16 Ekim 2024 17:42

Rektörün atadığı değil öğrencilerin kontrolünde bir CİTÖB

Şeffaf ve aktif bir CİTÖB istiyoruz ancak talebimiz rektörlük tarafından karşılanmış değil.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Berfin BAKİ

İTÜ

 

Okullarda son bir haftadır kadın cinayetlerine yönelik eylemler, uzun zamandır hiç olmadığı kadar yoğun ve çok sayıda katılımcıyla gerçekleşmeye devam ediyor. Bu eylemlerin öncüleriyse okullardaki toplumsal cinsiyet araştırma topluluklarının örgütlenmesinde kilit rol oynayan öğrenci birlikleri oluyor. Eylemlerin gerçekleşmediği zamanlarda da öğrenciler sorunları için yine öğrenci topluluklarına başvurmayı idari birimlere başvurmaktan daha yararlı ve etkili görüyorlar. Sebebi en temel talebimiz altında yatıyor; öğrencilerin doğrudan denetim sahibi olduğu, şeffaf ve aktif bir CİTÖB istiyoruz ancak talebimiz rektörlük tarafından karşılanmış değil.

CİTÖB’ÜN KISA BİR TARİHÇESİ

UNICAFE, mühendislik ve tıp dallarındaki kadın akademisyenlerin erkek akademisyenlerle eşit şartlar altında, güvenli bir iş ortamında çalışmasını öngörür ve bu amaca yönelik araştırmalar yürütür. İTÜ’nün de gerçekleştirilen konferanslara birden çok kez ev sahipliği yapması; kampüs içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların ve LGBTİ bireylerin kampüste görünürlüğünün artırılması, güvenli ve özgür bir kampüs ortamının oluşturulmasına yönelik bir birimin kurulması sonucunu doğurur. Kadınların ve LGBTİ bireylerin kampüs içindeki güvenliğini denetleyici, taciz veya istismarı engelleyici, yaşanması durumunda gerekli disiplin cezasının sağlayıcı ve mağdurun olayın ardından mümkün olduğunca az etkilenmesi ve kampüs yaşamındaki varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesinden sorumlu birimler olan CİTÖB’ler; İTÜ’de BTM-KAUM (Bilim, Mühendislik ve Teknolojide Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi) adı altında, okulun AB kapsamındaki UNICAFE projesine katılan üniversitelerden biri olmasıyla kampüste görev edinmeye başlar. Karantina döneminin öncesinde, kadın araştırmaları topluluklarının etkisi ile cinsel tacize yönelik raporlamalarda bulunan bu birim, 2021-2022 yıllarından itibaren öğrencilerin kampüse dönmesine rağmen işlevsizleşir ve aktif olmayan bir hale gelir.

MÜCADELENİN BİR ARACI OLARAK ÖĞRENCİ KULÜPLERİ

Aslında sorunun nerede başladığına dair bir yargı, İTÜ Cinsel Taciz ve Ayrımcılığı Önleme Yönergesi içinde yer alıyor. Yönergenin 5. maddesine göre kurulun tamamı akademisyenlerden oluşur ve bir idari personel merkezin önerisiyle rektör tarafından atanır. Ayrıca 9. maddeye göre disiplin soruşturmalarının esaslarını yürüten de rektörlüktür. Okulumuzun yakın geçmişinde CİTÖB’lerin yürütülmesinde etkin faaliyet gösteren öğrenci kadın araştırmaları toplulukları ise ancak temsilci olarak, bir ‘vakaya’ özgü şekilde denetimde görev alabilir. Kadınlar ve LGBTİ bireyler kendilerine yüzyıllardır güvenli ve özgür alanlar yaratıp bu alanlarda birbirlerine sahip çıkıyorlar, deneyimlerini paylaşıyorlar ve belki de birbirlerinin acılarına ortak oluyorlar. Öğrenci kulüpleri de doğrudan bu bağ kurma ihtiyacının kampüsteki uzantısı. Biz de tam bu yüzden denetleyici ve düzenleyici bir sistemin doğrudan parçası olmak zorundayız. Öğrenci kulüplerini çalışır ve örgütlü hale getirmeli, bizimle ilgili alınan kararlarda söz sahibi olmalı ve bu kampüsteki haklarımızı birleşerek aramalıyız.

 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Cinayetlere karşı lisemizde eylemdeydik

SONRAKİ HABER

Kadın cinayetleri politiktir!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa