Kayseri’den kamu işçileri: Bu miting sözleşmelere hazırlığın başlangıcı olmalı

Olcay SAL
Alya ŞAHAN
Kayseri

Türk-İş’in “Zordayız, geçinemiyoruz” diyerek 20 Ekim’de yapacağı mitinge on binler işçinin katılması bekleniyor. Kayseri’de çeşitli iş kollarında çalışan işçiler, bu mitingin geç kalınsa da önemli bir karar olduğunu söylüyor. İşçiler, “Bu miting önümüzdeki yıl başlayacak sözleşmeler için bir başlangıç olmalı” diyor.

Harb-İş üyesi işçiler, “Bu ülkeye uçak ve tank yapıyoruz, her türlü savaş malzemesi üretiyoruz ama emeğimizin karşılığı yoksulluk sınırının yarısı kadar” diyor. Önceki sözleşmeden bu yana yoksulluğu kabul etmediklerini belirten işçi şunları söylüyor: “Bunu her yerde dile getirdik. Sağır sultan bile duydu. Ama ne yazık ki ne Türk-İş ne hükümet adım attı. Bu mitingi sene başında biz yapalım dediğimizde Türk-İş Genel Merkezi engellemişti. Ankara’ya girerken önümüze devletin polisini ve askerini dikmişlerdi. Biz ek zam istediğimizde hem Türk-İş hem de Harb-İş Genel Merkezi karşı çıkmıştı. Fakat sonrasında tabandan gelen tepkiyi sindiremeyeceklerini anlayınca ek protokol imzaladılar. Baktılar ki imzaladıkları protokol bir halta yaramadı, işçilerin öfke selinde boğulacaklar, eylem kararı almak zorunda kaldılar.”

Harb-İş üyesi bir başka işçi de “Geçtiğimiz günlerde yaptığımız 1 saatlik iş bırakma eyleminin faturası bize kesildi. 17 bin işçiden 200’er lira kestiler. Kesilsin hiç önemli değil. Ekmek mücadelesinde her şeyi göze alacaksın. Ama Harb-İş Genel Merkezi bunu sendika kasasından karşılayabilirdi. Bizden kesilen aidatlar sendikacılar rahat yiyip içsin, gezip tozsun, iyi bir yaşam sürdürsün diye kesilmiyor” diyor.

Ankara mitinginin son değil, sözleşme öncesi bir başlangıç olması gerektiğini söyleyen işçi, “Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Ankara mitingine de en kitlesel şekilde katılacağız. Hem Ergün Atalay’ı hem de hükümeti istifaya çağıracağız. Kayseri’den yaklaşık 20 otobüs katılacağız” diye konuştu.

Sağlık işçileri “Biz her türlü baskıya ve yoğun tempoyla çalışan işçileriz” diyor. Özel hastanelerde çalışan sağlık işçilerinden bir farkları olmadığını belirten işçiler şunları anlatıyor: “Bu hafta sonu Ankara mitingine katılacağız, 10 otobüsle gideceğiz. Ama sadece mitinge katılıp dönmeyeceğiz, oradan aldığımız enerjiyle döndüğümüzde sözleşme öncesi taslak hazırlarken hep birlikte seferber olacağız. Eğer sözleşme döneminde bir anlaşamama durumu olursa her türlü iş eyleme de hazırız.”

Yol-İş üyesi bir işçi de “Bizim sendika eylem yapmaktan yana değildi ama tabandan, özellikle de durumu içler acısı olan genç işçilerden gelen baskı etkili oldu. Genç işçiler bu Yol-İş’in uzlaşmacı ve iktidar yanlısı tavrını kıracaktır. Çünkü bu genç işçiler AKP iktidarından başka bir yönetim görmediler. Bu da hak kayıplarının ortaya çıkmasını sağlayan iktidarın AKP olduğunu tüm çıplaklığıyla görmelerine yardımcı oluyor. Bu mitinglerde işçiler güçlü olduğunu görecektir. Bu eylemler işçinin bilinçlenmesine de vesile olacaktır. Ben de ilk eyleme katıldığımda genç bir işçiydim” diyor.

Başka bir işçi de “Kamu işçileri olarak geçinmekte zorlanıyoruz. Çocuklarımızın isteklerini geri çeviriyoruz. Geçtiğimiz yıllarda her sözleşmede satıldık. Bu nedenle çoğumuz ek iş yapıyoruz. Bağımızdan, tarlamızdan ürünleri satarak kışa hazırlanıyoruz. İktidarı da sendika genel merkezini de bu mitingde tedirgin edeceğiz” diyor.

EZİLİYORUZ, MOBBİNGE UĞRUYORUZ, ÇOK FAZLA ÇALIŞIYORUZ

Türk-İş’in 20 Ekim’de Ankara’da gerçekleştireceği miting öncesi görüştüğümüz Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan Sağlık-İş üyesi kadın işçiler, molasız, izinsiz çalıştıklarını buna karşın aldıkları ücretlerin geçinmeye yetmediğini anlattı.

Uzun süredir hasta olmasına rağmen hastanenin içinde gidip iğne olmaya dahi vaktinin olmadığını anlatan bir işçi, “Birkaç bölümün temizliğine bakıyorum. Şefimden yanıma birini vermesini ve özellikle bir erkek çalışan vermesini istedim. Tek başıma olduğum için gidip iğne bile olamıyorum. Doldum taştım artık parça parça dışarıya vuruyor sabahtan beri bir bardak su bile içemedim. Hocaların çayını bile biz demliyoruz” diye konuştu.

Türk-İş’in Ankara’daki mitingine ilişkin konuşan işçi, “Miting diyorlar. Ben neden mitinge gideyim, sendikacılar 1000 lira aidat kesiyor, hiçbir kazanım yok. Bir sendika şubesinin görevi sadece genel merkezinin kararını uygulamak olmamalı. İş yerinde bin türlü sorunumuz var. Sendika başkanımız ne yapıyor? ‘Haydi arkadaşlar mitinge gidelim’ Cehennemin dibine gidelim ben şurada dibimdeki yerde muayeneye gidemiyorum. Birkaç bölüme tek başıma bakıyorum kimseler yok. Herkes işini yapsın istiyoruz tüm işleri bize yaptırıyorlar” diye konuştu.

BİZ KADIN İŞÇİLER DAHA ÇOK EZİLİYORUZ

Bir başka kadın işçi, “Az sayıda işçiyle çok iş yapıyoruz. İşçi alınması gereken bölümlere işçi almıyorlar. Kadro verildi ama şirketteki koşullarımızı aratmayacak koşullarda çalışıyoruz. Sürekli yoğun tempo ve idarecilerin baskısıyla karşılaşıyoruz.  Kadro verildiği zaman nasıl mutlu olmuştuk. Bugünlerde kadrolu olmamıza rağmen görev tanımımız dışında angarya işler bile yaptırılıyor. Bu durumun değişikliği için sendikamız Sağlık-İş ne yapıyor?​” dedi.

‘İŞ TANIMIMIZDA OLMAYAN İŞLERİ YAPIYORUZ’

Çay demlemenin kadın temizlik görevlisinin işi olmadığını buna rağmen bu işi de kadın işçilere yaptırdıklarını analtan işçi “Masalarını bile bizler hazırlıyoruz. Bunca şeyi biz yapacaksak bizim görevimizse ona göre maaş alalım o zaman. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. İşimiz olmayan işleri de bizler yapacaksak ona göre maaş versinler! Hayır dendiğimizde ‘yapmak zorundasınız’ diyorlar.” diye anlattı.

Mitinge katılacağını söyleyen başka bir kadın işçi ise, “Biz sağlık işçileri olarak bu mitinge güçlü katılacağız. En az yoksulluk sınırında bir ücret talep etmek için Ankara Tandoğan meydanında haykıracağız.” dedi.