAZ
İzmir

2024’ün ilk yarısında net kârını 2.5 milyar TL olarak açıklayan Türk Telekom’un sahada ter döken işçileri açlık sınırının biraz üzerinde ücretlerle, risk altında çalışıyor. Herkesin kredi kartlarıyla yaşamını devam ettirmeye çalıştığını dile getiren işçiler, “Böyle giderse hepimize haciz gelecek, yuvalarımız yıkılacak. Reklamlara gelince sanatçılara paralar saçılırken, biz alın teri döken emekçiler ise hak ettiğimiz değeri göremiyoruz” diyor.

Türk-İş’e bağlı Haber-İş’in örgütlü olduğu Türk Telekom’da haftada 6 gün, 45 saat çalışan işçiler, brüt ücretlerinin 35 bin ila 41 lira arasında olduğunu, ellerine geçenin 23 bin ila 27 bin lira arasında olduğunu söylüyor. Yılda 112 gün ikramiye alan işçiler, “Yüzde 27 gelir vergisi, yüzde 11 sigorta yüzde 1 damga vergisiyle ücretlerimizde yüzde 42’lik bir kesinti oluyor. Yemek paramız günlük 230 lira, neredeyse hiçbir yan hakkımız yok. Cumartesi çalıştığımızda ise yevmiyemizin çok altında, 400-500 liraya tekabül eden ücretler alıyoruz” diyor.

Ev kiralarının büyükşehirlerde 15-20 bin liradan başladığını hatırlatan işçiler şunları söylüyor: “Kirayı ödedikten sonra elde kalan para ortada. Geçinebilmenin imkanı yok. Hepimiz 80 bin, 100 bin lira kart borçlarıyla bataklıkta yaşıyoruz. Kartları birbirine takla attırmaya çalışıyoruz ve borçlar kartopu gibi büyüyor. Üstelik iş sözleşmemiz gereği ikinci bir ek iş de yapamıyoruz. Böyle giderse hepimize haciz gelecek, yuvalarımız yıkılacak. Türkiye’nin en büyük iletişim şirketinde çalışıyoruz, teknisyeniz, eğitimli insanlarız. Şirket sırtımızdan devasa kârlar kazanıyor ancak karşılığında reva görülen ise bizleri çok üzüyor. Reklamlara gelince sanatçılara paralar saçılırken, biz alın teri döken emekçiler ise hak ettiğimiz değeri göremiyoruz.”

YÜKSEKTEN DÜŞME RİSKİ

Çalıştıkları alanın ağır ve tehlikeli işler sınıfında yer aldığını belirten işçiler, riskleri şöyle aktarıyor: “Saha teknisyenleri olarak doğrudan elektrikle muhatabız. Kablo güzergahları tehlikelerle dolu. Yer altında, menhollerde zararlı gazlara maruz kalıyoruz; akrep, yılan, çiyan gibi sürüngen, tehlikeli hayvanlarla karşılaşıyoruz. Yüksek direklerde düşme riskiyle çalışıyoruz. Hayatımız pamuk ipliğine bağlı.”

Tüm bu risklerin yanı sıra, yeni geçilen performansa bağlı sistem ile birlikte kendilerine sopa gösterildiğini aktaran işçiler, “Genel müdürlükten gelen birtakım hedefler var. Aylık 100 puan üzerinden değerlendiriliyoruz. Ancak sistem son derece adaletsiz. Birden 80-90 puan olup, aniden 40-50 puan birden düşebiliyor. Karşılığında sürgün ve işten çıkarma gibi cezalar olabileceği söyleniyor ancak herhangi bir ödül yok. Halbuki kendi iş tanımımızla sınırlı da çalışamıyoruz. Mesela bir panocu, sigorta attığında elektrik işiyle de uğraşıyor. En az 40 bin çalışan olması gerekirken, toplamda taşeronu, kapsam içi, kapsam dışı ile birlikte 25 bin kişiyle ikişer kişilik iş yapıyoruz” diyor.

"16 AY SÖZLEŞMESİZ ÇALIŞTIK"

Kendileri zor koşullarda çalışırken Haber-İş’in imzaladığı sözleşmelerin de taleplerini karşılamadığını dile getiren işçiler, “Haber-İş 15 sözleşmedir burada örgütlü. Emsallerimiz 65-70 bin lira alırken, bizler bu rakamların yarısına bile çalışmıyoruz. Biz bu zamana dek alacağımız zam miktarını bırakın; sözleşmede talep edilen zam miktarlarını bile önceden öğrenemedik. Sendikacıların taleplerimizle ilgilendiği yok, dertleri aidatlar” diyor.

Yaklaşık iki yıldır, TİS haklarından yararlanamadıklarını ifade eden işçiler, bu süreci ise şöyle anlattı: “2023 yılının şubat ayında Haber-İş’in yetki süresi doldu. Öz İletişim-İş de yetki itirazı davası açmıştı. Haber-İş’in emekli ve vefat edenleri dahi kendilerinde örgütlü göstererek usulsüz yetki aldığını ileri sürdüler. Daha sonra ne olduysa davayı geri çektiler. Bizleri de yarı yolda bıraktılar. Aynı anda şirket de davayı geri çekti. Bunun bize maliyeti ise 16 ay sözleşmesizlik oldu. Bugün süreci tıkayan gelişme ise Haber-İş’in geriye dönük aidatları talep etmesi. Buradan dahi aidat sendikacılığını görebiliyoruz. Bizler bir an önce krizin son bularak, TİS hakkımızı istiyoruz.”

