22 Ekim 2024 15:15

Av. Mehdi Özdemir: Narin Güran iddianamesi eksik soruşturmayla hazırlandı

Diyarbakır Barosu Narin Güran Cinayeti Soruşturma Komisyonu Üyesi Avukat Mehdi Özdemir, Narin Güran cinayetinde hazırlanan iddianamenin eksik bir soruşturmaya hazırlandığını belirtti.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Elif Ekin SALTIK

Diyarbakır

Narin Güran cinayeti ve soruşturma sürecinde soruşturma komisyonu kuran Diyarbakır Barosu da sürece dahil olarak, soruşturmadaki pek çok eksiği ortaya koymuştu. Diyarbakır Barosu Narin Güran Cinayeti Soruşturma Komisyonu Üyesi Avukat Mehdi Özdemir, iddianameye dair gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

21 Ağustos tarihinde 15.11 sıraların en son kamera kaydında görülen Narin için aile bireylerinin akşam 20.43’te ihbarda bulunduğunu hatırlatan Özdemir, “Yaklaşık 5 buçuk saat sonrasında yapılan bir ihbar var ve bu 5 buçuk saat bize, bir organize örtbas etme, Narin’i katletme ve kaybettirme noktasındaki uğraşı gösteriyor. İhbar sonrası süreç itibarıyla bakıldığında da esasında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan bir bildirim, bildirim sonrası da arama kurtarma çalışmalarına ağırlık verilmiş” dedi. Kayıp çocuk vakalarında özellikle kırsal bölgelerde aile bireylerinin şüpheli pozisyonunda değerlendirilip arama kurtarma çalışmalarının dışında yer almasını sağlamak gerektiğine dikkat çeken Özdemir, “24 Ağustos 2024 tarihine kadar aile bireyleriyle birlikte ve onların yönlendirmesiyle doğrudan arama çalışmalarının yapıldığı ve çalışmaların maniple edilerek Narin’e ulaşılmasının engellendiği iddianamede görülüyor. Arama çalışmalarında yer alan Diyarbakır jandarma komutanı ile tüm kolluk görevlilerinin var olan delillerin kaybedilmesi hususunda da ihmallerinin olduğu görülüyor” diye konuştu.

“İDDİANAME NEVZAT BAHTİYAR’IN İFADELERİYLE ŞEKİLLENMİŞ”

Aile bireylerinin soruşturma sürecinde belli bir amaç doğrultusunda hareket ettiklerine dikkat çeken Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Burada olayın oluş şekli, Narin’in nasıl katledildiği ile birlikte, kimin esas fail olduğu noktasındaki önemli delillerin ortadan kaldırılması amacına ulaştıklarını görüyoruz. Kamera kayıtlarının, WhatsApp görüşme kayıtlarının, telefon görüşmelerinin, telefonun içeriklerinin silinmesi gibi gibi bulunabilecek pek çok delinin kaybettirildiği, olayın açığa çıkmasının engellendiğini ortada. Soruşma makamı biraz Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleriyle şekillenen, bir kısım çelişkili ifadelere yer verdiği bir iddianame ile sonuca gitmeye çalışmış. Şu an hazırlanan iddianame içeriğine baktığımızda esasında ifadeler arasındaki çelişkiler ve daraltılmış baz istasyonu veri kayıtlarına dayanılarak olay günü, olay saati ve zaman dilimi içerisinde Arif Güran’ın evinde, müştemilatı olan ahırda dört şüpheli olan anne, ağabey, amca ve Nevzat Bahtiyar’ın bulunduğu tespit ediliyor. Buna ilişkin olarak da bu dört kişinin eylem ve fikir birliği içerisinde bu cinayetin işlenmesine katkıda bulunduğu ortaya koyuluyor.”

ARKA PLANDA OLAN KİŞİLER SORUŞTURMADAN MUAF

Soruşturma sürecinin pek çok eksikliği içerdiğine, delillerin kaybettirildiğine, arka planda yargılanması gereken kişi veya kişilerin bu delillerin kaybettirilmesiyle birlikte yargılanmadan muaf tutulan bir pozisyonda olduğuna vurgu yapan Özdemir, tüm bu tablonun soruşturma sürecinin ne kadar eksik ve aksak yürütüldüğünü gösterdiğini söyledi.

Özdemir, kaybettirilen delillerin açığa çıkarılabilecek deliller olmadığına işaret etse de dosya kapsamında sanıkların çocuğa ve bedenen kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı “İnsan öldürme suçu” kapsamında ağırlaşmış müebbet hapis cezası alabilecek delil yoğunluğunun bulunduğunu vurguladı.

“KAMUOYU BASKISI OLMASAYDI FAİLSİZ BIRAKILABİLİRDİ”

“Narin’in katledilmesi, kaybettirilmesi bu kadar gündem olmasaydı, kamuoyu baskısı olmasaydı, kurumlar süreci takip etmeseydi failsiz bırakılmak istenen bir cinayet ya da bulunamamış bir kayıp çocuk vakası ile karşılaşılabilirdi” diyen Özdemir, “Ancak bu kadar yoğun baskı ve takip neticesinde Narin’in cenazesi bulunabildi ve fail konumunda bulunan 4 kişi hakkında dava açılabildi. Bu durum bize Türkiye’de kayıp çocuk vakalarına ilişkin sistemsel bir sorunun olduğunu gösteriyor. Kayıp çocuk vakalarına ilişkin yasal bir izleme prosedürü yok. Özel uzmanlık gerektiren bir çalışma ekibi ne yazık ki oluşturulmadı. Kayıp çocuk vakalarına ilişkin ihbarın alındığı tarih itibarıyla arama faaliyetleri yürütülüyor, ta ki bir suç şüphesi olana kadar. Suç şüphesi olduktan sonra bir tahkikat ve soruşma sürecine gidiliyor. Narin olayı bize bundan sonraki süreçte kayıp çocuk vakalarına ilişkin olarak bir yasal izleme mekanizması oluşturulması, özel ekiplerle çalışılması gerekliliğini gösteriyor. Ancak şu ana kadar herhangi bir çalışmanın yürütülmemesi bir eksiklik” dedi.

KOLLUK İHMALİ

Arama kurtarma çalışmalarının maniple edilmesinden, delillerin kaybedilmesine kadar yaşanan ihmallerin gerçeğin somut olarak açığa çıkmasına engel bir pozisyon yarattığına dikkat çeken Özdemir, “Jandarma personelinin de arama-kurtarma faaliyetlerini sonuçsuz bırakacak şekilde ihmallerde bulundukları için ‘Görevi kötüye kullanma’ gerekçesiyle suç duyurumuzu yaptık, süreci de takip ediyoruz” dedi.

Özdemir köyde bir silah deposu olduğu iddialarına ilişkin ise “Sadece ahırda bulunan 300 civarında kalaşnikof mermisi vardı. Ancak silah deposu ya da yoğun şekilde bulunan bir mühimmata ilişkin veri en azından soruşma dosyasına yansımadı” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Adana’da “Yenidoğan çetesi” tepkisi: 3-5 hastane kapatarak örtbas edemezsiniz

SONRAKİ HABER

Avustralya'da İngiltere Kralı'nı "hırsız" diyerek protesto eden Aborjin göstericiye gözaltı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa