20 Ekim 2024 04:40
Son Güncellenme Tarihi: 20 Ekim 2024 08:32

Güven, güven, güven…

Ek zam döneminde olduğu gibi talebi hep beraber belirleyeceğiz, ortaklaştıracağız, mücadele hattını da beraber çizeceğiz. İşte o zaman tek mesele güven olmayacak.

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel

Paylaş

Ford Otosan işçisinin yazısı

Son dönemlerde biz işçiler için güven galiba maddi meselelerden sonra ağzımızdan düşmeyen ikinci mevzu olabilir. Çünkü koşullar çok kötü ve bir şeyler yapmak lazım biliyoruz. Bilmenin getirdiği şey harekete geçmek ama hemen önümüze bu kelime çıkıveriyor: Güvenmiyoruz, güvenemiyoruz… Geçmiş örnekleri veriyoruz, başımıza bir kez bir şey gelmiş oluyor unutamıyoruz vs… Ama yeni hiçbir şey yaşamadan, denemeden aynı sonuca çıkıyoruz.

Tamam kolay değil, hiç birimiz için kolay değil. Sadece fabrikada değil, hayatın diğer alanlarında da güven ilişkisi kurmak kolay değil. “Madem güvenmiyoruz, o zaman hiçbir şey yapmayalım” mı diyeceğiz?

Ford Otosan’dan bir metal işçisi olarak yazıyorum. Belki duydunuz belki duymadınız, bir işçi sayfası kurduk. Daha önce belki birbirine güvenmeyen kişilerken sonra bir şey yapmanın ihtiyacı bize bir sosyal medya sayfası kurdurdu. Bu sayfa ile derdimizi anlatalım, çözümü de hep beraber bulalım istedik. Nitekim bazı noktalarda başarılı da olduk.

Örneğin “ek zam” eylemlerini hep beraber başlattık, hep beraber devam ettirdik. O süreçte Otosan’da ek zam yazmayan tek bir araba, tek bir parça bırakmadık. Kaynak makineleriyle, boya makineleriyle ek zam yazdık. Bunları evimizde yazıp getirmedik, orada tüm arkadaşlarımızın içinde yaptık. Eylemleri uzun süre de devam ettirdik. Bir ilk yaşandı; istediğimiz oranda olmasa bile ek zammı aldık. Bu örnekten de görebiliriz ki; yanında çalışana güvenmek o kadar da zor değilmiş. Tabii bu süreçte kaybettiğimiz atılan arkadaşlarımız da olmadı mı? Elbette oldu. Ancak sebebi bir arkadaşının şikayeti değildi. Maalesef patrondu, iş birlikçi Türk Metal’di.

Tabii biri şikayet etmiş de olabilirdi. Ancak öyle olsaydı bile bu eylem devam ederdi. Çünkü talebimiz çok net ve ortaktı. Demek ki sadece güven değil talep de çok önemli. O yüzden güven tartışmak yerine talebi tartışsak, nasıl olur?

Güven önemsiz demiyorum ancak daha önemli olan bir şey varsa bu da talebin tartışılmasıdır. Güvensizliğin arkasına saklanıp bir şeyler yapmamak yerine talebi önümüze koyup ne yapabileceğimize mi baksak artık? Çünkü gerçekten artık bu koşullarda yaşanmıyor! Koşullarımızı anlatan birçok yazı var. Bunlar yazılmasa bile hayatlarımız bize koşulların kötülüğünü çok açık gösteriyor zaten.

Biz bu ağır vergiler altında ezilirken bir de sanayi fonuna 750 TL vermek istemediğimizi söylediğimizde vatan haini ilan edilerek yaşamaya mecbur muyuz? Sadece cebimizdekini değil bu yaşadıklarımızı düşünürken kafamızdakini de yitiriyoruz, psikolojimizden de oluyoruz.

Giderek kendimizi çaresiz hissediyoruz ama artık yeter! Çaresiz değiliz birbirimize sahibiz! Bunu daha ne kadar bağırarak söyleyebilirim bilmiyorum, ama siz okurken bağırdığımı hissedin.

Çünkü bu ülkede birçok direniş ve grev oluyor; olmaya da devam ediyor. Kapıda ilk kolluk gücüyle mücadele ediyor işçi arkadaşlarımız. Sanıyor musunuz ki onlar da direnişe gitmeden önce mükemmel bir güven bağına sahipti? Değillerdi! Aradığınız o mükemmel güven bağını beklerken sadece kös kös oturuyoruz.

Evinize girip çıkan, çoluğumuzu çocuğunuzu tanıyan, her gün sohbet ettiğimiz arkadaşımızdan bile çekiniyoruz! Tüm bunlara artık yeter demenin vakti çoktan geldi. Bırakalım bu ayakları, armut piş ağzıma düş modundan çıkmak zorundayız.

Her fırsatta, hep beraber Türk Metal’e giydiriyoruz; ‘Satıyor, çalıyor’ diyoruz. Ama gidip hesap sormuyoruz. O meydan bizim, bu büro bizim demiyoruz. Ancak tavır yapıp sendikanın eylemine gitmiyoruz! Biz bu alanları hep bunların eline bırakırsak tabii ki arkamızdan iş çevirirler, ekmeğimize taş koyarlar. O alanda olmadıkça, ‘Bizim de sözümüz var’ demedikçe, en önemlisi özne olmadıkça hiçbir şey değişmez!

Ek zam döneminde olduğu gibi talebi hep beraber belirleyeceğiz, ortaklaştıracağız, mücadele hattını da beraber çizeceğiz. İşte o zaman tek mesele güven olmayacak. İşçiler sermayeyi ancak ve ancak birliğine ve gücüne güvenirse yener.

ÖNCEKİ HABER

Cinsel istismara uğrayan F.A'nın koruma altına alındığı duyuruldu

SONRAKİ HABER

Genç kadınlar şimdi ne yapacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa