24 Ekim 2024 11:31

2025 yılı bütçesinde üretici köylülere destek yok

Yasa gereği milli gelirin yüzde 1’inin altında olmaması gereken tarıma destek bütçesi bu miktara 2025 yılı bütçesinde de ulaşmadı. iki yılda tarıma gitmesi gerekirken gitmeyen miktar 800 milyar TL.

Fotoğraf: ANKA

Paylaş

Yasa gereği milli gelirin yüzde 1’inin altında olmaması gereken tarıma destek bütçesi bu miktara 2025 yılı bütçesinde de ulaşmadı. CHP’li Gürer son iki yılde üretici köylünün 800 milyar TL destekten mahrum bırakıldığını söylüyor.

CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, meclise sunulan 2025 yılı bütçesi hakkında açıklamalarda bulundu. Gürer, tarımda 2006 yılında çıkarılan kanunla verilmesi gereken milli gelirin yüzde 1'inin verilmediğini ve iki yılda çiftçiye verilmeyen desteğin 800 milyar lirayı bulduğunu ifade etti. 2025 yılı bütçe gerekçesinde hedef ve tahminler, yerli büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan elde edilecek et miktarı ile birlikte ithal edilecek besilik ve kasaplık hayvanlardan elde edilecek et miktarı dahil edilerek hesaplanması sonucu et üretim miktarında artış öngörüldüğünü, bu durumda tahminlere göre en az üç yıl düzenli hayvan ithalatının süreceğinin öngörüldüğünü söyledi.

“TARIMDA 800 MİLYAR LİRA ÇİFTÇİYE SÖZ VERİLDİĞİ HALDE VERİLMİYOR”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım için ayrılan desteklerin de tarım kanununun 21. maddesinde yer alan milli gelirin %1 olması yönündeki düzenlemeye bu yılda uyulmadığını belirterek, iki yılda çiftçiye doğrudan verilmesi gereken desteklerin 800 milyar lira çiftçiden esirgendir" dedi. Gürer, 2024 yılının üretici köylülerin kara yılı olduğunu belirterek, "Ürettiğinden para kazanmadı ve girdi maliyetlerinde göre zarara ürün sattı. Yeterli destek de alamadı. Çiftçi 2025 yılında da işi zor" diye konuştu.

Gürer, "AKP iktidarı, 2006 yılında çıkardığı Tarım Kanunu'nda çiftçilere verilecek desteğin milli gelirin %1 olacağını öngörmektedir. Kanunu çıkaran AKP, kanuna bugüne kadar hiç uymamış ve milli gelirin %1'i çiftçiye verilmemiştir. 2025 yılı bütçesinin milli gelirin %1'i 615 milyar 400 milyon liradır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz açıkladığı ve bütçe teklifinde yer alan doğrudan destek tutarı 135 milyar liradır. Böylece çiftçiden bu yıl esirgenen destek tutarı 480 milyar 400 milyon liradır. Geçtiğimiz yılda milli gelirin %1'i olan 411 milyar lira yerine 91 milyar lira verileceği açıklanmıştı. İki yılda çiftçiden esirgenen destek toplamı 800 milyar lira olmaktadır. Destek ödemeleri ürün ekim ya da hasat döneminde verilmelidir. Bir yıla sarkan destekler çiftçiye fayda sağlamamaktadır. Mazot desteği veriyoruz diyerek, desteğin dört katı yüksek ÖTV ve KDV ile verilen destek geri kat be kat alınmaktadır. Çiftçilerin bankalara kredi borcu 2004 yılında 5 milyar 400 milyon iken, bugünkü verilerle bu rakam 749 milyar liraya çıktı. Piyasa ile borçları 800 milyarı aştı. Düşük alım fiyatları, sürekli artan girdi fiyatları ve yetersiz destekler çiftçiyi zorluyor. Çiftçi, gelecek yıl ne yapacağını bilmez durumda. Bu yıl üretimde yaşanan sorunlar nedeniyle borcunu ödeyemiyor. Üre gübre yılbaşında 12.600 TL iken, bayi fiyatı 14.500 TL çıkmıştır. DAP gübre yılbaşında 18.500 TL iken, bayi fiyatı 23.250 TL çıkmıştır. 50 kg süt yemi fiyatı da 600 TL aşmıştır. Girdi maliyetlerinde artış devam etmektedir. TÜİK, ihtiyaç duyulduğu zaman fiyatı artan ürünle, ihtiyaç olmadığı zaman durağan ürün ortalaması üzerinden yaptığı hesaplamalar tarımsal girdi fiyatlarını daha düşük göstermektedir" dedi.

 

BİTKİSEL ÜRETİM YERİNDE SAYIYOR

 

Gürer, açıklanan 2025 yılı gerekçesinde yer alan verilere göre hayvan ithalatının devam edeceğini ve bakanların geçmiş dönemlerde belirttiği hayvan varlığında Avrupa birincisi ifadelerinin masal olduğunu söyledi. Gürer, "Bitkisel üretimde TÜİK, Mayıs ayında yaptığı açıklamada bir önceki yıla göre tarım ürünlerinin azalacağını, meyve ve sebzede ise artış olacağını açıklamıştı. Bu yıl beklenen üretimin 138 milyon ton olarak öngörülmüştü. Aralık ayında bu tahminin yansımasını görmüş olacağız. Tahıl ürünlerinde buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır ve şekerpancarı üretiminde azalış öngörülüyor. Bitkisel üretimde de 2004 yılında bütçe gerekçesinde konan hedeflerde değişikliğe gidilmiştir. 2024 yılında 133 milyon ton olarak hedeflenen üretim miktarının 2025 yılında 134 milyon tona, 2026 yılında 136 milyon tona çıkması öngörülmüş. 2024 yılında bu hedefler 2025 yılı için 130 milyon 200 bin ton, 2026 yılı için de 130 milyon 600 bin ton idi. Bu hesaplamalarda kuraklık, mevsim değişimi yer almazken, ithal ürünlerin sürece yansıması da belirtilmemiştir. TÜİK, tahmini 2024 yılı üretimi ise 138 milyon ton öngörüsü ise bütçe gerekçesinde yer bulmamıştır"

2025 YILINDA HAYVAN İTHALATI DEVAM

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2025 yılı bütçe gerekçesi verilerine göre et ithalatının devam edeceğinin görüldüğünü belirtti. İki yılda 1 milyon 200 bin ton ithalat yapan iktidar, verilere göre hedeflenen tahminlerde artışı ithal hayvan varlığından sağlanacak ete bağladı" dedi. Gürer: "Kırmızı et üretim miktarı yılda bir defa, yıl sonunda TÜİK verileri yayınlanmasına bağlı ölçülmektedir. Kırmızı et üretimi 2023 yılı için 1 milyon 945 bin ton planlanmış, 1 milyon 827 ton olarak gerçekleşmiş ve hedef sapmıştır. 2024 yılı ise hedef olarak açıklanan miktar 1 milyon 727 bin tondu. Ancak bu hedef 2024 yılı sonu için 2 milyon 041 tona çıkarıldı. Hedef ve tahminler, yerli büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan elde edilecek et miktarı ile birlikte ithal edilecek besilik ve kasaplık hayvanlardan elde edilecek et miktarı dahil edilerek hesaplandığı belirtildi. Böylece iki yılda ithal edilen 1 milyon 200 bini aşkın hayvan varlığı hesaplamaya katılınca tahminde artış ortaya çıktı. Bu durumda ithal et ve hayvan süreci devam edeceği görülüyor. Bu nedenle 2024 yılı bütçe gerekçesinde 2025 yılı tahmini 1 milyon 764 ton iken, 2025 yılı bütçe gerekçesi hedefi 2 milyon 328 bin ton, 2026 yılı tahmini de 2024 yılında 1 milyon 788 bin tondan 2025 yılı hedefinde 2 milyon 387 bin tona çıkarıldığı görülüyor. Böylece et üretiminde 2025 yılında tahminlere, ithal hayvanların varlığı da hesaplanarak tahminler yapılmış. Bu durumda hayvan ithalatı devam edeceği de anlaşılıyor ve bu süreç belirlenen tahmin süreci içinde devam edeceği görülüyor. Avrupa hayvan varlığında birinciyiz anlatıları da masal olduğu ortaya çıkıyor" diye konuştu. (EKONOMİ SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır Baro Başkanı: İmralı politikası değişirse toplumsal barışa hizmet eder

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa