GAÜN'lü kadınlar: Cezasızlığa, gericiliğe karşı mücadeleye

Zeynep ŞAN
Mahmut SEREM
Antep

Geçtiğimiz günlerde art arda yaşanan kadın cinayetleri sonrası üniversiteli, liseli, işçi kadınlar sokaklardaydı. Antep’te de Demokratik Kadın Platformunun çağrısıyla kadın cinayetlerine karşı bir araya gelen üniversiteli kadınlarla konuştuk. Gaziantep Üniversiteli (GAÜN) kadınlar kendilerini güvende hissetmediklerini daha güvenli kampüsler ve kentler, kadın cinayetlerinin önlenmesi için adil ve caydırıcı yasaların uygulanmasını istiyorlar.

GAÜN’de İngilizce öğretmenliği okuyan Rukiye, cinayetlerdeki artışın nedeni cezasızlık politikaları diyor. Rukiye, “Her kadın cinayetinin ardından faille ilgili ‘Madde kullanıyordu, akıl sağlığı yerinde değildi’ açıklamaları yapılıyor, ama cinayetler asıl kadınlara, kız çocuklarına yönelik yürütülen politikaların, cezasızlığın sonucu” diye belirtiyor.

"GÜVENLİ KENTLER, GÜVENLİ KAMPÜSLER İSTİYORUZ"

Çalışmak zorunda olduğunu belirten Rukiye işten çıktıktan sonra korkuyla yurduna döndüğünü söyleyerek, “Yurdum kampüsün içinde. Arkadaşlarımla buluşmak için yurttan çıktığım bir gün bir erkek tarafından takip edildim, çok korktum. Yaşadığımız hiçbir alan güvenli değil, güvenli kentler, güvenli kampüsler istiyoruz” talebinde bulunuyor. İlk defa bir eyleme katıldığını ve kendini güçlü hissettiğini vurgulayan Rukiye, “Daha kalabalık olmamız gerekirdi, her yaştan insanın olması bana umut verdi. Ayrıca bizim yanımızda kimler var gördük, belediye başkanı kadın ama yanımızda değildi” diyor.

"BİRBİRİMİZİ ‘YURDA GEÇİNCE ARA’ DİYE UYARIYORUZ"

Aynı yurtta kalan Hilal ve Ayşe ile konuşuyoruz. Her kadın gibi kendilerini güvende hissetmediklerini, sürekli tetikte olduklarını söylüyorlar.

Ayşe de kadın cinayetlerindeki artışın nedenini cezasızlık politikalarına bağlıyor. “Katillerin iyi hal indirimi aldığını görüyoruz, kadın cinayetlerinin artması beklenmedik bir mesele değil. Geçtiğimiz günlerde bir grup erkek tarafından rahatsız edildik, hemen yakınımızdaki çevik kuvvete bildirdik, hiçbir şey yapmadılar. Kendimizi nasıl güvende hissedebiliriz ki?​” diye soruyor.

Araya giren Hilal, “Arkadaşlarımızla ayrılırken ‘Görüşürüz’ demek yerine ‘Dikkat et, yurda geçince ara’ diyoruz. Ulaşamadığımızda hemen korkuya kapılıyoruz.” diyor.

"GERİCİ EĞİTİM POLİTİKALARI KADINLARI KARANLIĞA SÜRÜKLÜYOR"

Hükümetin dindar ve kindar nesil yetiştirmek üzere yıllardır uygulamaya çalıştığı gerici eğitim politikalarının kız çocukları, genç kadınları daha karanlığa sürüklediğini dile getiren Ayşe, “Kadınları toplumdan soyutlayarak kadın cinayetlerinin önüne geçilemez, tam tersi eşitsizlik bunun önünü açıyor. Eğitim bilimsel temeller üzerine oturtulmalı, belirleyici dini değerler olmamalı. Bugün şiddet failleri adına fan sayfaları açılıyor. Toplumsal yozlaşmanın, nefret söylemlerinin geldiği nokta bu ve bu çok endişe verici” şeklinde konuşuyor.

"BİR ARADA OLMAKTAN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOK"

Hilal ve Ayşe kadın cinayetlerine karşı caydırıcı cezaların ve eğitimin de önemli bir etken olduğuna dikkat çekiyor: “Verilmeyen cezalar kadınların hayatları için büyük risk. Bu koşullarda bir çözüm olacağını düşünmüyorum çünkü kadınlar ve çocuklar yaymak istedikleri gerici zihniyetin bir parçası. Eğitimle başladılar, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak devam ettiler” diyor. Ayşe tüm bunlara karşı mücadele vurgusunda bulunuyor: “Biz gençler için yaşamak cidden zorlaştı. Ekonomik sıkıntıları düşünüyoruz, geleceksizlik ve güvencesizlikle boğuşuyoruz. Bütün bu sonuçlar gençleri intihara kadar sürüklüyor. Ancak bir arada olmaktan ve mücadele etmekten başka seçeneğimiz de yok.”