23 Ekim 2024 16:38

TBMM Adalet Komisyonu'nda ‘etki ajanlığı’ tepkisi

Muhalefet, TBMM Adalet Komisyonu'nda, AKP’nin “etki ajanlığı” düzenlemesinin de yer aldığı torba kanun teklifine tepki gösterdi.

Fotoğraf: ANKA

Paylaş

TBMM Adalet Komisyonu'nda, AKP’nin “etki ajanlığı” düzenlemesinin de yer aldığı torba kanun teklifinin görüşmeleri devam etti. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Bir tartışma var; düne kadar kimse Abdullah Öcalan gelsin Meclis'te konuşsun diyemezdi. Bunu söyleyen bir başka ülkenin ajanı olmakla suçlanırdı ve altı saat içerisinde cezaevine konulurdu. Bugün bambaşka bir iklim var. Dün suç diye tanımladığınız bir şeyi bugün devletin bekası diye tanımlarsanız o zaman yargı ne yapacak?​” dedi.

TBMM Adalet Komisyonu'nda, AKP’nin “etki ajanlığı” düzenlemesinin de yer aldığı torba kanun teklifinin görüşmeleri sürdü. Muhalefet milletvekilleri, teklifin “etki ajanlığı”nı düzenleyen 16. maddesine tepki gösterdi. 

‘CADI AVINA DÖNÜŞECEĞİNDEN ENDİŞELİYİZ’

ANKA’nın haberine göre; CHP Grup Başkanvekili Murat Emir yasa teklifinin daha önce de kamuoyuyla paylaşıldığını ve tepki aldığını hatırlatarak “Böyle bir yasanın yargı paketinde yer alması hem de temel kanun olarak gelmesi beklenirdi ama bunu Noterlik Kanunu’nun içine eklemişsiniz. Bu bile bir ciddiyetsizlik örneği. Eğer böyle bir kanuna ihtiyaç varsa toplumun bütün kesimlerinden görüş alınarak yapılabilirdi” dedi. 

“Bu madde ile yepyeni bir suç tanımı yapılıyor. Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlara yeni hükümler getiriliyor. Son derece karmaşık, sınırları belirsiz, öngörülemez, her okuyanın kendine göre anlayacağı o günkü siyasal konjonktüre göre uygulanacak bir madde” diyen CHP Grup Başkanvekili şöyle devam etti: 

“Bu maddenin uygulamaya geçmesi Türk hukuk tarihi açısından da demokratik, sivil anayasa yapacağız denilen bir süreçte katkı vermeyecek. Her düşünen bilim insanı, gazeteci, siyasetçiye yönelik kullanılabilecek bir maymuncuk vermek demek. Her taraftan tel tel dökülen iktidarını sürdürmek demek. Bunun bir cadı avına dönüşeceğinden endişeliyiz. Bizdeki subjektif, daha doğrusu açıkça konuşmak gerekirse siyasi iktidarın durduğu pozisyona göre, kimi susturmak, tutuklamak istiyorsa bunun için kullanılan bir şey. Bu sizin tarif ettiğiniz suçu hiç kimse de işlemeyebilir herkes de işleyebilir. Belirsizlik var. Dezenformasyon yasasında da halka endişe panik yaratmak saikiyle gerçeğe aykırı bilgi yaymak suçu geçti. Failin amacı sorgulanıyor, ne anlıyorsanız anlayın deniliyor. Bu yasa gerçekten işletilseydi Fahrettin Koca tutuklanması gereken bir şahıstı. Kendisi de itiraf etti Kovid vakalarının 20'de 1'ini söyledi. Bu yasa sonucunda büyük bir korku yayılarak otosansür sağlandı. Dezenformasyon yasası ile ilgili dosya sayısı kaç, Yargıtay kararı oluştu mu bilmek istiyorum.”

‘DÜN ‘ÖCALAN KONUŞSUN’ DENİLSEYDİ, AJANLIKLA SUÇLANIRDI’

Amacın ifade özgürlüğünü, demokrasiyi güçlendirmek olmadığını keyfi uygulamalara açık, kanuniliği karşılamayan bir teklif olduğunu ve son derece müphem, sınırları belirsiz bir düzenleme getirildiğini belirten Murat Emir şunları söyledi: “Soyut bir şüphe getiriyorsunuz. Bunun suçluları da gazeteciler, siyasetçiler olacak. Bir tartışma var; düne kadar kimse Abdullah Öcalan gelsin Meclis'te konuşsun diyemezdi. Bunu söyleyen bir başka ülkenin ajanı olmakla suçlanırdı ve altı saat içerisinde cezaevine konulurdu. Bugün bambaşka bir iklim var. Bu madde yani 'devletin siyasal yararları aleyhine davranmaktan' ne anladığınız sizin pozisyonunuza göre, durduğunuz yere göre, hayat görüşünüze göre ve hatta Türkiye örneğinde olduğu gibi siyasetin o gün o soruna nasıl baktığına göre değişiyor. Yargı böyle bir şey değil, adalet böyle bir şey değil. Adaletin kılıcın herkese sallanır. Dün suç diye tanımladığınız bir şeyi bugün devletin bakası diye tanımlarsanız o zaman yargı ne yapacak? Ben böyle bir kanunu konuşmaktan bile hicap duyuyorum.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

BRICS zirvesi | İran Cumhurbaşkanı: ABD doları silah olarak kullanıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa