Gebze’deki katliam ne ilkti ne de son olacak
En sağlıklı yöntemin “Yakala, Kısırlaştır, Aşıla, Yerine Bırak” olduğunu söyledik, ancak yetkililer bizi dinlememeyi seçti.
Fotoğraf: Evrensel
Şevval Ceren HATUNOĞLU
Hayvan Hakları Kulübü üyesi
İstanbul Üniversitesi
11 Ekim günü hayvansever gönüllüler sayesinde Gebze Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon Merkezinde onlarca köpek ve kedinin uyutulduğu açığa çıktı. Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliğin üzerinden henüz birkaç ay geçti, ancak Gebze’de yaşananlar onlarca katliamın sadece biri. Açıklama olaraksa yalanlarla dolu, suçu kendisi hariç herkeste bulan bir politikacıyla karşılaşıyoruz. Bilimsel yöntemlerden sapmadan, etik ilkeleri gözeterek mesleğini sürdüreceğine yemin etmesine rağmen bu katliamda parmağı olan hekimlerin yargılanması için elimizden geleni yapacağız ancak biz biliyoruz ki bu sistematik bir problem. 2004 yılında yine hayvanseverlerin çabalarıyla yürürlüğe giren yasada öngörülen hiçbir plan hayata geçirilmedi! Belediyeler yıllarca kısırlaştırma programlarını sağlıklı bir şekilde hayata geçirmediler, gerekli bütçeler ayrılmadı veya ayrıldı ancak hayvanlar için kullanılmadı, yasaya uymayan belediyelere hiçbir yaptırım uygulanmadı. Oysaki biz kısıtlı imkanlara rağmen kampüsümüzde yüzlerce hayvanı kısırlaştıran ve aşılayan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hayvan Hakları Kulübü öğrencileri olarak biliyoruz ki sağlıklı bir planlamayla çözülemeyecek bir mesele yok!
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SAĞIR KULAKLARA GİTTİ
Aylarca sokak hayvanlarının toplatılıp itlaf edilmesinin sokak hayvanı nüfusunun kontrol alınmasına yardımcı olmadığının bilimsel olarak defalarca kanıtlandığını ve en sağlıklı yöntemin “Yakala, Kısırlaştır, Aşıla, Yerine Bırak” olduğunu söyledik, ancak yetkililer bizi dinlememeyi seçti. Şu andaysa köpek ve kedilerin ölü bedenlerini çöp konteynırlarından topluyoruz. Dünyada ve Türkiye’de binlerce veteriner hekim ve bilim insanının tavsiyeleri dikkate alınsaydı sokak hayvanı nüfusu günümüzdeki noktaya gelmeyecekti. Biz yıllarca bilimsel kanıtları olan çözümler için haykırırken bazı gruplar tarafından başlatılan hareketlerin sonuçlarını hep beraber izliyoruz ve bu hayvan katillerinin cesareti nereden aldığını çok iyi biliyoruz. Verilmeyen cezalarla suçluların adeta sırtını sıvazlayıp toplum içine salıveren devletin gerçekten çocukların güvenliğini umursamadığı da aşikâr. Uzun zamandır süregelen bu toplum vicdanını köreltmeye yönelik adımların apaçık faturası ilk önce kendilerini savunamayan sokak hayvanlarına kesildi. Bu suçları işleyenlerin; sadece hayvanlara değil ülkedeki her canlıya, özellikle kadın ve çocuklara zarar verebilecek toplumun sağlıksız bireyleri olduğunu gördük, görüyoruz, göreceğiz de! Bir hukuk devletinde yasalar öldürmez, yaşatır. Hayvansever hukuk öğrencileri olarak her canlının özgürce yaşayabildiği bir toplum için mücadeleyi hem kampüsümüzde hem sokakta devam ettireceğiz!