22 Ekim 2024 13:36
Son Güncellenme Tarihi: 22 Ekim 2024 17:50

Özgür Özel'den Bahçeli'ye yanıt: Ne yapılacaksa TBMM'de yapılmalıdır

Özgür Özel Devlet Bahçeli'nin Öcalan çağrısına, "CHP olarak terörün bitmesine tam destek vereceğiz" derken, adres olarak TBMM'yi gösterdi.

Fotoğraf: TBMM

Paylaş

CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında “Şayet tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın” açıklamasına yanıt verdi.

"CHP olarak bu ülkede terörün bitmesine tam destek vereceğiz" diyen Özel Bahçeli'nin Meclis'i dışlamasını eleştirdi, "Devlet bey çok sık döner. Devlet beyin bugünkü açıklaması Meclis'i dışlamaktadır. Ne yapılacaksa TBMM'de yapılmalıdır. Tam bir toplumsal mutabakat olmadan sonuç olmayacak. Bu iş çözülecekse bütün partilerinin içinde olduğu bir masada konuşulmalı. Bu plan Türkiye'nin sorunu çözmek yerine Recep Tayyip Erdoğan'ın planını çözmek gibi görünüyor ve bu yüzden kötü kokuyor." dedi.

BAHÇELİ'YE YANIT

Özel'in konu hakkındaki açıklamaları şöyle:

"Görünüyor ki kapalı kapılar ardında birtakım müzakereler bir takım sözler alınıyor veriliyor. TBMM'ni yetkisinde olan bir af kendi ifadesiyle bakarsan kendi iradesiyle başka hiçbir şeye gerek olmadan tecrit kaldırılsın, Abdullah Öcalan Meclis'e gelsin ona yan salonda bir kürsü verelim. Örgüte silah bırakma çağrısı yapsın. Bütün sorunlar bitmiştir. Başka bir şeye gerek yoktur diyen bir dille karşı karşıyayız."

"Türkiye'de bir daha şehit gelmeyecekse, bir daha kan akmayacaksa, bir daha anaların gözünden yaş gelmeyecekse, askere silah doğrulmayacaksa bu ülke bir ve beraber olacaksa.. bunun için söylenen her söz ve söyleyen her aktör kıymetlidir. Kim ne söz söylüyorsa bütün geçmişten yaşadıklarımıza rağmen bu sözlere kıymet veriyoruz ve CHP olarak diyoruz ki; bu ülkede terörün bitmesine, annelerin gözünün yaşının silinmesine biz tam destek vereceğiz."

"NE YAPILACAKSA TBMM'DE YAPILMALI"

"Devlet bey çok sık döner. O döndü diye biz doğru bildiğimizi söylemekten geri dönmeyeceğiz. Devlet beyin bugünkü açıklaması apaçık olarak geçmişteki bir hatanın tekrarıdır çünkü yine Meclis'i dışlamaktadır. Ne yapılacaksa TBMM'de yapılmalıdır. Ne yapılacaksa şeffaflıkla yapılacak. Kimseye verilmeyecek bir hesap tutulamayacak bir söz verilmeyecek ve samimiyetle yürütülecek. O günlerde bizi reddettiler. Dışladılar. Bu tip işlerde tam bir toplumsal mütabakat olmadan sonuç olmadı, olmuyor, olmayacak. Bu sefer daha sonrası daha kötü başlayacak ve daha çok üzüleceğiz. Bizi dinlemediler. Tek başlarına o zaman AK Parti bu süreci götürdü ve en sonunda Meclis'in olmadığı, dışlandığı bir sürecin sonunda yeniden felaketi yaşadık. Hendek olaylarını yaşadık, dünya kadar askerimiz öldü. Bir şehir harabeye döndü ve hep toplumsal mutabakat olmadığı olduğu içindi."

"Şimdi Devlet Bey 'Gelsin, biz ona bir kürsü verelim, benim konuştuğum bu kürsüden gelsin benden yarım saat bi saat sonra kendisi hitap etsin bütün meseleler bitsin diyor. Bu iş Meclis'e bir aktör çağırmakla çözülmez, Bu iş çözülecekse bütün partilerinin içinde olduğu, bu meclisinde içinde olduğu ve yönettiği, bu meclisteki bütün partilerin oturduğu, kendi çıkarlarını değil, 86 milyonun çıkarılarını öncelediği bir  masada konuşulur."

"ERDOĞAN'IN SORUNUNU ÇÖZMEK İÇİN KURULMUŞ BİR PLAN GİBİ KOKUYOR"

"Bu iş konuşulacaksa STK'leri dışlayarak, şehit ailelerinin duygusunu görmeden, gazilerin gözünün içine bakıp doğru budur diye onları ikna etmeden sağcısıyla solcusuyla Kürdüyle Türkü ile Laz'ı ile Çerkes'i ile bütün seçmenlerin bunda bizim menfaatimiz var doğrusunu yapıyorlar, Kurtuluş savaşını yöneten Gazi Meclis burada yanlış yapmaz denen bir mutabakat üretilmeden atılacak tüm adımlar.. Hele hele işine gelen aktörü parlattığın, işine gelmeyen aktörleri bir şekilde oyunun dışına attığın, bir şekilde onları işlevsizleştirdiğin bir yaklaşım sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan'ın sorununu çözmek için kurulmuş bir plan gibi kokuyor ve bu yüzden kötü kokuyor."

Geçmişte de Toplumsal Mutabakat komisyonu kurulsun demiş bir parti olarak 86 milyonun sorunu olan terörü ve hepimizin sorunu olan ama Kürtleri çok inciten Kürt sorununu yok sayarak, sadece adada tutulan uzun süredir tutuklu olan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmış olan birinin Sayın Bahçeli'nin tutup da kendi gönlünde başka bir yere koyarak davetiyle bu işin çözülmesi mümkün değildir. Bu yüzden biz asla barışa, kardeşliğe karşı çelişkili bir söz söylemeyeceğiz. Barışı savunurken, silahların bırakılmasını savunurken, terörün bitmesini savunurken, 86 milyonun kucaklaşmasını, hepimiz yoksullaştıran yalnızlaştıran meselelere karşı bir ve beraber olmayı, parayı silahlara bombalara değil, gençlere harcamayı savunurken sesimiz titremez bizim."

"(Selahatin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı ile görüşmesi) Onlarla görüştüm. Onların birer aktör olduğunu ve demokratik siyasetin yok sayılarak yapılacak her şeyin başka bir felakete dönüşebilme potansiyelini hatırlatmak isterim. Kürt sorunu yoktur demesiyle Kürt sorunu bitmez. Bir çağrı yaptırıp bir çaprıya bir cevap alınacağını umularak Kürtlerin talep ettikleri barışçıl demokratik ve anayasaya uygun ve eşit bir vatandaşlık talebi eden, meseleleri çözmeden, görmeden, konuşmadan biz yaptık oldu diyerek bir kişiye özgürlük bir kişiye ev hapsi teklif ederek bu sorunu çözemezsiniz. Bunun için TBMM'nin odak olduğu ve TBMM'nin içinde olduğu kimsenin dışlanmadığı ve 86 milyona biz beraberiz sizin için en doğrusunu yapmaya kararlıyız... Birisini yeniden Cumhurbaşkanı yapmak birisini adadan villaya almak bir başkasına bir başka avantaj sağlamak değil, 86 milyonu barıştırmak için atılacak her adımı önemsiyorum."  

"EL YÜKSELTİYORUM"

"Bana diyorlar ki Devlet Bey el yükseltti, Ne yapalım sen de yükselt. El yükseltiyorum Devlet Bey. Ben de Kürtlere bir devlet teklif ediyorum. Kürtlere tam olarak kendilerini ait hissetmeyen bütün Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum. Varsanız hep beraber bunu yapalım.

Gelin her Kürdün kendisini Manisalı Özgür Özel kadar Rizeli Tayyip Erdoğan kadar Osmaniyeli Devlet Bahçeli kadar Edirneli kadar Antalyalı kadar ve Türk kadar Çerkez kadar Laz kadar eşit hissettiği, kendini öteki hissetmediği, tüm demokratik siyaset kanallarının hepimize ve hepsine açık tutulduğu olduğu, kimsenin bu Meclis'in kürsüsünde söylediği sözden ötürü içerde tutulmadığı, üniversitelerde öğrencilerin akademisyenlerin haklarının yenmediği, şeytanlaştırılmadığı, tüm demokratik hakların dünya standartlarında kullanılabildiği bir ülke yapalım. Tüm Kürtleri Türkiye Cumhuriyetinin sahibi yapalım. Hodri meydan; demokrasi teklif ediyoruz, kardeşlik teklif ediyorum. Biz burdayız Devlet bey burdayız... CHP burda... Aklı da ruhu da bedeni TBMM'de... Biz bu ülkenin kurucu partisi olarak kurduğumuz yerdeyiz ve bu ülke için her şeyi burada hep birlikte burada yapmayı teklif ediyoruz. Hodri meydan el yükseltiyoruz."


"SAĞLIK BAKANINI İSTİFAYA ÇAĞIRIYORUM"

Özel grup toplantısında özel hastanelerde bebek ölümlerine neden olan "yenidoğan çetesi" skandalı ile ilgili de konuştu. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nu istifa etmeye çağırdı. Özel, Memişoğlu ve Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi, "Olay soğuyunca bölge idare mahkemelerinden yürütmeyi durdurma kararlarıyla ruhsat iptalleri geri dönmesin diye Meclis oturup 19 hastaneyi bilabedel kamulaştırılmalıdır" dedi.

Özel'in diğer açıklamalarından satırbaşları ise şöyle:

"(Yenidoğan çetesi) "Para için yeni doğmuş bebeklere musallat olan bir şebeke bir çete ortaya çıktı. Sağlık çalışanlarına duyulan saygıyı lütfen muhafaza edin. Bu çürümüş sistemin ürettikleri çürümüş elmalar, sağlık emekçilerini zan altında bırakıp travma yarattılar."

"SAĞLIĞI PİYASALAŞTIRMAYIN UYARILARI BİR KEZ DAHA HAKLI ÇIKTI"

"Meselenin şu ana kadarki kısmı gösteriyor ki maalesef yine haklı çıktık. Sağlığı piyasalaştırmayın, özel hastanelere bu kadar alan açmayın, devleti bu alandan çekip bu alanı sermayeye açmayın derken, ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı."

"Öyle bir noktadayız ki son 3 sağlık bakanının 2'sinin özel hastanesi var zaten. Bir tanesi de bu olaylar yaşanırken il sağlık müdürü o da şimdiki bakan."

"BEBEKLER ÖLMÜŞ, BUNLAR TAKİP ETMİŞ"

"19 ay önce biliyorlar güya ihbar yapıyorlar bunu da 3 ay geç yapıyorlar. Bu ihbardan sonra 3 ay sonra teknik takip başlıyor, bebekler ölüyor bunlar takip ediyor. Mayısta gözaltı oluyor hastaneler açık kalıyor. Savcı tehdit edilince iş başka bir boyut kazanıyor. Ortaya çıkan infialden korkup 19 hastanenin 18'ini şimdi kapatıyorlar. Savcı tehdit edilmese o hastanelerinin yenidoğan ünitelerine bebekler yatıyor olacak. Teknik takipte bebekler eylülden ekimden nisana kadar ölmeye devam etmiş."

"Mesele çuvala sığacak bir mızrak gibi değil. Sığmasına da izin vermeyeceğiz. Bebek ölümlerinin sebebi bu iktidarın sağlık politkalarıdır."

SAĞLIK BAKANINI İSTİFAYA ÇAĞIRDI

"Sağlık Bakanını derhal istifaya davet ediyorum. Bugün Sağlık Bakanı ve hastanesi kapatılan eski Sağlık Bakanı (Mehmet Müezzinoğlu) hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz."

"Geçmişte AKP'de siyaset yapmış istifa etmiş CHP'ye katılmış bir CHP'li var o dakika attık partiden. Bir tane DEM'li bulmuşlar terörle ilişkiler var. Önceki bakanın hastanesi var, yandaşların hastanesi var, görev yapan, atayan denetleyen, denetlemeyeni de atayan sizsiniz. Ortaya bir iki tane isim karartma uygulamaya çalışıyorlar. Hangi görüşten olursa olsun cani canidir. Hırsız hırsızdır. Bebelerin sağlığına mal olanın yeri cezaevidir."

"MECLİS 19 HASTANEYİ KAMULAŞTIRMALI"

"Olay soğuyunca bölge idare mahkemelerinden yürütmeyi durdurma kararlarıyla ruhsat iptalleri geri dönmesin diye Meclis oturup 19 hastaneyi bilabedel kamulaştırılmalıdır."

GÜLEN'İN ÖLÜMÜ

"Dün Fethullahçı Terör Örgütü'nün elebaşı öldü. Bu ülkeye çok büyük kötülük etti. Soruları çaldırdı, başarısız ettiği gençler, mülakatta elettiği memurlar, kurumlarda mobbing yaparak işinden ettikleri, bu dünyada adalet önünde hesap veremeden, sözde müttefik ABD'nin onun hamiliğine soyunması ve onu oradan alamamak da ne kadar beceriksizlik olduğunu hele hele ver papazı al papazı deyip Rahip Brunson'u gönderip papazı alamayanlar şimdi konuşuyorlar." 

"Hakkı yenenlerin, onlar yüzünden okullara, kamuya giremeyenlerin mağduriyetleri devam ettikçe günah kapısı açıktır. Ona ne kadar yazılıyorsa, istediği her şeyi verenlerin günah defterlerine de bunlar ekleniyor."

"Yetkiyi FETÖ ile mücadele diye aldılar, ne kadar solcu varsa KHK ile attılar. Hangi görüşten olursa olsun KHK ile Meclis’in yetkisi OHAL’de Erdoğan tarafından kullanılırken, iftirayla yanlış tespitle, evladını okuturken imkan yok, evladını bunların dershanesine yollamışlar gibi makul terörle ilişkili olmayan kişilere hakimler ‘sen suçsuzsun kardeşim’ diyorsa, hangi birisini bir gün daha işine iade etmiyorsanız aynı vebali siz de alıyorsunuz."

ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMASI

"Geçinemiyoruz diyerek polis kaydına göre 85 bin kişi, 100 binin üzerinde işçi eylem yapıyorsa, Türk-İş'e bu sefer doğru yoldasınız biz de sizin arkanızdayız diyoruz."

Türk-İş, Hak-İş ve DİSK bundan sonraki süreçte asgari ücretin hiç olmazsa AKP'nin iktidara geldiği gün kadar değer olabilmesi için vereceğiniz her mücadelede yanınızdayız. 30 binin altındaki bir asgari ücreti kabul edene asla bir gönül bağı kurmayacağız. 30 bin TL'nin altındaki asgari ücret kabul edilemez." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Annelerden Bahçeli'ye yanıt: Çözüm istiyorsanız savaşı sonlandırın

SONRAKİ HABER

Dervişoğlu'ndan Bahçeli'ye: Herkesin maskesini indireceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa