"Tüm özel hastaneler acil denetim altına alınmalı"
Yenidoğan çetesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştiren sağlık meslek örgütleri, "Kapatılan hastaneler kamulaştırılsın" çağrısında bulundu.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Kamuoyunda "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen vahşetin ardından "Kapatılan hastaneler kamulaştırılsın" çağrısı yapan sağlık meslek örgütleri, Çemberlitaş'ta bulunan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
October 21, 2024
İstanbul Tabip Odası (İTO), KESK İstanbul Şubeler Platformu ve Dev Sağlık-İş'in çağrısıyla toplanan sağlık emekçileri, "Sağlıkta dönüşüm yıkımına son" ve "Sağlık, hastane patronlarının insafına bırakılmaz" yazılı dövizler taşıyarak, sağlık sistemindeki yozlaşmaya tepki gösterdi. Sağlık emekçileri, "Sağlıkta dönüşüm ölüm demektir" diyerek kapatılan hastanelerin kamulaştırılmasını talep etti.
"FARK EDİLDİYSE NEDEN GEREĞİ YAPILMADI?"
Ortak açıklamayı SES Bakırköy Şube Eş Başkanı Fikret Bulut, gerçekleştirdi.
Bulut, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun olayların yaşandığı dönemde İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğu hatırlattı ve bakanlığın sorumluluktan kaçamayacağı vurgulandı. Bulut, "Bu kirli ilişkilerin, bağlantıların 10 bebeğin ölümüne yol açmadan önce neden tespit edilemediğini, denetimlerin neden yapılmadığını, yapıldıysa neden fark edilmediğini, fark edildiyse neden gereğinin yapılmadığını sormak istiyoruz" diyerek sorumluluğun altını çizdi.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN SONUCU!
Bulut, Sağlık Bakanı Memişoğlu'nun olayın basına yansımasının ardından yaptığı açıklamalara değinerek, "Sanki 20 yılı aşkın süredir sağlık sisteminin piyasalaştırılmasında payı yokmuş gibi özel hastaneleri eleştiren tavırlar içine girmesi, onu sorumluluktan kurtarmıyor. Bu ülkenin sağlıktan sorumlu en üst makamında oturan kişi olarak bu skandaldan sorumlusunuz. Bu sorumluluktan kaçamazsınız!" ifadelerini kullandı. Bulut, yaşam hakkına yönelik tehditlerin sağlık kuruluşları ve çalışanlarından gelmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, "Bakanlığı uyarıyoruz: Etik değerlerini kaybetmiş, para hırsıyla hareket eden bir güruhun bu noktaya gelmesi, 20 yıldan fazla süredir uygulanan ve sağlığı piyasalaştıran 'Sağlık Dönüşüm Programı'nın sonucudur" dedi.
"KAPATILAN HASTANELER KAMULAŞTIRILMALI"
Bulut, "Yargılama nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bu kişiler kamu vicdanında hüküm giyeceklerdir! Halkımız şunu iyi bilmeli: Sağlık sistemindeki tüm piyasalaşmaya rağmen, halkın sağlık hakkı için mücadele eden, türlü tehdit ve zorbalıklara rağmen iyi hekimlik değerlerinden vazgeçmeyen, doğumdan ölüme yaşatmanın sorumluluğunu taşıyan sağlık emekçilerinin sayısı; bu yozlaşmış, etik değerlerini kaybetmişlerden çok daha fazladır" dedi. Bulut, sağlık sisteminde yaşanan bu çürümüşlüğe karşı mücadele eden sağlık emekçilerinin toplumun güvencesi olduğunu belirtti ve "Organize kötülüğe karşı organize iyilik ve nitelikli sağlık hizmeti vermek için mücadele eden sağlık emekçileri, sağlık sisteminin güvencesi olmaya devam edecektir" diye ekledi. Bu skandalın, tüm özel hastanelerin acilen denetim altına alınması gerektiğini bir kez daha gösterdiğini ifade eden Bulut, SGK'nin özel hastanelerle olan anlaşmalarını iptal etmesini ve bu tür hizmet alımlarının durdurulmasını talep etti. Ayrıca, kapatılan hastanelerin kamulaştırılmasını ve olayla bağlantısı olmayan sağlık emekçilerinin kadrolu şekilde istihdam edilmesi gerektiğini vurgulayan Bulut, "Çeteler ve bunlara göz yumanlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır!" dedi.
"İSTİFA EDİN"
Ortak açıklamanın ardından İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu söz aldı. Küçükosmanoğlu, savcıyı tehdit eden çete üyelerinin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini belirterek, bu olayın bir sistem sorunu olduğunu vurguladı. Sağlık sisteminde büyük sorunlar olduğunu belirten Küçükosmanoğlu, kamu sağlık kuruluşlarının güçlendirilmesi gerektiğini savundu ve özel sektörden hizmet alımına dayalı sağlık sisteminin ortadan kaldırılmasını talep etti. Son olarak, 17 aydır devam eden bu sürecin ardından hastanelerin kapatılmasıyla yüzlerce sağlık emekçisinin işsiz kaldığını belirten Küçükosmanoğlu, hastanelerin kamulaştırılması ve çalışanların özlük haklarının korunması gerektiğini söyledi. Ayrıca yoğun bakımda yatan hastaların tedirginliğini dile getiren Küçükosmanoğlu, hükümetin bu krizi yönetemediğini ve sorumluluk almaları gerektiğini ifade etti. Küçükosmanoğlu, "Ülkeyi yönetemiyorlar, gereği istifadır" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
"SAĞLIKTA TİCARET ÖLÜM GETİRİR"
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ertuğrul Oruç, "Bizi yönetenlerin, bu sistemden sorumlu olanlara bir çağrıydı bu. Sağlık Bakanı'ndan İl Sağlık Müdürlüğüne kadar hepsinin sorumluluğu vardı" dedi. Oruç, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün eleştirilmekten kaçınmaya çalıştığını belirterek, "Madem eleştirilmek istemiyorsunuz, sağlıkta piyasalaşmaya ve dönüşüme son verin. Bu şekilde eleştirilmeyin" şeklinde çağrıda bulundu. "Sağlık emek meslek örgütleri olarak bizi nerede atarsanız atın, biz gücümüz yettiğince her yerde bu basın açıklamalarını devam ettireceğiz" diyen Oruç, "Sağlıkta ticaret ölüm getirir" mesajını yineleyerek sözlerini tamamladı.
"SAĞLIK TÜCCARLARI BAKAN YAPTILAR"
Dev Sağlık-İş Başkanı Erdoğan Demir, "Sağlıkta ticaret ölüm getirir, insan ihaleyle çalıştırılmaz" diyerek, sağlık sisteminin ticaretleştirilmesine karşı yıllardır verdikleri mücadelenin bugün bir kez daha ne kadar haklı olduğunu vurguladı. Demir, sağlık çalışanlarının yıllarca özlük hakları ve sağlıkta yaşanan şiddet nedeniyle seslerini duyurmaya çalıştıklarını, ancak hükümetin sağlık tüccarlarını bakan yaptığını belirtti. "AKP iktidarına sesimizi duyurmaya çalıştık, ama onlar sağlık tüccarlarına kulak verdiler. Bugün de eski bir bakanın hastanesinin bu skandala karıştığını ve kapatıldığını görüyoruz" dedi. Çocukların göz göre göre ölüme terk edilmesine dikkat çeken Demir, hastanelerin kapatılmasının sorunu çözmeyeceğini, esas sorunun sağlık sisteminin taşeronlaştırılması olduğunu vurguladı. "Sağlık hizmetini ticari bir mal haline getiren, hastaneleri ticarethanelere dönüştüren bu sistemin toptan değişmesi gerekiyor" diyen Demir, sağlık hakkının herkes için ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz olması gerektiğinin altını çizdi. Demir, tüm özel hastanelerin kamulaştırılması, çalışanlar için insanca ve güvenceli çalışma koşullarının oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, Sağlık Bakanı başta olmak üzere tüm sorumluların istifa etmesini talep etti. Demir, "Bu talepler gerçekleşene kadar yan yana, omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
"SORUMLU 22 YILDIR BU POLİTİKALARI YÜRÜTEN İKTİDAR"
KESK Eş Başkanı Ayfer Koçak, Koçak, "Sağlıkta tasarrufa gidemezsiniz, sağlıkta tasarruf ölüm getirir. Eğitimde tasarrufa gidemezsiniz, bu da geleceksizlik ve çürüme getirir" diyerek, hükümetin yıllardır sürdürdüğü politikaların toplumun her alanında bir çürümeye yol açtığını vurguladı. Özel hastanelerin tercih edilmesinin, devlet hastanelerinin ve üniversite hastanelerinin yeterli hizmeti verememesiyle ilgili olduğunu ifade eden Koçak, "İnsanlar neden devlet hastanelerine gidemiyor? Neden özel hastanelere mecbur kalıyor?" diye sordu. Tasarruf politikalarına karşı yıllardır ses çıkardıklarını belirten Koçak, ambulansların eskiliğinden, okulların bakımsız hale gelmesine ve emeklilerin aldıkları maaşlarla yaşam mücadelesi vermesine kadar birçok soruna dikkat çekti. "Bu bebek ölümleri çürümenin bir sonucudur ve bunun sorumlusu 22 yıldır bu politikaları yürüten iktidardır" diyerek, artık bu düzenin değişmesi gerektiğini vurguladı. Koçak, 30 Kasım'da düzenlenecek halkın bütçesi mitingine tüm emekçileri davet ederek, "Bu sadece kamu emekçilerinin mitingi olmayacak, nitelikli kamusal hizmet talebi için hepimiz orada olacağız" dedi.
"YANLIŞ POLİTİKALARDAN DÖNÜN"
SES MYK üyesi Nursel Yücesoy, "Asıl hedef alınması gerekenler patronlar ve bu tehditçi çetelerdir" dedi. Sağlık Bakanlığını eleştiren Yücesoy, Mart 2023'te yapılan gizli soruşturmalara dikkat çekerek, yetkililerin bu durumu örtbas etmeye çalıştığını söyledi. Yücesoy, "Sorumlular derhal gerekli cezaları almalı ve bu hastaneler kamulaştırılmalıdır" diyerek, sağlık çalışanlarının güvenceli bir şekilde kamuda istihdam edilmesi gerektiğini belirtti. Halkın sağlık alma hakkının yaşamsal bir hak olduğunu vurgulayan Yücesoy, şehir hastanelerine verilen doluluk garantilerine ve bu politikaların halkın sağlık hakkını gasbettiğine dikkat çekti. Yücesoy, "Bu yanlış politikalardan dönülmeli, sorumlular istifa etmeli. Bebekler ve yaşlılar ölüyor, bu duruma sessiz kalamazsınız" diyerek yetkilileri göreve çağırdı. (İstanbul/EVRENSEL)