22 Ekim 2024 04:40

Türk-İş mitingine dair notlar

"Kendileri için birilerinin bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyorlar. İşçiler bu siyasetin karşısında kendisi için, kendisi siyaset yapmadığı sürece beli doğrulmayacak..."

Fotoğraf: Emin Sansar/AA

Paylaş

Çağdaş ÇAVUŞOĞLU

Türk-İş’in pazar günü Ankara’da yaptığı mitinge İstanbul’daki sağlık işçileriyle birlikte gitmek için cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 23.30’da Cevizlibağ’dayız. İstanbul Üniversitesi (Çapa) Tıp Fakültesinden iki, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından bir işçiyle sohbete başlıyoruz.

Soruyorlar: “Sen hangi hastanedensin?​”

“Ben hastanede çalışmıyorum. Tekstil iş kolunda bağımsız bir sendikanın uzmanıyım” deyince biraz şaşırıyorlar. “Mitingi izlemeye geliyorum” diyorum.

Çapa’da çalışanlardan biri Samsunlu, konuşkan biri. Sağlık-İş’in Çapa’da yetkiyi nasıl kaybettiğini anlatıyor: “İşçiler 5 bin liraya sendikayı sattı. Ben gitmedim ama. 5 bin lira ne ki hemen biter desem de ikna edemedim. Ama bu işin buraya gelmesinde Sağlık-İş’in de suçu var. Zamanında yetki bizdeydi, sendikacı arkadaşların hataları yüzünden yetkiyi kaybettik. İkramiye yatacak dediler, yatmayınca işçiler sendikadan ayrılmaya başladı. O zamandan bu yana Öz Sağlık-İş örgütleniyor.”

Diğer işçi araya giriyor: “Sağlık-İş 10 bin lira dağıtsaydı şimdi yetkiyi almıştı.”

Sağlık-İş’in uzmanı da sohbete dahil oluyor: “Sağlık-İş para dağıtsa Öz Sağlık-İş’ten ne farkı kalır. Kaldı ki Öz Sağlık-İş 12 bin lira verip yine işçileri ikna ederdi. Asıl olan işçilerin talepleri için bir araya gelebilmesi. Maalesef bunu yapamıyoruz, işçiler için günlük çıkarı ağır basıyor...”

MORALLERİ BOZAN KONU: YETKİ MESELESİ

Bu sırada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında çalışan bir işçiyle tanışıyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında yetki süreci yeni sonuçlandı ve Öz Sağlık-İş yetkili sendika oldu. Sağlık-İş’in örgütlenme sürecine katılan bütün işçilerde ciddi derecede bir moral bozukluğu var. Nedenini sorduğumuzda, “İş koluna yeni işçiler dahil edilmiş ve Öz Sağlık-İş bunları örgütlemiş. Biz normalde öndeydik fakat iş kolu değişikliği işi tersine çevirmiş” diyor.

“Ne yapmak lazım bundan sonra” diye sorunca cevabı “Bilmiyorum ki daha iyi örgütlenmek lazım” oluyor. Ama daha iyinin nasıl olacağına dair bir fikri yok.

Bu arada gelen otobüslere biniyoruz. Otobüsteki işçilerde miting heyecanı hissediliyor. Gecenin 1’inde gırgır şamata gırla. Aile Bakanlığından başka işçilerle tanışıyorum otobüste. Yetki kaybını hatırlatıyorum:

“Geçmiş olsun…”

“Sağ ol”

“Nasıl Aile Bakanlığı işçilerinin durumu?​”

“Moraller bozuk hepimizde. Sen hangi hastane?​”

“Ben BİRTEK-SEN’in örgütlenme uzmanıyım.”

“O hangi sendika?​”

“Özak işçilerini duydunuz mu?​”

“Evet biliyoruz.”

“Özak işçilerinin örgütlendiği sendika.”

“Tamam o zaman.”

Arkamda oturan Aile Bakanlığında öncü işçilerden biri. Otobüstekiler ikide bir onun yanına gelip sürece dair sohbet etmek istiyor. O ise konuşmamak için “Dişim ağrıyor” dese de yine konuşuyor...

UYUMAYANLAR BAHİS SİTELERİNDE

İlk molamızı vermek için durduğumuzda İstanbul’dan ve Trakya’dan başka iş kollarından işçilerle karşılaşıyoruz. Tanıdıklar birbirleriyle sohbet ediyor. Soğuk havada sıcak çaylar imdada yetişiyor. “Mola bitti” anonsundan sonra bindiğimiz araçlarda hemen herkes uyumaya başlıyor. Uymayan birkaç kişi ya sosyal medyada ya da bahis sitelerinde zaman geçiriyor.

Sabaha karşı 04.30’da ikinci molayı Bolu’da veriyoruz. Birçok ilden farklı iş kollarından işçiler dinlenme tesisinde. Tesis uzun zamandır bu kadar işçiyi bir arada görmemiştir. Tesis çalışanları “Sıcak çay, kahve”, “Karadeniz usulü tereyağlı süt mısır” diye bağırıyor. Daha önce tanıştığımız bir işçi “Sizin Rize’de mısırı böyle mi yiyorsunuz” diye sorunca ilk defa gördüğümü söylüyorum, gülüşüyoruz. Mitingin nasıl olacağını sorunca “Biz çok kalabalık olmayız diye düşünüyorum” diyor.

İLK SLOGAN SAĞLIK İŞÇİLERİNDEN

Alana geldiğimizde Türk Metal’in kalabalıklığı dikkat çekiyor. Yürüyüş güzergahına çıkan bütün sokaklardan Türk Metal üyesi işçiler çıkıyor. Bir kısmı iner inmez sahnenin kurulduğu alana doğru yürüyor. Alanda polis bariyerleri daha kurulmamış. Yürüyüş güzergahın başlayacağı noktaya doğru yol alıyoruz. Hava soğuk, otobüsten inen işçiler dinç. Toplanmak için yürüyen işçilerden ilk sloganı Sağlık- İş üyesi işçiler atıyor: “Vergide adalet istiyoruz.”

Yürüdükçe turuncu yelekleri ve şapkalarıyla Yol-İş üyesi işçiler dikkat çekiyor. Yarım saat içerisinde hatırı sayılır bir kalabalığa ulaşıyorlar. Bingöl’den gelen Yol-İş üyesi işçiler toplanma alanına davul zurna çalarak geliyor. Bütün ortamın atmosferini değiştiriyorlar, artık eylem başlıyor.

Dakikalar ilerledikçe toplanma alanında Türk Metal ve Yol-İş kendini belli ediyor. Toplanma alanından miting alanına yürüyüşler başlıyor. Çok zayıf bir polis araması var. İşçiler hızlıca arama noktalarından geçiyor. Artık her kortejden “Vergide adalet istiyoruz” sloganı atılıyor.

Tes-İş üyesi işçiler özelleştirme karşıtı pankartıyla katılıyorlar mitinge. Yol-İş üyesi işçiler “taşerona hayır” dövizleri taşıyor. Kefen giyen işçiler vergide adalet istiyor.

HARB-İŞ ÜYELERİNDEN İSTİFA ÇAĞRISI

Harb-İş İstanbul Şube üyesi işçiler Harb-İş ve Türk İş Genel Merkezine istifa çağrısı yapıyor. Bazı kortejlerde az da olsa “hükümet istifa” sloganları atılıyor. “Ankara Ankara duy sesimizi, bu gelen işçinin ayak sesleri” sloganı en çok atılanlardan. Sendikacılar doğrudan hükümeti hedef almaktan çekiniyor.

Koop-İş, TÜMTİS, Petrol-İş, Demiryol-İş ve Şeker-İş’in hatırı sayılacak bir kitleyle yürüdüğü dikkat çekerken, Toleyis, Basın-İş, Tezkoop-İş’in daha sınırlı olduğu söylenebilir.

İşçiler genel olarak kalabalıktan etkilenmiş gözüküyor. Türk Metal’in kalabalık katılımı bütün işçilerin gözlemi. Sorduğumuz tüm işçiler, “Türk Metal çok iyi” diyor. 300 bine yakın üyesi olduğunu hatırlatıp “Daha fazlasını getiremez miydi” diye sorunca “Doğru diyorsun” diyorlar.

Miting konuşmaları başlıyor. Ergün Atalay konuşmadan önce kürsüde emekliler, asgari ücretliler, taşeron çalışanlar ve kadın işçiler adına konuşmalar yapılıyor. Kitlenin en çok reaksiyon gösterdiği kadın cinayetleri ve kadınların çalışırken uğradığı mobbing konulu konuşmalar oluyor. Bu arada Türk Metal Gölcük Şubesi ve Sağlık-İş, kadın işçi katılımı açısından öne çıkan kortejlerdendi...

Dört konuşmadan sonra kitle artık Ergün Atalay’ı bekliyor. “İşte başkan işte sendika, işte Türk İş işte sendika” sloganları atıldığı sırada, sahnenin önünde Türk Metal ve Koop-İş flamaları yoğunlaşıyor.

Ergün Atalay’ın konuşmasında, hükümete doğrudan bir şey söylemediği, Mehmet Şimşek’e yüklendiği dikkat çekiyor. Vergide adalet talebi karşılanmazsa bunun sandıkta sonucunun olacağını söylüyor. Hem mitingin kendisi hem örgütlenişi hem de bu konuşma aslında birbirini bütünlüyor. Emekçilerin tepki ve öfkesi, Türk-İş’in böyle bir mitingi düzenlemesini sağladı. Ancak konfederasyon yönetiminin; işçilerin iş yerlerinden başlayarak talepleri için mücadele etme eğiliminin güçlenmesine izin vermeyip, tüm mücadeleci eğilimleri ‘beklenticilik’ çizgisine çekmek için canhıraş bir çaba içinde olduğu göze çarpıyordu.

MİTİNG DAĞILIRKEN…

Miting dağılırken; bir sağlık işçisi ile otobüslere doğru yürürken Ergün Atalay’ın konuşmasını değerlendiriyoruz. O alandaki 100 bine yakın işçinin bir kez de olsa AKP’ye oy vermiş olduğunu, ancak şimdi seçim olsa vermeyeceklerini söylüyor. “İşi hep siyaset bozuyor aslında” diyor: “Siyaset işin içine girince bölünüyoruz…”

Evet bu bir siyaset biçimi ve bundan kurtulmanın yolu da işçilerin siyasete dahil olması. İşçiler siyaseti de sendikayı da kendileri yönetmiyor. Kendileri için birilerinin bir şeyler yapması gerektiğini düşünüyorlar. Bu düzen de işçiyi ne kadar bölerse o kadar kâr elde ediyor. İşçiler bu siyasetin karşısında kendisi için, kendisi siyaset yapmadığı sürece beli doğrulmayacak...

Yanımızdan Emek Partisi korteji geçiyor. “Duydun mu daha önce” diye soruyorum. “Evet” diyor. “Ben üyesiyim, senin de üye olman lazım, olmazsan memleket düze çıkmaz” deyince, içten gülerek, “Ben olmam” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Zonguldak’ta gazetecilerden 'geçinemiyoruz' eylemi

SONRAKİ HABER

Bu enerji ve öz güven iş yerlerine nasıl yansıyacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa