İzmir'de saçından çekilerek darbedilen doktor: Kendimi güvende hissetmiyorum
Darbedilen doktor Sarıkaya, "Savaşlarda hastaneler bombalanmaz, savaşlarda hekimler dokunulmazdır. Biz savaştan daha mı kötü bir durumdayız ki ben hastanemin önünde yerlerde sürükleniyorum."
Fotoğraf: ANKA
Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesinde bir hasta ve hasta yakını tarafından saçından çekilerek darbedilen acil servis doktoru İrem Sarıkaya, kendisini güvende hissetmediğini belirtti. Dr. Sarıkaya, "Savaşlarda hastaneler bombalanmaz, savaşlarda hekimler, hemşireler dokunulmazdır. Biz savaştan daha mı kötü bir durumdayız ki ben hastanemin önünde yerlerde sürükleniyorum” dedi.
İzmir’de acil servis doktoru İrem Sarıkaya, 15 Ekim Salı günü görevli olduğu Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesinde bir hasta ve hasta yakını tarafından saçından çekilerek darbedildi. Olay sonrası kafa travması geçiren Dr. Sarıkaya Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 12 saat müşahade altında kalarak tedavi gördü.
Şiddet mağduru Dr. Sarıkaya, yaptığı açıklamada olay hakkında bilgi vererek şunları dile getirdi:
"Hiçbir tanışıklığım bulunmayan hasta ve hasta yakını tarafından sözel bir şiddete uğradım. Bu konuyla alakalı hastane polisine Beyaz Kod uygulamasını başlattırdım. Şüpheli kişilerin ifadelerinin alındığı sırada hastaneden kaçtığını öğrendim sonrasında. Tabii ki dönüp bununla ilgilenecek vaktim olmadı. Hastalarımla ilgilenmek durumundaydım. Tutanaklarımı yazdım ve hastane polisine ilettim. İki saat sonra şüpheli kişiler tekrar hastanedeydi. Sonuç öğrenmek adı altında tekrar hastanede bulunuyorlardı ve biri tarafından tehdit edildim. Odadan uzaklaştığımda birkaç dakika geçti. Ben bu durumu hastane polisine bildirmek, birazcık da hani kafamı dağıtmak, rahatlamak açısından hastane kapısının önünde çıktım. Gittiğimde hastane polisinin yanındaydı bu şahıslar. Beni gördüklerinde olay birazcık daha hararetlendi. Tehditler, hakaretlerle giderek olayın nabzı arttı. Sonrasında ben ortamdan ayrılmak istemedim. Kameraların önünde ve hastane polisinin yanında kendimi daha güvende hissettim ve başıma herhangi bir şey gelmeyeceğini düşündüm orada. Savunmasız kalmak istemedim açıkçası. Daha sonrasında hakaretler arttığında hemşire ve personel arkadaşlarım beni korumak adına içeriye almaya çalıştılar. O sırada yüzünü görmediğim bir şahıs saçımı tuttu ve beni yere çarptı. Yerde birkaç defa kafamı vurdu, saçlarımı yoldu, boynumda tırnak izleri var. 30 saniye kadar yerde sürüklendim, başımı çarpmaya devam ettim. Olay yerinde yardımcı olan arkadaşların çabasıyla beni kaldırdılar ve odamıza geri aldılar güvenli bir alana."
"HASTANE POLİSİ VE GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN YANINDA YAŞANDI"
Hastane polisi ve güvenlik görevlilerinin yanında yaşanan olay sonrası şiddet uygulayan hasta yakınlarının gözaltına alındığını ifade eden Dr. Sarıkaya, sözlerinin devamında ise hasta ve hasta yakınıyla hiç ilgisinin bulunmadığını söyledi. Dr. Sarıkaya, "Ben taşkınlık yapan bir hasta yakınıyla bir diyalog kuruyordum sakinleşmesi için. Bu şekilde davranmaması gerektiğini söylüyordum. Hasta yakını tamamen beni tanımadan 'böyle davranmamalısın, yanlış davranıyorsun' şeklinde yükseldi bana. Sakin kalmasını, onu tanımadığımı, konuya müdahale etmemesi gerektiğini söyledim. Sonra yakını bana hakaret etti. Polis yardımıyla onları alanın dışına aldım. Bu şekilde ilerledi süreç" dedi.
"BEN HASTANE POLİSİNİN VE GÜVENLİĞİN ÖNÜNDE BU KADAR ZARAR GÖRÜYORSAM..."
Hekimlere yönelik sözel şiddete karşı daha iyi gözlem ve takip yapılması gerektiğini dile getiren Dr. Sarıkaya, "Sözel şiddetin veya tehdidin herhangi bir hükmü bulunmamakta. Ama bizi tehdit eden bir insanın ne kadar şiddet eğilimli olabileceği ortada. Ben iş başındayken tehdit aldığımda bunu herhangi bir merciye ilettiğimde hiçbir şekilde bir sonuca ulaşamıyorum. Ama bu insanlar gerek hastane içinde gerek hastane dışında benim çalışma ortamım dışında da benim hayatımı tehlikeye atabilecek kişiler görüldüğü üzere. Yani iyi ki bu tehdidi hastane polisine belirtmişim. İyi ki bu olanlar en azından hastanede benim güvenli olabildiğim, göz önünde bulunabildiğim bir yerde gerçekleşmiş. Bu kişi beni ertesi gün mesai çıkışımda da bulabilirdi. Bana yardım edecek kimse olmayabilirdi. Ben hastane polisinin ve güvenliğin önünde bu kadar zarar görüyorsam yapayalnızca savunmasızken çok daha acı şeyler olabilirdi" ifadelerini kullandı.
"12 SAAT HASTANEDE MÜŞAHEDE ALTINDA KALDIM"
Dr. Sarıkaya, aynı hastanede görev yapmaya devam edip etmeyeceği ve sağlık durumuna ilişkin ise "Şu an için istirahatteyim. Süreç neler gösterecek bilemiyorum. Psikiyatri hekimlerimiz takipte, yaşayacağım durumu nasıl olacak? Hukuki süreçler nasıl olacak? Değerlendireceğiz. Ben kişisel olarak tekrar aynı yerde çalışma motivasyonum olmayabilir. Bunu söylemek için çok erken bir süreç. Şu anda kendimi güvende hissetmiyorum. Hayati bir riskim bulunmamakta kafa travması nedeniyle. Yaklaşık 12 saat hastanede müşahede altında kaldım. Hayati bir riskin olmaması demek şu an herhangi bir sıkıntım olmadığı anlamına gelmiyor. Saldırgan kişi saçlarımdan tutup beni yerlerde sürüklediği için kafa derimde gerçekten geniş bir yara alanı ve saçsız bir bölge kaldı. Yani iki, üç avuç saçımı döküldü. Yerlerde sürüklendim. Kafamı çarptım ve hala baş ağrım, vücut ağrım devam ediyor, yürümekte zorlanıyorum" diye konuştu.
"BİZLERİN DE İNSAN OLDUĞUNU VE OLAĞAN DIŞI BİR ÇABA SARF ETTİĞİ BİLİNMELİ"
Vatandaşlara da çağrıda bulunan Dr. İrem Sarıkaya, şunları söyledi:
"Hekimler ve hastaneler, savaşta bile dokunulmayan o kişilerdir, o alanlardır. Savaşlarda hastaneler bombalanmaz, savaşlarda hekimler, hemşireler dokunulmazdır. Biz savaşta mıyız ki bizim başımıza böyle şeyler geliyor. Biz savaştan daha mı kötü bir durumdayız ki? Ben hastanemin önünde yerlerde sürükleniyorum. Bana isteyen kişi hakaretlerde bulunabiliyor. İsteyen kişi emrivaki konuşabiliyor. Herkes kendi konforuna yönelik davranmak istiyor ama kimse diğer kişilerin de hasta olabildiğini, önceliklerinin olabildiğini ve bu önceliklerin hekimler tarafından belirlendiğinin farkında değil. Ben zaten acil serviste hastalarımın hayati risklerine göre herkesi değerlendirip müdahalede bulunuyorum. Beni bir kişi bekliyorsa emin olun ki ondan daha ciddi, tedavisinin daha öncelikle yapılması gereken başka bir kişi vardır. Bu zaten göz önünde benim çalışma ortamım çok açık, çok belli bir yer. İnsanlardan hani birazcık daha sakin kalabilmelerini, birazcık daha aklıselim kalmalarını dilerim. Her şeye konfor ve hızlılık değil. İyi bir tedavi için de diğer insanların da güvenliği ve sağlığı için gerekli her şeyi zaten yapıyoruz. Gözardı ettiğimiz, ihmal ettiğimiz, gerçekten hiçbir şey yok. Canımızı dişimize takıp çalışıyoruz. Gerçekten hani Türkiye'deki hekimler dünya standartlarında çok bilgili ve çok hızlı hareket eden iş yükü çok fazla olan buna rağmen ortaya çok iyi sonuçlar çıkaran kişiler. Türkiye'nin sağlık sistemi gerçekten çok hızlı ve sorunları çözmeye yönelik. Gerçekten alınan tedaviler, dünyanın diğer ülkeleriyle, Avrupa'yla, Amerika'yla kıyaslandığında sonuçlar çok olumlu. Bunu göz önünde bulundurarak bizlerin de insan olduğunu ve olağan dışı bir çaba sarf ettiğimizi bilmelerini ve buna göre davranmalarını rica ediyorum."
Öte yandan acil servis doktoru İrem Sarıkaya'ya şiddet uygulayan Sinem C. (23) ve Yağmur A. (20) olay sonrası gözaltına alınmış işlemlerin ardından adliyeye sevk edilmiş ve Yağmur A, çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken Sinem C. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. (ANKA)