22 Ekim 2024 04:35

Bu enerji ve öz güven iş yerlerine nasıl yansıyacak?

"Meclisteki burjuva muhalefet Şimşek programını överken, işçilerin alanda “Şimşek istifa” sloganları atıyor olması, işçilerin olan bitenden haberdar olmadığı iddiasını çok da güzel yalanlıyor."

Fotoğraf: Emin Sansar/AA

Paylaş

Hilmi MIYNAT
Denizli

Denizli’den Sağlık-İş üyesi işçilerle Ankara yolundaydık. Tes-İş, Yol-İş ve Ağaç-İş üyesi işçiler de alandaydı. On binlerce işçi arasında karşılaşamasak da haberleştik, onların da alanda olduğunu öğrendik. Bir saatlik iş bırakma kararında da Denizli’de sadece Yol-İş ve Sağlık-İş açıklama yapmıştı. Türk-İş bürokrasinin ‘bahanesi’ kamu iş yerlerine yönelik bir karar olduğuydu. Çimse-İş üyesi işçilerden “Bizim fabrikada neden açıklama yok” diye sitem edenler olmuş, karşılığında “Kamuda olacak” yanıtını almışlardı. Ancak Belediye-İş’in de o gün açıklaması olmadığı gibi bu mitingde de Belediye-İş’in beşte biri üye sayısına sahip sendikalar, Belediye-İş’ten daha kalabalık gelmişti. Üstelik belediye işçileri açlık sınırında ücret alıyorken! Haber-İş genel başkanının mitingden paylaştığı fotoğrafın ekran görüntüsü, aylardır sözleşme bekleyen Türk Telekom işçilerinin gruplarında paylaşılıyor, alay konusu oluyordu.

Olumsuz yönlerine rağmen nihayetinde 100 bin civarında işçi alanları doldurmuştu. Ancak hükümete karşı olan güvensizlik öylesine büyük ki 100 bini aşkın işçiyle yapılan miting sonrası görüştüğümüz işçilerden, “Tamam miting yaptık da hükümet bu mitingi görüp adaleti sağlar mı” sorularının geldiğine şahitlik ettik. Bir saatlik iş bırakma kararı bir defaya mahsus olmasaydı, kamu iş yerleriyle sınırlı kalmasaydı, miting hazırlığı iki ay öncesinden her iş yerinde eylemler açıklamalarla örülseydi, son 10 gün kala otobüs doldurma hazırlığından ibaret olmasaydı, bambaşka bir hava esebilirdi.

Dediğimiz gibi, tüm olumsuzluklara rağmen 100 bini aşkın işçi omuz omuza verdi. Bundan sonraki süreci belirleyecek olan bu omuz omuza olma halinin dönüşte iş yerlerine yansıması, mitingin iş yerlerine etkisi olacak. “Türk-İş’in yapacağı mitingden ne olur” düşüncesiyle katılmaktan geri duran, haliyle olanı büyütmekten de geri kalan işçiler bu kalabalığı görünce pişman olmuş mudur bilmiyorum. Türk-İş bürokrasisinin tüm yanlışlarına rağmen tabandan gelen baskıyla da olsa yapmak zorunda kaldığı bu mitinge gerek ekonomik gerekse bürokratik baskıları yırtacak olanca katkıyı sağlamaktı yapılması gereken. Sonrası açısından da bu güç ve öz güveni iş yerlerinde işçiler lehine mümkün olabildiğince verimli kullanabilmek...

"ERDOĞAN BU GECE AÇIKLAMA YAPAR MI?"

Pamukkale Üniversitesinde sağlık işçileri TİS görüşmelerine hazırlanıyor. Bu mitingin TİS öncesi işçilere moral verdiğini Sağlık-İş Denizli İl Temsilcisi Zeki Kılıç’tan dinliyoruz: “Amacımız vergide adaletin sağlanması. Ocak ayında aldığımız maaşı aralık ayında da almak istiyoruz. İşçilerin sabrı kalmadı, evde tencere kaynamıyor. Önümüzde TİS süreci var. TİS sürecinde buraya gelerek moral bulduk. ‘Bıçak kemiğe dayandı’ deyimini gerçekten hissediyoruz burada. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını istiyoruz. Emek kazanacak, işçi kazanacak, mücadeleyle kazanacağız!”

Dönüş yolunda bazı sağlık işçileri, “Erdoğan bu gece açıklama yapar mı” diye soruyor yarı şaka yarı ciddi. “Kalabalığın şokunu atlatamamıştır abi yarın yapar” diyor biri. Bu enerjinin iş yerlerine yansıyabilmesinin önemini konuşuyoruz.

ŞİMŞEK ÖVGÜSÜNE ‘ŞİMŞEK İSTİFA’ YANITI

Kalabalık Ergün Atalay’ı bile heyecanlandırmış olacak ki açık mikrofonda uzattıkça uzatıyor. “Ergün Atalay’dan böyle bir konuşma beklemiyordum” diyen işçiler oluyor. “Türk-İş nerede biz oradayız” sloganıyla “istifa” sloganlarının bastırıldığını bilsek de Türk Metal’in “Türk-İş nerede biz oradayız” sloganından “Türk Metal nerede biz oradayız” sloganına yumuşak bir geçiş yaptığı da dikkatlerimizden kaçmıyor.

Emeklilik sorunu dönüş yolunda yemek masasına konu oluyor. Yol-İş üyesi 33 yıllık bir işçi, “Eskiden bir ev de alırdın iki ev de. Ben 33 yıllık işçiyim, alacağım parayla iyi bir araba alınır mı emin değilim” diyor.

Meclisteki burjuva muhalefet Şimşek programını geçmişe kıyasla överken, işçilerin alanda “Şimşek istifa” sloganları atıyor olması, işçilerin olan bitenden haberdar olmadığı iddiasını çok da güzel yalanlıyor. Kısaca Şimşek programı, hükümetin OVP’si o kadar gürültülüydü ki uyuyan devi uyandırdı. Bakalım o devin kılcal damarlarındaki temiz kan devi ne derece hareket ettirebilecek? Dönüş yolunda işçiler telefondan Fenerbahçe maçını izliyor. 20 Ekim 2024’te Ankara Tandoğan’daki maçını da eklersek bu süreçte tüm hakem hatalarına rağmen işçiler önde gibi. Peki ya sonrası? Üretim durur mu? Vergide adalet sağlanır mı? Ücretler yükselir mi? Önümüzdeki maçlara bakacağız…

ÖNCEKİ HABER

Zonguldak’ta gazetecilerden 'geçinemiyoruz' eylemi

SONRAKİ HABER

Gülen'in ölümüne dair ifadeleri nedeniyle gazeteci Aysın Komitgan gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa