Bir kişi daha eksilmemek için mücadele borcumuz
Bir kadın bile hava karardığı için endişelenmeye başlamayana kadar, yaşam hakkımız korunana kadar, kız kardeşlerimiz katledilmeyene kadar özgürlük mücadelemizde ısrarcı olacağız.
Fotoğraf: Thomas de LUZE/Unsplash (Arşiv)
Fen Lisesi öğrencisi
Kayseri
Narin’in ve Sıla bebeğin acıları içimizde hâlâ tazeyken iki genç kadının, iki kız kardeşimizin canice katledildiğinin haberini aldık. 19 Yaşındaki İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil geçtiğimiz günlerde yarım saat arayla öldürüldüler. Bu cinayetlerin işlenişinin vahşeti maalesef ki her gün ekranda duyduğumuz, kanıksamamız istenen cinayetlerden daha farklı, dolayısıyla da gençlik kesimlerinin gündeminde çok daha fazla yer ediniyorlar. Ülkemizin dört bir yanında, üniversitelerde, liselerde, alanlarda gerçekleştirilen eylemler de bunun somut bir kanıtı niteliğinde. İktidar her olayda olduğu gibi bu sefer de kendi eliyle ilmek ilmek dokuduğu sistemli şiddeti göz ardı ederek sorumluluğu sosyal medya vs. unsurlara itmeye çalışıyor. Ama biz kadınların iktidarın yalanlarına karnı tok. Tek bir kadın bile hava karardığı için endişelenmeye başlamayana kadar, en temel hakkımız olan yaşam hakkımız korunana kadar, daha hayatlarının baharında hatta başında gençlerimiz, çocuklarımız katledilmeyene kadar özgürlük mücadelemizde ısrarcı olacağız. İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 sayılı yasanın aktif bir biçimde uygulanması gerektiğini yıllardır söylüyoruz ve söylemeye de devam edeceğiz. Eğer bir sonraki eylemlerde pankartta kendimizin, bir yakınımızın, sıra arkadaşımızın isminin yazmasını istemiyorsak hayattan koparılan kız kardeşlerimize mücadele borcumuz var.
