'Sendikaya olan güvensizlik bir araya gelmeye engel olmamalı'
Ankara’dan Türk Metal üyesi işçiler sendikacıların miting için çalışma yapmamasını eleştirerek “Sendikacıların bu tutumuna rağmen bir araya gelip taleplerimizi dile getirmemiz lazım” çağrısını yaptı.
Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Zeynep DÜZ
Ankara
Türk-İş’in çağrısını yaptığı, 20 Ekim’de Ankara’da yapılacak “Zordayız, geçinemiyoruz” mitingine günler kaldı. Miting kararının işçilerin baskısıyla alındığını belirten Türk Metal üyesi işçiler, Türk Metal’in örgütlü olduğu iş yerlerinde mitingin güçlü geçmesi için yoğun bir çalışmanın yürütülmediğini ifade ediyor. Sendikaya olan güvensizliğin bir araya gelmeye engel olmaması gerektiğine dikkat çeken işçiler, “Bu mitingi sahiplenmek lazım. Mücadelenin başlangıcı olarak görmek lazım. Miting bizim için daha iyi bir ücret, vergide adil düzenleme için fırsat. Bu fırsatı değerlendirelim” diyor.
Ücretinin üçte birinin vergiye gittiğini söyleyen Beko işçisi, mitingi önemli bir karar olarak değerlendiriyor. “Vergi bizim asıl meselemiz. Aldığımız zam, enflasyon farkı hiçbir fayda sağlamıyor. Ben 10 yıldan fazladır Beko’da çalışıyorum, geçen ay ne kadar aldım, bu ay ne kadar yatacak karıştı artık. Giderler zaten artıyor, gelir de vergi kesintisiyle her ay daha da azalıyor. Biz işçiler artık bu hesaptan kurtulmalıyız. Adil bir vergilendirme istiyoruz. Sendikanın artık bunun için bir şeyler yapması çok önemli” diyor.
"FABRİKALARDAKİ ÇALIŞMA ZAYIF"
Ama miting hazırlıklarının yetersiz olduğunu dile getiren işçi şunları söylüyor: “Özellikle sendikada görevli isimler, şube yöneticileri, hatta Türk Metal başkanı miting için daha fazla çalışmalı. Sendika temsilcileri mitingi duyurdu. Birkaç gün sonra da Şube Başkanı İbrahim Biçer gelip bizimle toplantı yaptı. Mitingin güçlü geçmesinin önemine değinip ‘Çoluk çocuk, hatta komşularınızla toplaşıp gelin’ dedi. İyi güzel ama herkes dünden razı değil ki. İşçilerle daha çok konuşup, tek tek ikna edilmesi gerekiyor. Özellikle genç işçilerde bir hevessizlik var. Sendikaya güven duygusunun zayıflığı da en büyük neden. Temsilcilerin her vardiyada her işçi ile görüşmeler yapması gerekiyor. Yöneticilerin de televizyonlarda ve büyük iş yerlerinde toplantılar düzenlemesi gerekiyor.”
Bir başka Beko işçisi yine mitinge katılacağını ama işçilerin yarısına yakınının katılmaya sıcak bakmadığını belirtiyor. Beko işçisi, “Ben ne olursa olsun sabah kalkıp gideceğim ama eminim ki ulaşımı bile sorun edip gelmeyecek işçiler olacak. Sendika trafik ve park sorunu nedeniyle otobüs ayarlayamayacağını söyledi. İşçiler kendi imkanları ile gidecek alana. Bu da Sincan gibi uzak ilçelerden katılımı düşürecek bana göre. Kalabalık olmamız gerekiyor diyorlar ama çözüm üretmiyorlar. Vergi hepimizin sorunu, hepimiz çözüm istiyoruz. Mitingin kalabalık olması çok önemli ama sendikanın fabrikalardaki çalışması zayıf. Daha planlı yürütülmesi gerekiyor bu süreç” diyor.
"SENDİKACILARA BIRAKARAK OLMAZ"
Beko işçilerinin uzun zamandır canına tak eden ‘vergi sorunu’, Türk Traktör işçisi için de aynı şekilde gündemde. Bir işçi, “Vergi meselesi artık hepimizin iflahını kuruttu. Ayrıca üretim süreci de dengesiz. Yeni motor üretimine başladığımızdan beri stoklar çok az olduğu için üretim yoğun, kafamızı kaldıramıyoruz. Buna rağmen aldığımız ücret hayat pahalılığının yanında uçup gidiyor. Vergi de işin içine tuz biber oluyor. Artık bu işe bir düzenleme gelmesi lazım. Geçen yıla göre bu yıl vergiye daha erken giriyoruz. Geçen sene maaşlardan yüzde 20 kesinti altıncı aydan başlamıştı şimdi üçüncü ayda başlıyor. Kesintiye geç girmemiz gerekiyor. Bu yüzden vergi düzenlemesi şart. Asgari ücretin üzerinde alıyoruz diye yoksulluk sınırının altında kalmadığımız anlamına gelmiyor. Yoksulluk sınırının altından verginin hiç alınmaması lazım” diyor.
Mitinge katılımın önemini ve sonuçlarını kendi iş arkadaşlarıyla konuşan Türk Traktör işçisi aynı zamanda sürecin bir parçası olmanın da farkında: “İşçiler olarak dişimizi gösterirsek düzenlemelerin yapılabileceğini düşünüyoruz. Miting bu yüzden hepimiz için önemli. Yeter ki güçlü ve kalabalık olalım. Biz arkadaşlarla nasıl gideceğimizi kendi aramızda konuşuyoruz. Hiçbir fire vermememiz lazım. Bu iş öyle sendikacılara bırakarak olmaz. Miting bizim için daha iyi bir ücret, vergide adil düzenleme için fırsat. Bu fırsatı değerlendirelim.”
"MİTİNG YAPIP BIRAKILIRSA BİR İŞE YARAMAZ"
Bir başka büyük metal fabrikası olan Man’da işçiler kredi kartı kullanmadan, borçlanmadan geçinemediklerini söylüyor. Devletin vergiyi zenginin sermayesinden değil de işçinin borcundan alması üzerine dayalı bu adaletsizliğe dikkat çeken Man işçisi, “Vergi denince devletin aklına hep biz geliyoruz. Şimdi kredi kartına bile vergi getirmeye çalışıyorlar. Borcun vergisi mi olur? Vergi istiyorsan bankada hesabı olana git. Alabiliyorsan zenginden al” diyor.
Man işçisi, mitingin bu duruma karşı iyi bir fikir olduğunu ancak hâlâ servis olup olmayacağının bile belli olmadığını belirtiyor. Fabrikanın genelinin şube ile arasının açık olduğunu da belirten işçi, sendika yönetiminin tutumunu, eylem kararını fabrikalara taşıması gerektiğini söylüyor. İşçi, “Geçen eylemde başkana istifa çağrısı yapıldığı için onlar da tedirgin bence. Çatlak ses çıkar diye korkuyorlar. Ama her ne kadar şube ile aramız bozuk olsa da bu işi gerçekten çözmek istiyorlarsa biz varız, gideceğiz arkadaşlarla eyleme. Ha, merkezi bir miting yapıp bırakırlarsa bir işe yaramaz. Mesela fabrikaya gelip ‘Çalışmayın’ deseler çalışmayız” diyor.
Bozankaya’da da “Sendikaya karşı bugüne kadar hissedilmeyen güven duygusu, şimdi bir araya gelmeye engel olmamalı” diyen işçiler çoğunlukta. Bir işçi, “Fabrikadaki herkes mitingi birkaç gün önce öğrendi. O da gruba atılan bir mesajla. Şimdi aslında mitingdeki talepler hepimizin talepleri. O yüzden hep birlikte katılmamız lazım ve bunu sadece Türk-İş’in etkinliği olarak değil bütün işçilerin toplu verdiği bir tepki olarak düşünmek gerekiyor” diyor.
"GENÇ İŞÇİLER SENDİKA NE İŞE YARAR BİLMİYOR"
Deneyimli bir işçi, merkezi miting kararının işçiler sayesinde alındığını vurgulayarak şöyle diyor: “Türk-İş bunu kendi isteğiyle yapmamıştır, bunu biliyoruz. Alttan tepki var sendikalara her yerde. Çünkü bulunduğu yerlerde çok pasif kalıyor. Eskiden bu kadar değildi. Ama sonuçta bu da bir adımdır. O yüzden bu mitingi sahiplenmek lazım. Mücadelenin başlangıcı olarak görmek lazım. Bunun yanında sendikacıların da bu işi daha iyi ve geniş örgütlemesi gerekiyor. Etkinliğe davet edip bırakmakla olmaz. İşçiyi mitinge katmak için çaba göstermeli ki bir anlamı olsun, işçiler de sendikayı sahiplensin. Özellikle gençler iyice boş vermiş bu işleri. Sendika nedir ne işe yarar bilmiyorlar. Bizim yaşımız biraz geçti ama sendika gençleri kazansa gençler de sendikayı dönüştürse daha iyi sonuçlar ortaya çıkar.”
Kabel işçileri, kendi fabrikalarından işçilerin katılımının az olacağını düşünüyor. Uzun yıllardır orada çalışan bir kadın işçi, sendika yönetiminin işçi ile arasına son zamanlarda mesafe koyduğunu, miting çağrısının da ısrarlı yapılmadığını anlatıyor: “Üç temsilciden ikisi yeni atandı. Üçüncü sözleşme dönemine giriyoruz ama hâlâ nereden geldiğini bilmediğimiz kişiler sendika temsilciyiz diye dolaşıyor. Haklarında tek bildiğimiz Kırıkkaleli oldukları. Canı isteyince çalışan, çoğunlukla boş gezen bu insanlar. Gelip bir şey dediğinde artık kulak asmıyor kimse. Şube Başkanı İbrahim Biçer, son geldiğinde bir işçi fazla mesailerden şikayet etmiş. Gergin bir tartışmaya dönünce bu ziyaret, bir daha gelmedi. Normalde sık sık ziyaret ederdi fabrikayı. Şimdi miting gündemi için bile gelmedi.”
Katılım için kağıt dolaştırıp isim isteyen temsilciler mitinge dair açıklayıcı bir konuşma dahi yapmamış işçilerle. Gidip gitmemekte kararsız olan bir başka Kabel işçisi kadın, “Bazı işçiler neden yapılıyor bu miting diye sordu temsilcilere. İki cümle bile edemediler. Yaşadığımız sorunlar için… Sendika çağırıyor işte… gitmemiz gerek…” diyor.