"YOKSULLUK SINIRININ ÜZERİNDE ÜCRET İSTİYORUZ"

Türk Telekom işçileri sözleşmede ise yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret ve belirli yan haklar talep ediyor. İşçiler şunları söylüyor: “Bunun yanı sıra eğitim yardımı alabilmeliyiz. Çocuklarımızın eğitim masrafları belimizi büküyor. Araç kullanıyoruz, kaza yaparsak cezası var ancak bir ödülümüz yok. Ceza varsa ödül de olmalı. İkramiyelerimiz artmalı. Devlet, pandemi zamanında şirketlerin çalışanlara yakacak yardımı altında 1000 TL verilebileceğini ve bunu devletin karşılayacağını açıklamıştı. Bunu dahi sözleşmeye ekleyemediler, bu eklenebilir. İzne çıktığımızda yol ve yemek ücretlerimiz kesiliyor. Bu durum da değişmeli.”

Tüm bu sebeplerle DİSK’e bağlı İletişim-İş’te örgütlenmeye başladıklarını ifade eden işçiler, “Geçişler giderek artıyor. Bizler bir sendikadan üyelerinin taleplerini dinleyen, sözleşme masasında da tamamen bunları baz alan, aidat peşinde koşmak yerine üyelerine aidiyet duyan, süreçleri şeffaf işleten, sözünün arkasında duran bir sendikacılık anlayışı bekliyoruz” diyor.

"İŞÇİLER ÖRGÜTLENMEYE SIRT ÇEVİRMEMELİ"

DİSK'e bağlı İletişim-İş Genel Başkanı Gürkan Emreoğlu da işçilerin yaşadıkları olumsuz deneyimlere kapılarak, sendikalara sırt çevirmemeleri gerektiğini vurguluyor. Emreoğlu, “Bugün genelde de yürütülen politikalardan farksız olarak iletişim ve telekomünikasyon işçileri üzerinde de sendikasızlaştırma teşvik ediliyor. Süreç gerek işçilerin taleplerine ve sorunlarına kulak tıkanarak, gerekse bir takım absürt eşitsizlik ve adaletsizliklerle bezeniyor. Taşeron, kapsam içi ve kapsam dışı işçiler arasında suni bir rekabet düzeni oluşturulmuş durumda. Bu düzlemde tüm işçi ve emekçilere çağrımız; sendikalaşmaya sırt çevirmek yerine, tüm engellemelere rağmen örgütlenmekte ısrar etmeleri, sendikaların denetleyicileri olmaları, bürokratik sendikacılığa karşı demokratik, şeffaf ve denetlenebilir sendika işleyişi için de mücadeleyi göğüslemeleridir. Bu vesileyle iş kolumuzdaki tüm emekçileri sendikamız İletişim-İş’te örgütlenmeye davet ediyorum” diyor.

6 AYLIK KÂRI 2.5 MİLYAR LİRA

2024 yılı ikinci çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını “Güçlü büyüme, tarihi rekor” şeklinde açıklayan Türk Telekom, yılın ilk altı ayında konsolide gelirlerinin yıllık bazda yüzde 5 reel artışla 63.2 milyar TL’ye; Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kârlılığının (FAVÖK) ise yıllık bazda yüzde 22.2’lik reel artışla 23.9 milyar TL’ye yükseldiğini duyurdu. Öte yandan FAVÖK marjının ise geçen yılın aynı dönemine göre 530 baz puan artış göstererek yüzde 37.8 olarak gerçekleştiğini ve 2024’ün ilk yarısında net kârın deprem etkilerini içeren geçen yılın aynı dönemine kıyasla hızla ivmelenerek 2.5 milyar TL olduğunu açıkladı.

YÖNETİCİLERİ ÇİFT MAAŞLI

TÜRK Telekom’un yönetim kurulu en az çift maaşlı, devletin birbirinden alakasız pek çok kademesinde ışık hızında kademe atlamış kişilerden oluşuyor. Türk Telekom yönetim kurulunda şöyle örnekler var:

  • İsmail İlhan Hatipoğlu (Başkan): 2009 bütçe ve mali kontrol genel müdürü, 2016-2018 maliye bakanlığı müsteşar yardımcısı, 2018 sonrası bakanlık müşaviri ve vergi başmüfettişi, 2023’te hazine ve maliye bakanı yardımcısı
  • Ömer Fatih Sayan: 2007-2014 başbakanlık müşavirliği, Ocak 2014'te Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kurul üyesi, 2015-2018 bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu başkanı, 2018'den beri Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı
  • Yiğit Bulut: 2014'ten beri Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
  • Yunus Arıncı: 2007 başbakanlıkta başmüfettiş, 2007-2208 TÜBİTAK daire başkanı, 2009 Başbakanlık Teftiş Kurulu başkanı, 2015 Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu başkanı, Vakıfbank Denetim Kurulu üyesi, 2016 Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyesi ve başkan vekili
  • Deniz Yılmaz: Hazine ve Maliye Bakanlığı Finansal Piyasalar ve Kambiyo Genel Müdürü
  • Enver İskurt: Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı
  • Ümit Önal: Turkuvaz Medya Grubunda ATV Genel Müdürü, Reklam Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi, 2015’te Digitürk Yönetim Kurulu üyesi ve genel müdürü
  • Selim Dursun: 2012-2015 ulaştırma bakanlığı bakanlık müşaviri, 25. ve 26. dönem Sivas milletvekili
  • Mehmet Reşat Bahçeevli: 1991 Refah Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi, 1992 İstanbul il başkan yardımcısı, 1994 yerel seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim kampanyasını yürüttü, 1994 İstanbul İl Genel Meclisi grup başkanı, 1999-2004 Fazilet Partisi ve AKP Beykoz Belediye Meclis üyeliği.
ÖNCEKİ HABER

Vergide adaletsizler

SONRAKİ HABER

Kadın cinayetlerini protesto eden kadınlara ülkücü saldırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa