Fethullah Gülen’in ölümü gazetelerde | Bugün ‘hain’, ‘örgüt’ diyenler, dün ‘hocaefendi’, ‘hizmet’ diyordu

Gözde TÜZER

Fethullah Gülen ABD’de de ölünce gazetelerin manşetleri “Hain” sözleriyle atıldı. Ancak bugün “hain” diyen pek çok gazetenin geçmişte “Hocaefendi” diyerek kendisini övdüğü haberler hâlâ hafızalarda.

86 yaşındaki Fethullah Gülen’in Mart 1999'dan beri yaşadığı ABD'nin Pensilvanya eyaletinde ölmesi gazetelerin manşetlerindeydi. Darbe girişiminin bir numaralı sanığı olarak gıyabında yargılanan Gülen'in ölüm haberini gazeteler “iblis”, “hain”, “geberdi” gibi başlıklarla gördü.

Sabah “Vatansız hainin ibretlik sonu”, Türkiye “Ömrü İslam’a düşmanlık ve vatana ihanetle geçti, Baş Hain Öldü”, Yeni Şafak “Devlete, millete, İslam’a ve nesillere ihanet etti, Asrın haini öldü”, Akşam “Hain öldü”, Akit “Zalimler için yaşasın cehennem, Hain öldü”, Takvim “Vatan haini öldü” manşetlerini attı. 

Demirörenlerin Hürriyet’i “İblis öldü”, Posta “Ateşi bol olsun” başlıklarını kullandı.

MHP’nin yayın organı Türkgün “Hain geberdi” derken, Nurcuların yayın organı olan Yeni Asya gazetesi sadece sol köşeden “Fetullah Gülen öldü” başlığına yer verdi. Yeni Asya Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz 20 Ekim’de Gülen için rahmet dilemişti. Hüdapar’a yakınlığıyla bilinen Doğru Haber gazetesi ise FETÖ elebaşının ölümünü manşetinin hiçbir yerinden vermedi.

Milli Gazete ise manşetinde şöyle dedi: “Dinlerarası diyalog fitnesinin başı, küresel ifsat faaliyeti olan ılımlı İslam projesinin yürütücüsü, bir dönem ülkemizin karar verici mekanizmasının en etkin ismi ve 15 temmuz darbe girişiminin sorumlusu Fetullah Gülen’in Pazar günü öldüğü duyuruldu. Bir dönemin sonu… Fetullah Gülen öldü.”

Bugün “hain” ve “zalim” diyen gazetelerin geçmişte Fethullah Gülen için “hocaefendi”, “hizmet hareketi”, “Gülen Cemaati Lideri” gibi sıfatlar kullanması unutulmadı.

2012’DE YENİ ŞAFAK: HİZMET’İN İKTİDARI PAYLAŞMA HEDEFİ YOK

Yeni Şafak gazetesi 6 Nisan 2012 Cuma günü 1. sayfasından verdiği haberin başlığı şöyleydi: “Hizmetin iktidarı paylaşma hedefi yok.” Haber tam olarak şu cümlelerle başlıyordu: “Onursal Başkanlığını Fethullah Gülen Hocaefendi’nin yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, özel yetkili savcının neden olduğu MİT-Yargı krizine ilişkin açıklama yaptı.” Haberde bugünlerde ‘FETÖ’ denilen örgüte o günlerde “Gülen Hareketi” deniliyor ve şöyle devam ediliyordu: “Gülen Hareketi krizin dışındadır. ‘Hizmet’in siyasi iktidarı paylaşma gibi bir hedefi asla söz konusu değildir.”

Daha eskiye 24 Haziran 1999 Perşembe gününe gidince ise Milli Gazete’nin manşeti dikkat çekiyor. Gazete “Gülen yalnız değil” manşetinde Fethullah Gülen’e “Hocaefendi” diyor ve şöyle devam ediyor: “Fethullah Gülen Hocaefendi’ye karşı başlatılan huruç harekatını halk ibretle izliyor. Başta siyasi partiler olmak üzere tüm kuruluşlar hocaefendinin yanında olduklarını belirtiyor.”

29 Kasım 2013’te ise Akit gazetesi manşetinde “Gülen’i Ak Parti kurtardı” başlığını kullanıyordu. Gazete haberinde “2000 yılında, 10 yıl hapis talebiyle DGM’de yargılanan Fethullah Hocaefendi; 2006 yılında AK Parti Hükümetinin Terörle Mücadele Kanunu’nda yaptığı değişiklikle beraat etti” diyordu. Haberde ayrıca AKP İstanbul Milletvekili Bülent Turan’ın sözlerine yer verilmiş ve şöyle devam edilmişti: “Böyle kritik zamanlarda fitne çıkarmak için bazı şeyler yeniymiş gibi haber yapmak, bilinmeyen bir şeyi ortaya koyuyormuş gibi yapmak bir defa basın ahlakı ile bağdaşmaz. Recep Tayyip Erdoğan o dönemde o imzayı atmışsa neden ve niçin attığı herkes tarafından biliniyor.”

SELVİ NEREDEYSE YALVARIYORDU!

Köşe yazarlarında da durum farklı değildi. Bugün “Ateşi bol olsun”, “Cehennemde yan” diyen pek çok gazete yazarı geçmişte “Hocaefendi”, “Gülen hareketi”, “seviyoruz” sözlerini söylüyordu.

Bugün “Hain öldü” diyen Akit’in yazarlarından Ali Karahasanoğlu, Gülen'in 28 Şubat sürecinde darbeci kesimi desteklediğini ve önlerini açtığını iddia ederek; "Sol partileri, laikçi siyasetçileri sevindirdi... Şimdi Yalçın Doğan, Tuncay Özkan övsün Fetullah Gülen’i… Biz değil...” dedi.

Mesela Nazlı Ilıcak’ın “Muhterem hocamız” dediği Fethullah Gülen için Rasim Ozan Kütahyalı “Ben Fethullah Gülen’i seven bir insanım” diyordu. Hilal Kaplan sosyal medyadaki paylaşımında “Hocaefendinin tekrar bu kürsülerden sesleneceği günler gelecek mi acaba?​” diye sorarken Abdülkadir Selvi “Ne olur hocam, gün bu gün. İş şirazesinden çıkmak üzere. Türkiye’ye dönün artık” ifadelerini kullanıyordu.

İLK ‘FETÖ’ DİYEN ALÇI’YMIŞ!

Bu noktada diğer yazarlardan ayrışan bir isim daha vardı, o da Nagehan Alçı… Alçı, Gülen’in ölümünün ardından sosyal medyadan şu paylaşımları yaptı: “FETÖ tabirini ilk kullananlardan biri olarak geriye dönüp onca mücadele, onca tartışmaya ve kavgaya bakıyorum da… Fethullah Gülen bu ülkenin gerçek bir hukuk devleti olmasını engelledi, adalete ve demokrasiye dair umudu olan milyonların geleceğini çaldı…” Sosyal medya kullanıcıları ise, Alçı’nın geçmişteki televizyon programlarında Gülen’i öven ifadelerini hatırlattı. Alçı o dönem “Gülen Hareketi bence çok önemli bir hareket…” diyordu.

‘MEKANI CENNET OLSUN’ DİYEN GAZETECİYE SORUŞTURMA

Bursa'da bir internet haber sitesi ve kanalında sabah programı sunan gazeteci Aysın Komitgan, önceki günkü (21 Ekim) yayına Fetullah Gülen’in ölüm haberini vererek başladı. Komitgan “Gün başladı. Fethullah Gülen’in ölüm haberi geldi. Ne diyelim, mekanı cennet olsun” dedi.

Bu sözler üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ‘terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla Komitgan hakkında soruşturma başlattı. Savcılık Komitgan hakkında gözaltı kararı da verdi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne ifadeye çağrıldı.

SİTEDEN AÇIKLAMA: İLİŞİĞİ KESİLMİŞTİR

Öte yandan Bursa’da Bugün gazetesi Aysın Komitgan’ı işten çıkardı. İnternet sitelerinden bir açıklama yapan gazete “Kullandığı kabul edilemez açıklamalarından dolayı program sunucusu Aysın Komitgan'ın kurumumuzla ilişiği kesilmiştir” dedi. Gelişmeler üzerine açıklama yapan Komitgan ise özrü diledi.

Komitgan’ın gözaltına alınmasına Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nden tepki geldi. Şube Başkanı Yüksel Baysal, yaşananların ‘canlı yayın kazası’ olduğunu söyledi. Komitgan’ın ‘mekanı cennet olsun’ söylemini yayın esnasında ne diyeceğini bilemediği bir esnada gayri ihtirayı bir biçimde kullandığını savundu.