2025 yılı asgari ücretinde hedef enflasyon mu, gerçekleşmiş enflasyon mu?
Akademisyen Yeldan ve Gül, 2025 yılı için asgari ücrete yapılacak zamda hedeflenen enflasyonun veya yıl sonu enflasyonunun baz alınması tartışmalarını değerlendirdi.
Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Asgari ücrete yapılacak zam miktarı milyonlarca işçi ve emekçiyi ilgilendiriyor. Asgari ücret, geçtiğimiz ocak ayında yüzde 49’luk zamla birlikte 17 bin 2 lira olarak belirlendi. Temmuz ayında ise ara zam yapılmadı.2025 yılının asgari ücret zammının ne kadar olacağı, milyonlarca asgari ücretli çalışan tarafından beklenirken, yeni yılda geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını Aralık ayında yapacak.
Asgari ücrete yapılacak zammın yıl sonu enflasyonuna göre mi yoksa hedef enflasyona göre mi yapılacağı tartışma konusu. Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Ekonomist Erinç Yeldan belirlenecek asgari ücretin geçmiş enflasyon üzerinde refah payı sağlaması gerektiğini vurgularken, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Han Gür ise enflasyon verilerinde TÜİK’in uygulamalarının güvenilir olmadığını belirtiyor.
“AKP FİNANSAL KESİMİN KRİZDEN ÇIKMASI ÜZERİNE BİR PROGRAM YÜRÜTÜYOR”
Asgari ücretin yıl sonu enflasyonuna göre mi yoksa hedef enflasyona göre mi yapılacağı tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, ''Asgari ücret bir pazarlık ve siyasi politik tartışmalara açık bir konu değil'' dedi.Asgari ücretin birçok çalışan ve aileleri için tek gelir kaynağı olduğunu hatırlatan Yeldan, iktidarın enflasyonla mücadele politikalarını eleştirdi. Yeldan, ''Mehmet Şimsek yönetimi, AK Parti’nin ilk döneminde olduğu üzere finansal kesimin öncelikle krizden çıkması üzerine çalışılmış bir program yürütüyor. Emekçilerin, gençlerin, kayıt dışı çalışanların üzerinden rant sağlıyor’’ diye konuştu.
“REFAH PAYININ ASGARİ ÜCRETLİYE YANSITILMASI LAZIM”
Belirlenen enflasyon hedefine göre asgari ücret artışının yapılmasının, asgari ücret politikasına aykırı olduğunu vurgulayan Yeldan,şu ifadeleri kullandı:
“Asgari ücretin hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi, geçmiş enflasyon kayıplarının sineye çekilmesi anlamına gelecektir. Tanıma aykırıdır. Emeğe saygılı bir politika değildir. Belirlenecek asgari ücretin, geçmiş enflasyonun üzerine refah payı sağlaması lazım. Mevcut program, bunun çok ötesinde ciddi bir enflasyonla mücadele programı uygulamıyor. Asgari ücret meselesi, yerli ve uluslararası piyasaya güvence vermek, ‘Doğruları yapıyoruz. Siz de bize sıcak parayı getirin’ propagandasından ibaret. Türkiye ekonomisi yüzde 3 ila yüzde 5 arasında büyüme sergileyecekse reel olarak, refah payının asgari ücretliye yansıtılması lazım. Mehmet Şimşek yönetimi, Türkiye’de enflasyonla mücadele konusunda kuşkular yarattı”
"ENFLASYONDA TÜİK ESAS ALINIYOR AMA TÜİK NE KADAR GÜVENİLİR?"
Yeni belirlenecek asgari ücrete ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, artan enflasyona dikkati çeken Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Han Gür, ise ''Türkiye’de iki sorun var. Fiyatların belirsiz olması ve sürekli artması. Enflasyon ne olacak tahminiyle, gerçekleşen enflasyon arasında fark oluyor. Merkez Bankası’nın kredibilitesi düşüyor. Enflasyonda TÜİK esas alınıyor. Ama TÜİK ne kadar güvenilir? Orası tartışılır. Enflasyonu ölçemiyoruz. Yüksek ve belirsiz. Yüksek ve belirsiz enflasyon ekonomilerinde bir kereden zam hesaplamak yanlış bir şey'' diye konuştu.(ANKA)